Hüsnü Öndül, Ergenekon soruşturmasına giren darbe planları ve görüşmeleri için "O dönemde büyük gerilimler olmasını bekliyordum, hatta bunun gerçekleşmemesinden sevinç duyduğumu da 2004'teki birkaç yazımda yazmıştım" diyor.
Nokta dergisinin 2007'de yayımladığı, eski Oramiral Özden Örnek'in günlüklerinde, dönemin kuvvet komutanlarının darbe planı yaptığı, bu gerçekleşmeyince, şimdi savcının Ergenekon davasında yargılanmasını istediği eski Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur'un tek başına başka bir plan yaptığı bilgisi yer alıyordu.
Gazeteci Mustafa Balbay'a ait olduğu öne sürülen günlüklerde de, askerlerin sık sık darbe ihtimalini konuştuğu bilgisi vardı.
Bu olayların gerçekleştiği 2003-2004 yıllarında İnsan Hakları Derneği'nin (İHD) başkanı olan Öndül, dönemin ana siyasi konusunun Avrupa Birliği süreci, demokratikleşme ve AKP hükümetinin hızla yasalaştırdığı reform paketleri olduğunu anımsatıyor.
"Analizlerim AB sürecinin gerilimli ve zikzaklı geçeceği yönündeydi. Başta ordu olmak üzere, demokratikleşmeyi istemeyen çevrelerin buna büyük bir direnç göstereceğini öngörmüştüm. Demek, bu gerilim gerçekleşmiş, direkten dönmüşüz."
"Ergenekon soruşturmasının sınırını askerler belirliyor"
Öndül, o dönemde demokratikleşme isteyenlerin de desteğini alan AKP'nin, sonraki süreçte arka arkaya tersine adımlar atışına dikkat çekiyor. "Terörle Mücadele Yasası değişikliği, polis yetkilerini artıran yasa değişikliği ve bütün bir toplumun izlenmesi, dinlenmesi. Büyük gözaltındayız. Başbakan bunun arkasında olduğunu söylüyor."
Öndül'e göre, Ergenekon soruşturmasını da desteklediğini söyleyen hükümet, inandırıcı değil. Burada daha çok, AKP hükümetiyle ordu arasında bir uzlaşma olduğunu düşünüyor, soruşturmanın nereye kadar uzanacağını yine askerlerin belirlediği kanısında. "Askerler olmadan kontrgerilla olamaz. Bahsettiğimiz konu Özel Harp Dairesi. Türkiye'de hiçbir sivil savcı, emniyet yetkilisi, hatta İçişleri Bakanı, askerlerin izni olmadan jandarma karakoluna bile giremez. Bugünkü iki başlı yargı sistemiyle ve mekanizmalarla, kontrgerillayı çözmek olanaklı değil."
"Ergenekon soruşturması hukuken sorunlu"
Öndül, Şemdinli davasında Yargıtay dairesinin dosyayı askeri yargıya bırakmasını anımsatıyor. "Üç ay sonra, siyasi atmosfer, güç ilişkileri değişirse, sivil yargının bu davada benzerini yapmayacağının garantisi yok. Çünkü asker kişileri yargılayacak sivil makamların yetkileri sınırlı ve yargılama süreçlerin güvencesi yok. Askeriyenin müsaade ettiği insanlar yargı önüne çıkıyor."
Ergenekon soruşturmasının yönelimini doğru bulmakla birlikte, işleyişinin hukuken sorunlu olduğunu da düşünüyor Öndül.
"Elde kanıt yokken savcı birini çağırıp 'Bu konuda ne düşünüyorsunuz' diyemez. Hukuka aykırı dinlemelerle elde edilen bilgiler, özel hayata dair ayrıntılar basına sızdırılıyor. Böylece 'paralel yargılama' yapılıyor. Kürtlere, sosyalistlere, farklı cinsel eğilimi olanlara, dini duyarlılığı olanlara yönelik devlet operasyonlarında da hep benzer yöntem izlendi. Buna meşruiyet tanırsak, bugün olanları sessizce seyreden veya ellerini ovuşturanlar da, bir gün benzer uygulamanın muhatabı olacaktır.
"Savcı, kanıtları hukuka uyun yollarla elde ettiğini kanıtlamak zorunda. Hukukun üstünlüğünü, adil yargılamayı herkes için talep etmemiz gerekiyor." (TK)