Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Dairesi, ilgili alt mahkemenin Türkiye aleyhine verdiği karara karşı açılan davada Türkiye'nin itirazını reddetti ve hükümetin Kanatlı'ya "manevi tazminat" olarak 9 bin avro ve yargılama giderleri ve diğer giderler karşılığında 2 bin 363 avro ödemesi kararını kesinleştirdi.
"Kanatlı v. Türkiye davası" Mart'ta sonuçlanmış ve AİHM, Kıbrıslı vicdani retçi Murat Kanatlı'nın, askerlik hizmetini yerine getirmeyi reddettiği gerekçesiyle Kuzey Kıbrıs'ta yargılanıp hapse atılmasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 9. Maddesinde yer alan "düşünce, vicdan ve din özgürlüğü" hakkının ihlali olduğuna karar vermişti.
Mahkeme, bu nedenle hükümetin Kanatlı'ya manevi tazminat ve yargılama giderleri toplamı olarak 11 bin 363 avro ödemesine hükmetmişti.
Kıbrıs'ta yayımlanan Cyprus Mail gazetesinin haberine göre, Türkiye kararı temyiz ederek davanın AİHM Büyük Dairesi'ne gönderilmesi başvurusunda bulunmuştu.
Büyük Daire'nin Salı günü Türkiye'nin başvurusunu reddetmesiyle alt daire kararı kesinleşmiş oldu.
Kanatlı: "Kaybettikleri davalarda da
AİHM kararlarını kabul edecekler mi?"
Kararı Cyprus Mail'e değerlendiren Kanatlı, "Kuzey Kıbrıs'ta vicdani ret mücadelesinde önemli bir başka dönüm noktasına ulaşıldı[ğını]" söyledi.
Kanatlı, ardından, Kuzey Kıbrıslı Türk yetkililerin mülkiyet anlaşmazlıkları konusunda kendilerine karşı açılmış davalarda AİHM'ye ve Taşınmaz Mal Komisyonu (TAMK) kararlarına besledikleri güveni aynı yetkililerin kendi davasını ve bir kavram olarak vicdani reddi bugüne değin reddetmiş olmalaryla karşılaştırarak Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Başbakan Ünal Üstel ile Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu'nun tutumlarını eleştirdi.
Kanatlı “Bu aşamada durum şudur," dedi: "Ersin, Ünal ve Tahsin kaç gündür AİHM'nin ne kadar önemli olduğuna, Avrupa Konseyi'nin ne kadar önemli olduğuna, AİHM'in TAMK'yi tanıdığına dair peş peşe açıklamalar yapıyorlardı, peki kaybettikleri davalarda tutumları ne olacak?”
Ne olmuştu?
Kanatlı, kuzeyde zorunlu askerliği kabul etmeyi reddeden çok sayıda vicdani retçiden biri.
KKTC'deki Askerlik Yasası uyarınca askerlik hizmeti üç aşamadan (askere alma aşaması, aktif hizmet aşaması ve yedek aşaması) oluşuyor ve askere alınma yaşı olarak belirlenen 19 yaşından itibaren en fazla 30 yıl sürmesi öngörülüyor.
Mahkeme kararında ifade edilen bilgilere göre Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde yaşayan 1973 doğumlu Murat Kanatlı, 2005'te Kıbrıs Türk Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı'nda bir yıllık aktif askerlik hizmeti yaptı ve takip eden üç sene boyunca her yıl, emre uyarak kışlada bir günlük seferberlik hizmetini yerine getirdi.
2008'de, 1979'da kurulan ulusal vicdani retçi derneklerinin federasyonu olan Avrupa Vicdani Ret Bürosu'nun Kıbrıs temsilciliğini üstlenen ve 15 Mayıs 2008'de vicdani retçi olduğunu açıklayan Kanatlı, 2009'daki seferberlik çağrısına uymadı.
Bunun üzerine Kanatlı, 2011'de askeri savcılık tarafından Güvenlik Kuvvetleri Mahkemesinde açılan ve 2014'te sonuçlanan ceza davasında ödenmemesi halinde 10 gün hapis cezasına çevrilmek üzere 167 euro para cezasına çarptırılmıştı.
Kanatlı, bu karara karşı ilk olarak 2015'te AİHM'ye gitmişti.
Kıbrıs Türk silahlı kuvvetleri şeklen Türk Silahlı Kuvvetleri'nden (TSK) bağımsız olsa da Kanatlı, kuzeyi "Türkiye'nin bir alt yönetimi" olarak tanımlayan önceki AİHM kararları ışığında Türkiye'ye karşı dava açılması için başvuruda bulunmuştu.
Askerlik hizmetine karşı vicdani ret kavramı şu anda Kuzey Kıbrıs yasalarında tanınmıyor ve sonuç olarak askerlik hizmetine katılmayı reddetmek otomatik olarak bir suç eylemi olarak kabul ediliyor.
Ocakta vicdani ret hakkını yasallaştıracak bir yasa tasarısı Kuzey KIbrıs parlamentosuna sunulmuş ancak iktidardaki üç partili koalisyonun milletvekillerince reddedilmişti.
Yasa tasarısı, başka bir vicdani retçi Mustafa Hurben'in askerlik hizmetine katılmayı reddetmesi nedeniyle mahkemeye çıkarılması üzerine getirilmişti. Sonunda, Hurben, o tarihte 24 avroya denk gelen 800 TL para cezasını ödemeyi reddedince cezaevine konulmuştu.
(AEK)