Kadıköy Yoğurtçu Parkı'ndaki yürüyüş yolunda İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ait hafriyat kamyonunun çarpması sonucu hayatını kaybeden Şule İdil Dere’nin yakınları, ölümünün ikinci yılında parkta biraraya geldi ve adalet istedi.
“Yaşadığımız şehir katilimiz olmasın artık” denilen açıklamada, 2016’dan bugüne kadar hafriyat kamyonu ve beton mikserlerinin yalnız İstanbul’da 58 kişiyi öldürdüğü ifade edildi.
"2 yıl oldu, İdil yok, adalet yok"
Şule İdil Dere'nin hayatını kaybettiği 12 Mayıs 2016'dan beri yaşananlar videoyla anlatıldı.
12 Mayıs 2016: İdil'in canına mal olan Kurbağalıdere çalışması İBB-İSTAÇ imzasıyla gerçekleşti. 23 Mayıs 2016: Çalışmayı yürüten ve işveren vekili olan bilirkişi raporunda “müteselsilen sorumlu-asli kusurlu” bulunan İBB Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanı, 11 gün sonra İBB Teftiş Kurulu Başkanlığı’na terfi ettirildi. Şubat 2017: Birbirini tamamlayan ve 11 İBB çalışanını “müştereken ve müteselsilen” kusurlu ve sorumlu bulan 3 bilirkişi raporu çıktı. Savcılık devlet memuru olan 11 İBB yetkilisinin soruşturulması için Valiliğe başvurdu. 12 Mayıs 2017: İstanbul Valiliği, süresini ve yetkisini aşarak, hukuku çiğneyerek, İdil’in ölümünden 11 gün sonra İBB Teftiş Kurulu Başkanlığı’na terfi ettirilen ve asli kusurlu bulunan İdil’in canını alan çalışmanın daire başkanının atadığı müfettiş raporuna dayanarak asli kusurlu/kusurlu bulunanların sorumlu olmadıklarına karar vererek 11 İBB yetkilisinden 8’inin soruşturulmasına izin vermedi. Valilik bu kararını İdil’in ölüm yıldönümünde imzaladı. Haziran 2017: İstanbul Valiliği’nin yargılama hükmü kurarak hukuka aykırı yöntemlerle aldığı “soruşturulamazlar” kararına karşı Şule İdil Dere’nin ailesi İstanbul Bölge İdare Mahkemesi’nde itiraz davası açtı. Temmuz 2017: Bölge İdare Mahkemesi, soruşturmada savcılıkça asli kusurlu bulunan ve hakkında soruşturma izni istenen İBB Teftiş Kurulu Başkanı’nın atadığı müfettişçe kendini soruşturan raporunu kabul ederek İstanbul Valiliği’nin verdiği “soruşturulamazlar” kararını aynen kabul etti. Müteselsilen-Müştereken sorumlu ve kusurlu bulunan asıl işveren İBB'den 8 üst düzey yetkili böylece yargılanamadı. Ağustos 2017: İstanbul Bölge İdare Mahkemesi kararının yarattığı hak kaybı, Şule İdil Dere’nin yaşam hakkının alınması ve sorumluların korunması gerekçesiyle bireysel başvuru hakkı kullanılarak Anayasa Mahkemesi’ne başvuruldu. Ekim 2017: İstanbul Anadolu 57. Asliye Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen savcılık iddianamesinde İBB'den yalnızca 1 şef ve 2 şantiye sorumlusu, İSTAÇ A.Ş.'den yalnızca 1 müdür, 1 şef ve bir İSG uzmanı yargılama kapsamına alındı. 20 Aralık 2017: İlk duruşma görüldü. İBB ve İSTAÇ A.Ş, can güvenliği önlemi almadıklarını kabul ettiler ama “yaya can güvenliği tedbiri almak bizim işimiz değil” dediler. 7 Şubat 2018: İkinci duruşma görüldü. İBB kontrol memuru olan sanık, diğer şoförü suçladı. Sanık avukatları ise olayda Dere’nin “kusurlu” olduğu yönünde savunma yaptı. 11 Nisan 2018: Üçüncü duruşmada, İBB ve İSTAÇ A.Ş “kan davası güdülmektedir” diyerek kendini savundu. |
(ÇT)