Bu tahliyelerin ardından yargılamaların başladığı 8 Mayıs'tan bu yana serbest bırakılan tutuklu çocuk sayısı 40'a yükseldi; cezaevinde tutuklu çocuk kalmadı.
Analay: Çözüm tahliye değil beraat
Çocukların avukatlarından Cengiz Analay, "Çocukların tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmalarının çözüm olmadığını, çocukların için beraat kararı verilmesi gerekiyor" dedi.
Diyarbakır Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün görülen duruşmada 15 tutuklu ve üç tutuksuz çocuk hazır bulundu. Tutuksuz yargılanan altı çocuk ise duruşmaya katılmadı.
Çocuk hakları savunucuları da Diyarbakır'daydı
Durusmaya Diyarbakir Barosu Cocuk Haklari Merkezinden Av. Cengiz Analay ve çocukların 5 avukatıyla İstanbul Barosu adına Fatma Ufuk Gürler, Ayşenur Demirkale, Ankara Barosu adına Şükran Kitis ve Mehmet Tahir Eminoglu katıldı.
Tutuklu 15 çocuğun tahliyesine ve tutuksuz yargılanmasına karar veren mahkeme duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
Diyarbakır ve bölge illerde yaşanan ve altı çocuğun ölümüne neden olaylar üzerine harekete geçen çocuk hakları alanında çalışan örgütlerin oluşturduğu, "Çocuğa Karşı Her Türlü Şiddete Son! Girişimi" temsilcileri Ezgi Koman ve Emrah Kırımsoy da duruşmayı takip etti.
Çocuğa Karşı Her Türlü Şiddete Son! Girişim: Çocukların Gelecekleri Tehlikede!
Duruşmanın ardından bir basın açıklaması yapan girişim, çocukların 62 gündür, çocuğun yarar ve esenliği gözetilmeden, yaşama, gelişme, korunma ve katılım hakları ihlal edilerek cezaevinde tutulduklarını belirtti.
Girişim, "Olaylarla ilgisi olmayan ya da işlediği fiilin anlam ve sonuçlarını kavrama yeteneğine sahip olmayan çocukların yargılanmaları ve cezalandırılmaları Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi başta olmak üzere diğer uluslararası sözleşmelere, hukuk devleti ilkesine ve çocuk adalet sistemine aykırıdır" dedi.
Ceza değil destekleyici ve koruyucu tedbir karaları verilsin
Yargılanan çocuklar için açılan kamu davasında; çocuklar için; görevli memura direnme, kamu malına zarar verme, 2911 sayılı yasaya muhalefet ve örgüt üyeliği gerekçesiyle her biri için toplamda 24 yıla kadar hapis cezası istendiğini hatırlatan girişim şöyle devam etti:
"Çocukların çok ciddi cezalar almalarına neden olabilecek bu suçlamalarla ilgili yapılacak yargılama ve neticesinde alınacak tedbirler ya da verilecek cezalar, hem çocukların kendileri için hem de çocuk koruma sisteminin bir parçası olan adalet sistemine ilişkin olumsuz bir emsal karar oluşturabilir."
Girişim, yargılamaları devam edecek çocuklar için çocuk adalet sisteminin ilkeleri doğrultusunda "çocuk oldukları için kendilerine tanınan tüm hakları kullanmalarını sağlayıcı destekleyici ve koruyucu tedbir kararları" verilmesini istedi.
Şiddeti, kimden ve nereden geldiğine bakmaksızın reddederek herkesi şiddete karşı çıkmaya davet eden girişim, tüm yetişkinleri çocukların yüksek yararı için, "çocukların şiddet ve çatışma ortamlarında kalmalarını ve zarar görmelerini önleyen stratejilerin" acilen geliştirilmesini talep etti.
Önleyici stratejiler geliştirilmeli
Girişim çocukların şiddet ve çatışma ortamlarında kalmasını ve zarar görmesini önleyici stratejilerin geliştirilmesi için önerilerini şöyle sıraladı:
*. Merkezi düzeyde İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve Sosyal Hizmetlerden Sorumlu Bakanlık işbirliği yapmalı,
* İl düzeyinde kolluk, adli makamlar ve çocuğun korunmasından sorumlu idari makamlar birlikte çalışmalı,
* Herhangi bir gösteri şiddet içererek çocuklar için tehlike oluşturur hale geldiğinde, çocukların güvenliklerini sağlayacak ve şiddet mağduru olmalarını önleyecek bir müdahale yöntemi geliştirilmeli,
* Gösteride çocukların bulundukları durumlarda şiddet kullanılması riski doğduğunda bu gösteride bulunan bütün yetişkinler, çocukları bu ortamdan uzaklaştırmalı,
* Çocukların risk taşıyan gösterilerden korunması konusunda aileler özen göstermeli,
* Bu tür olaylara müdahale eden kolluk görevlilerine çocuğun korunmasına odaklı bir bakış açısı kazanmalarını sağlayacak eğitimler verilmeli,
* Çocukların istismar edildiğini düşündüren yeterli kanıt bulunduğunda, istismar eden bulunup cezalandırılmalı, bu süreçte çocuğun korunmasını sağlayacak bir soruşturma esası benimsenmeli,
* Kötü muamele, işkence ve aşağılayıcı muamele gören çocuklara tedavi hizmetleri sunulmalı,
* Çocuklar arasında koruyucu ve destekleyici tedbirlere gereksinimi olanlar belirlenmeli ve bu tedbirlerden yararlanmaları için SHÇEK ile adli mekanizmalar arasında işbirliği oluşturulmalı,
* Hak ihlali niteliğindeki durumlar için de etkili bir hukuki takip süreci başlatılmalı.
Diyarbakır'da PKK militanlarının cenazelerin kaldırılması sırasında başlayan, 28 Mart-1 Nisan tarihleri arasındaki olaylarda beş çocuk ölmüş, 213 çocuk gözaltına alınmış, bu çocukların 94'ü çıkarıldıkları sorgu mahkemeleri tarafından tutuklanmıştı. Çocukların büyük bir kısmı gözaltında işkence ve kötü muameleye maruz kalmışlardı. (KÖ)