"Ben 36 yaşındayım. Evli ve iki çocuk babasıyım. Evini geçindirmeye ve çocuklarına güzel bir gelecek kurmaya çalışan milyonlarca eşten biriyim sadece. Ancak ben halen askerlik görevimi yapmadım. Çünkü bir sivil olarak, 'askerlik' denen olgunun, bir görev olduğunu asla düşünmüyorum 'vicdani ret' hakkımı kullanıyorum ve buradan ilan ediyorum."
Şendoğan Yazıcı 27 Haziran 2010’da Harbiye Orduevi önünde bir basın açıklamasıyla vicdani ret kararını duyuracaktı. Polis buradaki açıklamaya izin vermedi. Ordueviyle TRT binası arasında kalan bölgede Türkiye’ye sesini duyurdu. Türkiye’nin 121. vicdani retçisi oldu.
TIKLAYIN - Şendoğan Yazıcı barış için vicdani reddini açıkladı
Aradan 13 sene geçti. Hakkında 14 dava açıldı. Yargılandı, 20 bin 940 TL ceza aldı, itiraz etti. Hala duruşmaları asliye ceza mahkemelerinde ve istinafta görülüyor. Anayasa Mahkemesi’nde bekleyen iki dosyası var.
Yazıcı bugün 49 yaşında. HDP/Yeşiller Sol Parti’den milletvekili aday adayı. Vicdani ret hareketinin sadece sokakta, mahkeme koridorlarında ya da ‘devletle cebelleşildiği’ noktalarda değil Meclis’te de yer bulması gerektiğini düşünüyor.
“Bu mücadeleyi bir üst aşamaya sıçratmak, bir şekilde daha fazla görünür kılmak, daha çok gencin gündemi haline getirebilmek istiyorum” diyor.
"Bize yapılanlar yasal ama meşru değil"
Vicdani retçilerin yaşadığı sorunların ortadan kalkması için mücadele yürüteceğini söylüyor:
“Türkiye vicdani retçilere genel olarak bir yok sayma politikası uygulanıyor. Askerliğini yapmamışsan devlet keyfi bir şekilde onlarca yaptırım gücü içerisinden birisini seçip karşına çıkartıyor. Hayatın her alanda engelleme var.
“Herhangi bir otelde kaldığınızda gecenin saat 3’ünde, 5’inde mutlaka bir polis ziyaretiyle karşılaşıyorsunuz. Özel hayatınız diye bir şey söz konusu olmuyor. Sigortalı çalışamıyorsunuz. Sigortalı bir işe girerseniz, iş yerine Milli Savunma Bakanlığı'ndan yazı geliyor. Çalıştırana ceza var. Çalıştırmaya devam ederse ceza katlanıyor.
“Vicdani retçilere çok yoğun bir idari para cezası uygulanıyor. İdari para cezalarını ödemediğimiz zaman bütün hesaplarımıza bloke konuluyor. Benim şu an üç banka hesabım var. Üç hesapta da devletin koyduğu bloke var.
“Eşimle üç yıl önce resmiyette boşandık. Boşanma nedenimiz ekonomik anlamda artık kıpırdayamayacak hale gelmem. Ticari faaliyetlerimi tamamen durdurdum. Şirketi eşimin üzerinde açtık, diğer bütün ekonomik faaliyetlerimi de eşim üzerinden ilerletebiliyorum. Buna mecbur bırakıldım.
“Diğer vicdani retçiler için de durum benzer. Sigortasız çalışmak zorundalar. Kendi el becerilerine göre, kısa vadeli işlerle hayatlarını devam ettirmeye çalışıyorlar. Ya da yurtdışına gidebilenler Türkiye’den çıkıyor.
"Görünürde hiçbir şey yok gibi ama hayatın her alanında kıskaç altındayız. Hayatımızı yaşanmaz hale getiriyorlar ki bıkalım, bezelim ve ‘Ya lanet olsun, bu kadar eziyet çektik ama hadi gidip yapalım da bu dertten kurtulalım’ durumuna getiriyorlar.
“Bize yapılanlar insanlık dışı, insan haklarına aykırı. Yasal ama meşru değil. Tamamen keyfi.”
"Yüz binlerce asker kaçağı var"
Yazıcı, HDP'nin toplumsal muhalefette üstlendiği rolü desteklediğini söylüyor. Koşulsuz bir şekilde yanında durulması gerektiğine inandığı için de HDP’den aday olmak olduğunu anlatıyor. HDP’nin parti programında vicdani reddin olduğunu ifade ediyor.
Türkiye’deki tek vicdani retçinin kendisi olmadığını belirten Yazıcı şöyle devam ediyor:
“Yüz binlerce vicdani retçi adayı var. Vicdani retten haberi olmayıp vicdani reddin gerektirdiği her türlü zorlukları karşılayan yüz binlerce insan var. Hani asker kaçağı deniyor ya... Biz onları doğal olarak vicdani retçi olarak kabul ediyoruz.
“Evet, resmi olarak kendilerine vicdani retçi demiyorlar ama bütün yaşadıkları zorluklar vicdani retçilerin yaşadığı zorluklar aynı zamanda.
“Biz herhangi bir yerde kimlik kontrolüne maruz kaldığımızda kolluk asker kaçağı olduğumuza dair tutanak tutuyor. Askerlik Şubesi Başkanlığı savcılığa suç duyurusunda bulunuyor. Savcılık da dava açıyor. Türkiye’de yüz binlerceyiz.”
Askerlik milletvekilliğinin önünde bir engel olacak mı?
Şendoğan Yazıcı bugün vicdani retçi bir vekil aday adayı olarak karşımızda. Ancak bir problem var. Milletvekili Seçimi Kanunu’na göre milletvekili olmanın ön koşulu “erkek adayların askerlik görevini tamamlamış olması”.
Yazıcı bu noktada 2018 seçimlerinde AKP’den Yalova milletvekili seçilen Ahmet Büyükgümüş ile Konya’dan milletvekili seçilen Selman Özboyacı’yı örnek gösteriyor.
İki isim de bedelli askerlik uygulamasından yararlanarak Eylül 2019’da TSK emrine girmişler ve TBMM’nin 1 Ekim’deki açılış töreninde katılamamışlardı. Yazıcı bu durum için şunları söylüyor:
“Milletvekilliği yaşını 18 indirmişlerdi. 18’e indirdiklerinde bir defacto durum da ortaya çıktı. 18 yaşındaki bir gencin zaten askerlik yapma şartı günümüz koşullarında oldukça zor. 2018 seçimlerinde askerliğini yapmayanlar milletvekili olabildi.
“Ben de fiili başvurumu yapacağım. Reddedilirse de anayasal hakkımız olan seçme ve seçilme hakkının gaspı gibi bir durum ortaya çıkacak. Bunu da mahkemeye taşıyacağız. Anayasa Mahkemesine ya da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne kadar bu işi götürürüm.”
"Ötekileştirilen herkesin sesi olacağım"
Yazıcı sözlerini “Olmaz da eğer milletvekili olursam ben sadece vicdani retçilerin sorunlarını gündeme getirmeyi değil ezilen, sömürülen, ötekileştirilen her kesimin, toplumsal anlamda hor görülen, dışlanan, görünür kılınması engellenen her türlü kesimin sözcüsü olacağım” ifadeleriyle sonlandırıyor.
TIKLAYIN - Vicdani retçilerin seçilme hakları var mı?
(HA)