CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 30 Eylül’de yaptığı bir paylaşımla “genel af” konusu yeniden tartışılmaya açıldı.
Kılıçdaroğlu paylaşımında “taciz, tecavüz ve terör suçları” gibi suçların af kapsamında yer almayacağını belirtti.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı hukukçu Öztürk Türkdoğan’a ve Avukat Cenk Yiğiter’e Kılıçdaroğlu’nun bu çıkışını nasıl değerlendirdiklerini sorduk.
Yıllardır insan hakları alanında çalışan ve hukuki mücadele yürüten İHD eş genel başkanı Türkdoğan Kılıçdaroğlu’nun af çıkışının bir kapasite yetersizliğinden dolayı kaynaklandığını düşündüğünü söyledi.
Türkdoğan hapishanelerde 330 bin mahkûmun olduğunu ama Türkiye’deki hapishanelerin toplam 270 bin kişilik kapasitesi olduğunu hatırlattı:
“Bugün hapishanelerde bir kapasite-mekân sorunu söz konusu. Kapasitenin üzerinde 60 bin mahkûm var. Kemal Kılıçdaroğlu da bir ihtiyaç olduğunun farkında. Mahkûm sayısı her geçen gün artıyor.
Kılıçdaroğlu’ndan randevu talep ettiler
“Sormamız gereken en önemli soru ‘neden artıyor’. İnsanlar çeşitli nedenlerle suçlara karışıyor. Terörle mücadele kanunu da iktidar tarafından kullanılıyor. Hapishaneler için bir düzenleme yapılmadan önce asıl ceza mevzuatını ve infaz kanunu gözden geçirmemiz gerek.
“Bu mevzuatın içeriği ve eksiklikleri konusunda Kemal Kılıçdaroğlu’nu bilgilendirmek için kendisinden bugün bir randevu da talep ettik.
“2004’te yapılan ceza kanunuyla ki o zaman Cemil Çiçek adalet bakanıydı, artık terörle mücadele kanuna gerek kalmayacak, demişti. Cezalar biraz da daha arttırılmıştı. Zaten Terörle Mücadele Kanunu’nu da ceza kanunundaki cezaların yeterli görülmediği durumlarda uygulanıyor ve ceza mevzuatındaki kanunun yüzde 50 daha fazlası ceza veriliyordu.
“Ama hem Terörle Mücadele Kanunu uygulanmaya devam etti hem de ceza mevzuatındaki ceza artışı mahpus sayılarını arttırdı. Bu süreçte infaz koşulları da ağırlaştı.
“Gazeteciler de TMK ile yargılanıyor”
“Kılıçdaroğlu aftan terör suçlarını muaf tutacağını ifade ediyor fakat Gezi davası sanıkları, kendi partisinden isimler, Canan Kaftancıoğlu, Selahattin Demirtaş ve birçok gazeteci de bu kanun üzerinden yargılanıyor.
“Kılıçdaroğlu bütün bu kişiler için de özgürlük vurgusu yapıyor fakat işleyiş bu hâldeyken yapısal sorunlar çözülmemişken bütün bunları konuşmak bizi bir yere götürmez. Terör Kanunu, dünyada silahlı eylemler, bombalı saldırılar vb. şeyleri kapsarken bizim ülkemizde bir gazetecinin kullandığı bir cümle de Terörle Mücadele Kanunu’yla değerlendirilebiliyor.”
“Belli bir zümre sürekli aflardan yararlanıyor”
“Denetimli serbestlik ve örtülü aflarla belli bir zümre sürekli olarak bu aflardan yararlanıyor. Ama dezavantajlı grupları da göz önünde tutmamız gerek. Yaşı ilerlemiş mahkumlar, ağır hastalar, özel mahpuslar var. Örneğin terörle mücadeleden yargılanmış bir mahkûm ağır hasta olsa bile toplum güvenliği sebebiyle serbest bırakılmıyor.
“Sorunlar bunlarla da bitmiyor. İnfaz uygulaması da ayrı bir sorun oluşturuyor. Örneğin mahkûm 6 yıl üç ay ceza aldıysa ve bu cezanın 4 yıl 9 ayını yatarak geçirdiyse serbest bırakılması gerekiyor bu süreden sonra. Ama cezaevlerinde gözlem kurulları var, mahpus kanunen yatması gereken süreyi tamamlasa da bu kurullar kişinin serbest bırakılmasına izin vermiyor. Kanunen mahkemeye ait bir yetki böyle bir kurula verilemez.”
“Afla çözülemez, reform yapılmalı”
Hukukçu Cenk Yiğiter ise Kılıçdaroğlu’nun af çıkışını anlamsız bulduğunu ifade etti:
“Kalıcı bir adalet, ceza ve infaz krizinin ortasındayız. Her 10 yılda bir durum kendini tekrarlıyor. Af tartışmaları gündeme geliyor. Daha önceleri devlete karşı işlenen suçlar için de af yasası yürürlüğe girmişti.
“2016’dan başlayarak yargıda bir dönüşüm var. Parti kadroları yargıya yerleştirildi. Hukukun evrensel ilkeleri asgari düzeyde bile yerine getirilmedi. Kimseyi öldürmemiş, yasadışı bir örgüt üyeliği olmayan, sadece toplumsal örgütlerde yer alan insanlar Terörle Mücadele Kanunu’ndan yargılanıyor. Bu insanlardan bu şekilde intikam da alınmaya çalışılıyor.
“Bu kişiler için adil yargılamada yok. Adil yargılanması yapılmamış insanlar için hadi onları affedelim, gibi bir durum da söz konusu olamaz. Kısaca siyasi tutsak meselesi afla çözülemez. Hukuk ve yargı reformuna gitmemiz gerek. Şu an bu sorunlar içinde affı konuşmak da anlamsız.”
Neler yapılmalı?
Türkdoğan, öncelikle yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
- İfade özgürlüğü açısından Ceza Usul Kanununda özel yargılamalarla ilgili düzeltme yapılmalı, insan haklarına uygun hale getirilmeli.
- Ceza mevzuatı ve infaz kanunu gözden geçirilmeli.
- İnfaz uygulamalarında da insan hakları esas alınmalı.
(ED/AS)