Polonya’daki Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi yaklaşırken iklim yıkımın etkilerini ortaya çıkaran raporlar peşi sıra yayımlanmaya başladı. BM’nin Paris’te verilen sözlerin tutulmadığını gösteren emisyon açığı raporu, ABD’de Trump’ın “inanmıyorum” diyerek reddettiği Ulusal İklim Değerlendirmesi Raporu, dizel yakıt kaynaklı hava kirliğinin AB’nin sağlık harcamalarına maliyetini ortaya çıkaran Avrupa Kamu Sağlığı Birliği’nin son raporu ve Amazonlardaki yıkımı ortaya çıkaran uydu görüntüleri bu hafta gündemimize giren konular arasında.
Ayrıca Türkiye’de, “İnsan yiyen ayı nesli geliyor” haberi üzerinden, dünya üzerinde tehlike altına giren türlerin son durumlarına dair çıkan haberler de bu hafta “Havaya Bağlı Her Şey”de.
BM Emisyon Açığı Raporu
Birleşmiş Milletler’in 2-14 Aralık tarihleri arasında Polonya'nın Katowice kentinde düzenleyeceği, “BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 24. Taraflar Konferansı“ öncesinde yayımladığı rapor, Paris’te verilen sözlerin tutulmadığını gözler önüne seriyor.
BM'nin karbon salımı farkı raporuna göre, ülkelerin salımları 4 yılın ardından ilk kez arttı. Bu durum, iklim değişikliğiyle küresel mücadele konusunda Paris’te verilen sözlerin tutulmadığını, çabaların yetersiz kaldığını ve ekonomik büyümenin geçen yılki artışın sorumlusu olduğunu gösteriyor.
Küresel emisyonların tarihteki en yüksek düzeye eriştiğinin de söylendiği raporda, Paris’te belirlenen ortalama sıcaklık artışını 2 derecenin altında tutma hedefinin tutturmanın halen mümkün olduğu, ama bunun için ülkelerin 3 kat daha çaba sarfetmesi gerektiği söylendi.
BM’nin raporunda, bu şekilde gidildiği takdirde, ortalama sıcaklık artışının hızlanarak devam edeceği ve yüzyılın sonuna kadar 3,2 dereceye ulaşabileceği uyarısı yapılıyor.
Dördüncü ABD Ulusal İklim Değerlendirmesi Raporu
Fotoğraf: whitehouse.gov
ABD’nin California eyaletinde günlerce süren, 88 insanın yaşamına mal olan ve 153 bin 336 hektar ormanlık alanı içindeki canlılarla birlikte yok eden orman yangınları bu hafta nihayet kontrol altına alınabildi. Kayıp 158 kişi için arama çalışmaları devam ederken, yaşanan felaketin eyaletin tarihindeki en büyük ve en yıkıcı orman yangını olduğu söylendi. Ortaya çıkan maddi kaybın da 19 milyar dolara kadar çıkabileceği tahmin ediliyor.
Geçen hafta içinde yapılan öngörülerden bir diğeri de, ABD’de Kongre’ye bağlı ABD Küresel Değişim Araştırma Programı tarafından yayımlanan, 30’dan fazla Federal kuruma bağlı yüzlerce bilim insanı tarafından hazırlanan 1600 küsur sayfalık dev “Ulusal İklim Değerlendirmesi” raporunda yapıldı.
Voice of America’nın haberine göre, Amerika’da son birkaç yılda muazzam tahribata yol açan hava koşullarında rekorlar kırıldığını belirten rapor, 2015’ten bu yana bu hava olaylarının 400 milyar dolara mal olduğunu ortaya çıkardı. Raporda ayrıca, iklim değişikliğinin etkisiyle yaşanan aşırı hava koşullarının daha da sık yaşandığı ve yangınlar sonucu ortaya çıkan kirliliğinin sağlık riski oluşturmaya başladığı söylendi.
İklim değişikliğinin etkileriyle ülkenin altyapısı ve mülklerindeki kayıpların artacağı ve ülke ekonomisini yüz milyarlarca dolarlık zarara uğratacağı da yapılan öngörüler arasında.
Ülkenin saygın bilim insanları tarafından yayımlanan bu çalışmanın öncesinde, ülkenin doğusunu etkisi altına alan soğuk havalara dair attığı tweetinde, “Sert ve uzun sürecek bir soğuk hava dalgası tüm rekorları kırabilir. Küresel ısınmaya ne oldu?” ifadelerinin kullanan başkan Trump rapora kısaca “inanmadığını” söyledi.
İklim değişikliğine “aldatmaca”, küresel ısınmanın Çin tarafından uydurulan bir yalan, California’nın tarihi yangınlarının, ormanlarının iyi yönetilemediğinin sonucu ortaya çıkan bir durum olduğunu söyleyen Trump, bu sefer de Senato’nun raporuna inanmayı reddederek tepkilere neden oldu.
