“Buraya gelmek için ihtiyaç duyduğumuz cesaret, öğrencilerin, göstericilerin, onları yargılamaya kalkanların gözlerinin içine bakarak direnen, faaliyetini sürdüren HDP’lilerin cesareti ile karşılaştırılınca hiçbir şey. Buna gazetecileri de eklemek istiyorum…”
Türkiye’ye gelen uluslararası hak savunucularının karşılaştığı baskıları ve bazı ülkelerin “tutuklanma tehlikesi var, Türkiye’ye gitmeyin” yönündeki çağrılarını hatırlattığımızda, bu okuduğunuz yanıtı veren kişi, İlerici Enternasyonal (Progressive International) Genel Koordinatörü David Adler.
TIKLAYIN - İlerici Enternasyonal Kuruluyor
Adler, 100’ü aşkın HDP’linin yargılandığı Kobanî Davası’nı izlemek üzere Ankara’daydı. Dava sonrasında İstanbul’da da Boğaziçi Üniversitesi’nden öğrenciler ve akademisyenler başta olmak üzere hak savunucuları ile görüştü.
Adler ile basınla bir araya geldiği toplantı sonrasında söyleştik.
Dünyanın daha adaletli olacağı günlere ilişkin “umutlu olmasa da kararlı” olduğunu belirten Adler, değişim için çözümü de "en geniş cepheyi kurmak" olarak gösteriyor.
Kobanî Davası
TIKLAYIN - Kobanî davasında reddi hakim talebine ret
Ankara’da mahkemede edindiğim ilk izlenim, bu yargılamanın adaletle hiçbir ilgisinin olmadığıydı.
En absürdünden bir absürt bir tiyatro oyunu vardı. Çünkü yargılamanın yargılama ile ilgili değil, adaletle ilgili değil, zulümle ilgili olduğunun herkes farkındaydı.
Bu kadar çok sanık ve 3 bin küsur sayfalık iddianame ile bunun muhalefeti eleştiriyi imha etmek isteyen rejimin güç gösterisi olduğu açıktır.
Birlikte mücadele
Baskı dönemlerinin şöyle bir güzel tarafı var. Dağınık durumdaki güçlerin bir araya gelmesi için stratejik bir olanak sunuyor. Değişim konusunda umutlu değil, kararlıyım.
Türkiye “dışarıdan” nasıl görünüyor?
Dünyanın geri kalanı hakkında düşünmeyi sevmeyen ABD’liler, Türkiye’yi de işte bir Ortadoğu ülkesi diye olarak görürler.
Gözden kaçırdıkları ise ciddi bir tarih, susmayan, rejime karşı direnen, yürekliliğini koruyan gazeteciler, toplumsal muhalefet, sivil toplum, güçlü bir siyasal örgütlülüğün varlığı.
Amerikan cahilliğinin en kötü tarafı ileri güçlerle bir araya gelmesi gereğini görmemeleridir. Bu oysa burada veya dünyanın herhangi bir yerinde kazanmanın tek yolu.
Bu dünyanın her yerindeki aktivistlerle, işçilerle, işsizlerle, engellilerle, direnenlerle birleşin demektir. Olabildiğince güçlü geniş bir ittifaka ihtiyaç var. Olabildiğince geniş bir ittifaka ihtiyaç var.
Yayınların, işçi hareketlerinin, öğrencilerin herkesin bir araya gelmesinden söz ediyorum.
Avrupa Birliği ve Türkiye
Avrupa Birliği iki sesle konuşur. Biri yüksek, biri usuldür. Yüksek sesle, demokrasi, eşitlik, barış değerlerinden söz eder. Alçak sesle de Erdoğan gibilerle anlaşmalar yapar.
İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararından birkaç gün sonra Erdoğan’la buluşmak için ziyaretler düzenler, kapalı kapılar arasında ekonomik silah ticaretini gözeten anlaşmalar yapar.
Avrupa Birliği onuru olmayan bir şekilde davrandı. Bize çocuklarımız ve torunlarımız AB’nin Türkiye’ye böyle davranmasına nasıl izin verildiğinin hesabını soracaktır.
Sonuç
Bir sürecin sonunda değil başındayız, ziyaretimiz Türkiye’deki tüm insanlara dayanışma ağını birlikte örme davetidir.
