Erzurum Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü öğrencisi.
* Erzurum'da öğrenci evi. Fotoğraftakiler soldan sağa; Hairatullah Barlas, Sedratullah Ghiyasi, Shekibullah Rasool, Said Ehsamullah.
Türkiye'de yaklaşık 72 bin "yabancı uyruklu öğrenci" eğitim alıyor. Bu sayının, 3 bin 600'ü Afganistan'dan gelen öğrencilerden oluşuyor.
Erzurum’daki Atatürk Üniversitesi'nde de 1400'e yakın yabancı öğrenci var. 40 senedir bir türlü huzur ortamının sağlanamadığı Afganistan'dan Türkiye'ye gelen öğrencilerle, ülkelerini, savaşı, Türkiye'yi, Erzurum'u, aldıkları eğitimi ve gelecek planlarını konuştuk.
Hüsameddin Hamdar, Atatürk Üniversitesi'nde Türk Edebiyatı üzerine yüksek lisans yapıyor. Afganinstan'ın Talukan şehrindeki Takhar Üniversite'sinde çalışırken, yüksek lisans yapmak için Türkiye'ye gelmiş. Hamdar, o süreci şöyle anlatıyor: “7 ay önce Türkiye'ye geldim. Afganistan'da Özbek Dili ve Edebiyatı üzerine üniversitede çalışmaya başlamıştım. Türkiye'ye eğitim bakanlığımız bizi gönderdi. Ailem, Afganistan'ın Talikan şehrinde yaşıyor.”
“İran’da Afgan olduğum için hakaret ediyorlardı”
Hamdar Afganistan'da şehirlerin durumunun iyi olduğunu fakat köylerin kötü durumda olduğunu, savaştan etkilendiğini söyledi:
Hüsameddin Hamdar, kaldığı yurdun çalışma odasında.
“Komşularımız bize farklı bakıyorlar, özellikle Pakistan. Bizi istemiyorlar yani, devlet olmamızı istemiyorlar. Afganistan barış için çok çalıştı, birlik olsa iyi olacak. Ben İran'da doğdum ve 20 sene orada yaşadım, sonra Afganistan'a geçtim. Türkiye'yi İran'la karşılaştırdığımda bence burası çok iyi. Kimse bana Afgan diye hakaret etmedi ama İran'da günde 2-3 kez Afgan olduğum için hakaret ediyorlardı. Küçümsüyorlardı, ama Türkiye'de hiç görmedim. Erzurum soğuk ama alıştım.”
“Afganistan’da ağaç var mı?”
Sedratullah Ghiyasi 25 yaşında, Atatürk Üniversitesi'nde Radyoloji bölümünde okuyor. İlk olarak İzmir'e gelmiş, evli ve bir çocuğu var.
Sedratullah Ghiyasi, Afgan öğrenci evinde kütüphanede çalışırken.
“Türkiye'ye eğitim amacıyla geldim, bizi Erzurum'da genel olarak iyi karşıladılar ama kötü karşılayanlar da oldu. Türkçe bilmemekten dolayı çok zorluk yaşadık. Erzurum'da ötekileştirmeye maruz kaldığımız oldu. Sürekli Afgan diyince, 'Orada savaş devam ediyor mu?' diye soruyorlar. İslami ülkelerin birçoğunda savaş var…”
“Afganistan çok güzel bir ülke. Türkiyeli bir arkadaşımız bana Afganistan’da ağaç var mı diye bile sordu, çok şaşırdım.”
“Umut ederim ki savaş biter. Okulum bitince Afganistan'a döneceğim, bize orada ihtiyaç var. Bugün deseler ki al diplomanı hemen giderim...”
“ABD olduğu sürece Afganistan'a rahat yok”
Ghiyasi'ye Afganistan'ın durumunu soruyorum.
Ghiyasi, yaklaşık 6 ay önce babasını bir suikast sonucu kaybetmiş. Biraz çekinerek anlatıyor:
“Babamın sözü dinlenirdi, bu yüzden suikasta uğradı. Taliban tarafından yapıldığını düşünüyoruz.”
“Olay şöyle olmuş; bizim yukarı tarafımızda Taliban bir şehri almış, bizim ilçeye de gelmek istemiş. Sonra benim babam demiş ki, 'Burayı koruyacağız. Taliban gelmesin’ demiş, bu sebep oldu herhalde.”
“Babamın bakkalı vardı, 47 yaşındaydı, devlette çalışmıyordu. 10 bin kişilik grubun kanaat önderiydi. 2000'de İkiz Kuleler vurulunca ABD geldi, bu onlar için bir bahaneydi. Amerika'yı koca uçak vuruyor, onların haberi olmuyor, bu çok saçma bir şey. Amerika, isteğine ulaştı. ABD olduğu sürece Afganistan'a rahat yok. Afganistan'ı Pakistan da çok karıştırıyor. ABD ve Pakistan iş birliği yapıyor.”
“Bu da geçer, dedim ağlayarak...”
Çocukluğunda savaştan kaynaklı yaşadığı bir trajedi var mı diye merak ediyorum.
