Danıştay'a silahlı saldırı, AB sürecini nasıl etkiler?
AB süreciyle bire bir ilgili değil. Ama her şey üst üste geliyor. Bu tip vakalar giderek daha sık olmaya başladı.
Bu olay, AB sürecini değil, Türkiye'yi raydan çıkarma tehlikesini taşıyor. Çünkü, kutuplaşmayı derinleştiriyor.
Örneğin, bu akşam [18 mayıs] Başbakan AKP toplantısında konuşacak. Öldürülen Danıştay üyesi Mustafa Yücel Özbilgin'in cenazesine gitmiyor.
AKP kurmayları, olay için "provokasyon" diyor, ama başka bir şey yapmıyor. Oysa bu olay, provokasyon diyerek geçiştirilemez.
Peki bu "Türkiye'nin rayından çıkması" AB sürecini nasıl etkiler?
Türban konusundaki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararıyla, dindar kesim Avrupa'dan ümidi kesti. Avrupa'nın -onlar açısından- "yararı yok" algısı oluştu. AKP'nin AB sürecinde ısrar etmemesinin nedenlerinden biri de bu.
TMY tasarısı gibi son yasal düzenlemelerin üzerine, Danıştay'a saldırı da sivil alanın daha da daraltılmasını gündeme getirir mi?
Bunların, daha milliyetçi, askeri çözümlere çanak tuttuğu aşikar. Dolayısıyla, AB'yle mesafe giderek açılıyor. Zaten dış basından da, AB organlarından da buna yönelik mesajlar geliyor.
Haziran ayındaki Brüksel Zirvesi'nde, Türkiye'ye bir ikaz gelecektir.
Bu mesafe açılmasının kısa vadedeki sonuçları ne olur?
Türkiye'nin AB perspektifi yok olmaya yüz tutar, bulanmaya devam eder, AB çıpası yerinden oynarsa, bu Türkiye'nin siyasi ve iktisadi istikrarına yansır. Daha önceden bildiğimiz sonuçlar bunlar. Mini krizlerle karşılaşırız. (TK/KÖ)