"28 Şubat'ın hedef aldığı kesim, direnen değil sabreden bir özelliğe sahip. 12 Eylül'de solu tamamen yok etmek üzerine kurulu bir yöntem uygulandı. 28 Şubat ise İslami hareketi ileride kullanılmak üzere kendi istedikleri konumda kalmasını sağlamak için yapılmış bir düzenlemeydi."
Yazar ve yayıncı Ömer Laçiner, 28 Şubat sürecini, nedenlerini ve yarattığı değişiklikleri bianet'e yorumladı.
"Şimdi ise 28 Şubat'ı yapan güçlerle 28 Şubat'ın rövanşını alan kesimin uzlaştığını görüyoruz."
Laçiner, üzerinden 15 yıl geçen "postmodern darbe" ile ilgili şunları söyledi:
* 28 Şubat; Refah Partisi'nin (RP) yükselişine karşı muhafazakar duruşu olan, sosyolojik olarak bakıldığında Anadolu'nun otantik burjuvazisini temsil edenler karşısında pozisyonunu kaybetmekten korkanların hamlesiydi...
* Güçlerini, devletteki konumlarını tehdit altında gördüler. Var olan İslamcı hareketi "Şeriat getirecek" diye tanımlayarak resmi ideolojinin baştan beri kınadığı bir yerde konumlandırdılar.
* 28 Şubat, kazanılmış meşru konumlara karşı bir düzenlemeydi. Ancak 12 Eylül darbesi gibi büyük zulümlerin, işkencelerin, şiddetin olduğu bir süreç değildi. 28 Şubat'la toplumun önemli bir kesimini karşılarına almış olduklarını bildiklerinden bu kadar büyük bir sindirme hareketine girilmedi.
* İslami hareketin kendi istedikleri konumda olmasına özen gösterdiler. Zaten bu kesim direnen değil sabreden özelliklere sahip. Bu nedenle de bir devlet şiddeti uygulanmadı.
* 28 Şubat'ı gerçekleştirenler, bu kesimi yok etmeyi değil, onları kendi konumladıkları "ikinci statüde" tutmayı amaçladılar. Çünkü ileride, ihtiyaçları olduğunda kullanılacak bir kesim olarak gördüklerinden, tamamen yok etme yoluna gitmediler.
* Bu bakımdan da o konumda kalabilecekleri derecede bir baskı uygulandı. Diğer darbelerde solun yok edilmesini istediklerinden her türlü baskı ve şiddet araçlarını kullanmaktan çekinmemişlerdi.
"İktidara kim gelse onu destekliyorlar"
* Direnen değil sabreden kitle, 28 Şubat hadisesinin ardından sosyolojik olarak "durdurulamayacak" konuma geldi. Ve beş yıl sonra yeniden iktidar oldular...
* Yeni iktidar, kendilerini 28 Şubat'a mahkum etmek isteyenlerle hesabını gördü. Şimdi ise 28 Şubat'ı yapan güçlerle 28 Şubat'ın rövanşını alan kesimin uzlaştığını görüyoruz.
* Türkiye'de iktidarı ele geçiren herkes devleti kendi işlevleri doğrultusunda kullanır, çalıştırır. Şimdi de iktidara gelen partinin, elindeki gücü kendi amaçları doğrultusunda kullandığını görüyoruz. Şu anda da demokratikleşmekten ziyade daha ciddi bir otoriterlik eğilimi olduğunu görüyoruz.
* 28 Şubat'a soruşturma açılması ya da yargılama yapılması da sembolik olacaktır. Genelkurmay'dan brifing alan Yargıtay üyelerini de yargılayacaklar mı? Askere istihbaratı verenleri yargılayacaklar mı? Bir yargılama isteniyorsa otoriter eğilim ve şu anki antidemokratiklik yargılanmalı.
* Toplumun çok önemli kesimi rüzgar o yönden esiyor diyerek o zamanki yeni iktidarı destekledi. Devlet görevlileri kim iktidara gelirse onu destekler. Şimdi de mevcut iktidarı destekliyorlar. Gerçek bir hesaplaşmayı da bu hükümet istemez. (AS)