Ghiyasi, saatlerce anlatsam belki bitmez, diyor. Birisini şöyle anlatayım diyerek devam ediyor:
“Afganistan iç savaş içerisindeydi, babam başka bir şehre gitti, sadece annem vardı, çok küçüktüm, ekonomik durumuz kötüydü. Baskın olduğunda yiyecek, para hiç bir şeyimiz kalmamıştı. Bizim evlerde kuyu vardır, kuyudan su alırız. Kıştı, ayakkabım yırtıktı, suyu kuyudan aldıktan sonra ağladım. Anneme, 'ne zaman bitecek?' diye sordum. Sonrasında içimden, 'Bu da geçer' dedim ağlayarak...”
“Taliban'ın yuları kendi ellerinde değil”
Hairatullah Barlas, Afganistan'ın Badahşan şehrinden eğitim için Erzurum'a gelenlerden. Kabil Üniversitesi'nde aldığı lisans eğitiminden sonra Atatürk Üniversitesi'nde Türk Dili Edebiyatı üzerine yüksek lisans yapıyor.
Hairatullah Barlas mutfakta ev işi yaparken.
Erzurum'a alıştığını belirten Barlas, Afganistanlı olduğu için çok büyük zorluk yaşamadığını ama yine de bir kaç kez sıkıntı yaşadığını söylüyor.
Barlas, Afganistan'ın sıkıntısının ABD, Pakistan ve Taliban olduğunun altını çiziyor:
“Taliban Pakistan'a en yakın bölgeden oluştu. Pakistan'dan oluştu yani. Yavaş yavaş merkeze doğru geldi. İç savaş vardı zaten. Afganistan'ın hemen hemen her yerinde sıkıntılar var. Taliban cami bombalıyor, okul patlatıyor. Taliban'ın yuları kendi ellerinde değil.”
“5 yaşındaydım, iç savaş başladı”
Shekibullah Rasool Afganistan'ın, Mezari Şerif şehrinden eğitim almak için Erzurum'a gelmiş. Atatürk Üniversitesi'nde İktisat Bölümünde okuyan Rasool, Afganistan ve çocukluğuna dair şunları anlatıyor:
“Ben 5 yaşındayken iç savaş başladı. Benim babam Afganistan'da general, amcalarım da asker. Babam, savaş döneminde 3 mermi ile yaralandı.”
“Ben okula başlar başlamaz Taliban oluşmaya başladı. O dönem babam ve amcam ülkemizi terk etmek zorunda kaldı. Biz de ailecek, bu sebepten dolayı Pakistan'a, babamın yanına gitmek zorunda kaldık.”
“Pakistan'da geçinmek zordu, ben de halı dokuyarak aileme yardım ettim. 7 yaşında, 2 senede 10 tane halı dokudum, sonra ülkemize geri döndük.”
“Ne yazık ki Türkiye'de de oluyor”
Shekibullah Rasool, Erzurum'daki Afgan öğrenci evindeki toplantı salonunda.
Rasool, ailesinin yaşadıklarından yola çıkarak Afganistan'ın durumu hakkında şunları anlattı:
“2005'ten sonra ortalık bir daha karışmaya başladı. Her şey tersine döndü yani. Afganistan'da karşılıklı çatışma yoktur, intihar bombacıları vardır. Şimdi ne yazık ki Türkiye'de de oluyor bunlar.”
“Babam o dönemde Kabil'de bakanlıkta görev yapıyordu, babam araçla giderken 2 askeri aracın ortasında bombacı kendi patlatıyor, 10 araç yanıyor. Babamın aracına bir şey olmadı, ailem de bir daha Kabil'e gitmesine izin vermedi.”
“Sonra bizim yaşadığımız Mezar Şerife geldi olaylar. Bence Taliban, IŞİD gibi örgütlerin çıkmasının sebebi, Suudi Arabistan, Pakistan, İsrail ve ABD. İkiz Kuleler olayını ABD kendisi yaptı, bana böyle bir olay hiç mantıklı gelmiyor.”
Rasool, Erzurum'un eğitim için ideal bir şehir olduğunu belirtiyor:
“Erzurum'un gezecek yeri çok az. Okul, kütüphane olarak öğrenciler hayatlarını devam ettirebiliyor. Bu yüzden iyi ki başka bir şehirde değilim, bu sayede eğitimime önem verebiliyorum.”
“Afganistan özgür olsun istiyorum”
Said Ehsamullah, Afganistan'ın kuzey bölgesindeki Faryab şehrinden, Erzurum'a gelmiş. Atatürk Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği 3. sınıf öğrencisi olan Ehsamullah, Afganistan'ın Faryab şehrinin, 4 sene öncesine kadar en güvenli yerlerden biri olduğunu fakat artık Taliban'ın hüküm sürdüğünü anlattı.
“Patlama falan çok olmuyor ama insanların içinde bir korku var. Bu korkunun nedeni Taliban. Son iki senedir patlama olmadı. Afganistan tamamen özgür olsun istiyorum. Bir ülkede yaşadığımızı, onun kendimize ait olduğunu bilmek istiyoruz. Şu andaki Afganistan'da yatırım falan yok, çünkü güvensizlik var. Yatırım varsa bile inanın çok az.”
Erzurum'da sıkıntı yaşamadığını söyleyen Ehsamullah, ilk zamanlar Türkçe bilmemesinden dolayı zorluk yaşadığını ifade ediyor, gelecek planı hakkında şöyle diyor:
“Afganistan'a dönüp, elimden ne geliyorsa yapmak istiyorum, burada kalmak istemiyorum.” (UŞ/AS)