Adler basın toplantısında ne söyledi?Taksim'de bulunan bir otelde basın toplantısı düzenleyen Adler, iki amaçla İstanbul’a geldiğini belirterek şöyle dedi: “İlk amacımız dünyanın gözlerini çevirdiği Erdoğan rejimine karşı verilen mücadeleyi göstermek. İkinci amacımız da Türkiye’de mücadele yürüten kesimlerin mücadelesinden bir şeyler öğrenmek. “Türkiye’deki demokrasi mücadelesi dünya için bir esin kaynağıdır. Derslikte, iş yerlerinde, sokakta ya da mahkeme salonlarında otoriter baskıya karşı nasıl mücadele edildiğinden dersler alacağız. “İktidar zenginlik teneffüs ediyor, bunun karşısındaki ilerici güçlerse dağınık. Bu dağınıklık gerici güçlerin elini güçlendiriyor. Türkiye’de de böyle, Doğu Akdeniz’de de böyle, dünya ölçeğinde de böyle. Bizim görevimiz ilerici güçlere bir enternasyonalizm altyapısını inşa etmek, birleştirmek ve dayanışmayı örmektir. “Dayanışma herkesin kendi toplumu içinde başlar. İster Avrupa göç anlaşması olsun, ister NATO ittifakı olsun, ister Erdoğan’ın yaptığı ticari anlaşmalar olsun bizim görevimiz bu sistemi her yerde parçalamak. Bu gerici koordinasyonun yerine halkların enternasyonalizmini kurmak istiyoruz. “Bu dayanışma HDP ile sınırlı kalmamalı. İşçilerin direnişini, LGBTİ+’ların haklarını, sokakta mücadele eden her kesim haklarını dile getirmeli. Otoriter baskının örtüsü olarak kullanılan pandemi önlemleri, benim gibi insanların buraya gelip kendilerini ortaya koymalarını ve dayanışma içinde bulunmalarını engellememelidir. "Türkiye yeni bir kapanma dönemine girerken benim için burada olmak ve ilerici enternasyonalin kurulmasına katkıda bulunmak ve buradaki demokrasi güçlerini bütün dünyadakilerle bir araya getirmeye çalışmak bir onurdur. Dolayısıyla bu ziyaret bir dayanışma eylemi olduğu kadar bir davettir. Mücadele yürütenleri, amaçlamayı düşündüğümüz gezegen cephesine katılmaya davet ediyoruz. “Avrupa bu şekilde göç krizinin çözülmesi beklentisi karşısında onurunu ve insanlığını satmıştır. Avrupa’nın politik durumunu ve oradaki ilerici hareketi, Kürtlerin mücadelesi ve Türkiye’deki ilerici güçleri bir görüyoruz. “Burada bulunuşumuzun amacı buradaki arkadaşlarımıza ‘yalnız değilsiniz, sesiniz uluslararası alanda görünüyor ve duyuluyor’ mesajı vermek. Daha önemli olan kendi topluluklarımız içinde gericiliğin dayanağı olan bu sistemi parçalamak için mücadele yürütmemizdir.” |
İlerici Enternasyonal hakkındaİlerici Enternasyonal girişimi 2019'da dünyayı dolaşan "Küresel Protesto Dalgası"nın dünya çapında bir ortak mücadele cephesi için koşulları olgunlaştırdığı gözlemimden hareket ediyor. Basın açıklamasında halkların geçen yıl "Delhi'den Santiago'ya, Paris'e Beyrut'a kadar her yerde yurttaşların demokrasiyi savunmak, onurlu bir yaşam talep etmek ve gezegeni koruyarak gelecek kuşaklara devretmek üzere ayağa kalkmaları"na dikkat çeken inisiyatif 2020'nin "eylemcileri ve örgütleyicileri, sendikaları ve çiftçi birliklerini, siyasal partiler ve toplumsal hareketleri, ortaklaşacağımız bir demokrasi, dayanışma ve sürdürülebilirlik vizyonu etrafında bir araya getirerek, bu birbirinden bağımsız protestoları bir İlerici Enternasyonal'de birleştirme yılı olacağı"nı ilan ediyor. COVID-19 salgınının "herkes için sağlık, işçilerin korunması ve uluslararası işbirliğine duyulan acil ihtiyacı açığa çıkardığı"nı ifade eden girişim, "bu ölçekteki meydan okumaları yalnızca bir İlerici Enternasyonal'in göğüsleyebileceğini ve korku, bağnazlık ve yabancılaşmadan çıkar sağlayanlara karşı kolektif haklar için ayağa kalkabileceğini" söylüyor. |
(EMK)