Özkan, 6. Uyum Paketi olarak bilinen, "Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı"nı, "baroların ve demokratik kitle örgütleri ile bilim çevrelerinin onlarca yıldır üzerinde durduğu demokratikleşme ve hukuk devletini oluşturma reformlarına, olumlu bir katkı" olarak nitelendirdi.
"Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreterliği, Genelkurmay ve bazı önemli gazetecilerin Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 8. maddesinin kaldırılmasına karşı haksız ve yanlış bir propaganda yürüttüklerini" vurgulayan Özkan, bu propagandanın karşılıksız bırakılmaması gerektiğini belirtti.
"Genel olarak desteklenmeli"
Özkan, yazılı açıklamasında, şu ifadelere yer verdi:
* Kanun tasarısının genel gerekçesinde açıkça ifade edildiği gibi, bu tasarı, AB adaylık sürecinde AB müktesebatına uyum amacıyla hazırlanmıştır.
Tasarı, baroların ve demokratik kitle örgütleri ile bilim çevrelerinin onlarca yıldır üzerinde durduğu demokratikleşme ve hukuk devletini oluşturma reformlarına, olumlu bir katkı niteliğindedir. Genel olarak desteklenmesi gerekmektedir. Özellikle, MGK Genel Sekreterliği, Genelkurmay ve bazı önemli gazetecilerin, TMK'nın 8. maddesinin kaldırılmasına karşı yürüttükleri haksız ve yanlış propaganda karşılıksız bırakılmamalıdır.
* Batı demokrasilerinde, kabul edilen genel ve ortak ölçüt şudur; Açıklanması suça kışkırtma niteliği taşımadıkça, "açık ve somut tehlike" yaratmadıkça, içeriği ne olursa olsun, her türlü düşüncenin savunulması ve yazılması serbesttir. (Server Tanilli: İslam Çağımıza Yanıt Verebilir mi? shf.215)
* İleri ve hukuka saygılı devlet mevzuatlarında, şiddet ve nefret konuşmaları, savaş propagandaları, ırk ve din ayırımına dayalı propagandalar genelde yasaktır.
* Türkiye'nin imzaladığı ve yakın zaman içinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden (TBMM) geçecek olan Medeni ve Siyasi Haklar Hakkındaki 1966-Birleşmiş Milletler Sözleşmesinin,20.maddesine göre; a) Her türlü savaş propagandası kanunla yasaklanır. b) Ayrım, düşmanlık, şiddete yol açan ulusal, ırksal yahut dinsel nefret savunuculuğu kanunla yasaklanır.
* Bu amaçla, TCK 312.madde, 4744 no'lu uyum yasasının 2. maddesi ile değiştirilmiştir. Ancak, Türkiye'de, son olarak Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) Irak'a askeri müdahalesi olayında açıkça gördüğümüz gibi, iş adamları dernekleri, çok satan basın ve bazı politikacılar açıkça savaş propagandası yapmışlardır. Çünkü, yasalarımızda, savaş propagandasını, açıkça yasaklayan ve cezalandıran bir hüküm yoktur.
* TMK'nın 8.maddesi, bir çok düşünürün, gazetecinin, sanatçının ve politikacının başını yakmıştır. Özellikle, olağanüstü yargılama yetkilerine sahip olan DGM'ler tarafından çok sert bir biçimde uygulana gelmiştir. Türkiye'nin ayıbı olan bu maddenin mutlaka kaldırılması ve TMK'nın diğer maddelerinin tartışmaya açılması gerekmektedir.
" DGM'ler kaldırılmadıkça, reformlar hayata geçirilemez"
* Burada üzücü bir gelişmeye dikkati çekmek istiyorum. AB Komisyonu Türkiye İzleme Raporu ve hükümetin şu anda hazırladığı yeni ek Ulusal Program'da "DGM"ler adeta meşrulaştırılmaktadır.
* Türkiye'de DGM'ler kaldırılmadıkça ve Ağır Cezalar arasında bir mahkeme haline getirilmediği sürece, ülkemizde temel hak ve özgürlüklerin kullanılmasının önündeki engellerin aşılması için yapılan bu reformlar, yine sonuç vermeyecektir.
* Tasarının 9.maddesi ile 3194 sayılı İmar Kanununun Ek.2.maddesinde yapılan değişiklik genelde olumludur. Ancak, son fıkrada, "kat mülkiyetine tabi olan binalarda ibadethane açılması", değişikliği, Türkiye'nin koşulları bakımından fevkalade olumsuz gelişmelere yol açabilecektir.
* Her ne kadar, kat malikleri kurulu kararı, bina sahibinin onayı, plan tadilatı ve mülki amir onayı gibi koşullar öngörülmüş olsa da, uygulamada, dini ve din duygularını ve dince kutsal sayılan şeyleri istismar etmeyi ve kötüye kullanmayı sürekli politika haline getiren siyasi partiler ve hükümetler ile yerel yönetimler tarafından ciddi biçimde istismar edilebilecektir. Kaldı ki, ülkemizde ihtiyacın çok üzerinde ibadet yeri mevcuttur. (BB/NK)