AB’de Dizel Emisyonlarının Sağlığa Etkisi ve Maliyeti Raporu
Fotoğraf: epha.org
Avrupa Kamu Sağlığı Birliği (EPHA) tarafından yayımlanan son rapor, dizel yakıt kaynaklı hava kirliğinin AB’nin sağlık harcamalarına maliyetinin 70 milyar avro olduğu açıklandı.
Volkswagen firmasının emisyon skandalı ile 2 yıl önce gündeme gelen konu, geçtiğimiz sene de, dizel kaynaklı hava kirliğinin dünyada her yıl en az 38 bin kişinin erken ölümüne neden olduğunu ortaya çıkaran bilimsel bir araştırma ile tartışmaların odağı haline gelmişti.
EPHA’nın yöneticilerin Zoltán Massay-Kosubek, The Guardian Gazetesi’ne verdiği mülakatta, diabet ve erken bunama gibi hastalıkların hava kirliği ile bağını ortaya çıkaran geniş kapsamlı araştırmaların henüz yapılmadığını söyledikten sonra, yapılan bu araştırmanın sadece yüzeydeki durumu aktardığını ifade etti.
***
Amazon’daki yıkımı gösteren uydu görüntüleri
Dünyanın en büyük tropik yağmur ormanlarına ev sahipliği yapan Amazon ormanlarında, bir yılda İstanbul’un beş katı büyüklüğünde bir alanın insanlar tarafından tahrip edildiği uydu görüntüleri tarafından ortaya çıkarıldı.
Ağustos 2017 ve Temmuz 2018 tarihleri arasında yaklaşık 7 bin 900 kilometrekarelik alanın yok edildiği tahmin edilirken, bu oranın önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 13,7 fazla olduğu belirtildi.
Geçtiğimiz ay gerçekleşen seçimler öncesinde, çevre ve tarım bakanlıklarını tek bir kurum altında toplamak, orman tahribatına verilen cezaları sınırlandırmak ve çevre ajansının yetkisini zayıflatmak gibi vaatlerde bulunan, Brezilya’nın yeni seçilen aşırı sağcı Devlet Başkanı Jair Bolsonaro, konuya dair bir açıklama yapmadı.
Biliminsanlarının, endüstriyel hayvancılık, kereste imalatı ve soya plantasyonları için, Amazon Ormanlarının yüzde 60’ını barındıran topraklarda daha fazla yıkım gerçekleştirmemesi için uyarıda bulundukları Bolsanaro yönetimine bir uyarı da geçtiğimiz hafta Amazon yerlilerinden geldi.
Dokuz ülkeden, 500 farklı farklı yerli grubun temsiliyle oluşturulan COICA (Coordinadora de la Organizaciones Indígenas de la Cuenca Amazónica) adlı oluşum bio-çeşitliği ve kültürel farklılığın korunması için, And Dağları, Amazon Ormanları ve Atlantik kıyılarını içine alan, tarımsal faliyetler, madencilik ve küresel iklim değişikliğinin etkilerinden korunan dev bir koridor oluşturulmasını talep etti.
COICA Başkan yardımcısı Tuntiak Katan tarafından yapılan açıklamada, Ormandan geliyoruz ve olanlar konusunda endişeliyiz” denildi. Commondreams.org sitesinde yer alan habere göre, Katan sözlerini şu şekilde sürdü; “Yerli topluluklar tüm insanlık için hayatın bekçisi, ama şimdi kendi ormanlarını korudukları için tehlike altındalar. Bizler doğa ile bütünleşiğiz ve doğayı korumak için yasalara ihtiyacımız var.”
Ayı öldürmek isteyen profesörler mi geliyor?
Posta Gazetesi’nin ilk sayfasına “Bakmayın böyle sevimli göründüklerine – Ayılar 9 yılda 21 kişiyi öldürdü” başlığı ile taşınan haber, geçtiğimiz hafta Türkiye’de ekolojik hayat tartışmalarının merkezindeydi.
Karadeniz Teknik Üniversitesi Yaban Hayatı Ekolojisi ve Yönetimi Bölümü’nden Prof. Dr. Şağdan Başkaya’nın Posta Gazetesi’ne verdiği mülakatta söylediği, “Ayılar 2009’dan beri 21 kişiyi öldürdü. 100 kişi sakat kaldı. Ayılar dokunulmazlık kazandı. İnsan yiyen ayı nesli geliyor” ifadeleri tepkilere neden oldu.
Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) Türkiye Yaban Hayat Uzmanı Ahmet Emre Kütükçü bianet’e yaptığı açıklamasında, bu haberlerin sunuluş biçimleri ve kullanılan ifadelerin avı yasak olan türün öldürülmesini meşrulaştırmak için maksatlı olarak yapıldığı izlenimi uyandırdığını ifade etti.
Kasıtlı ya da dolaylı(?) yollarla hayatları tehlikeye atılan türlerin sorunlarında Türkiye büyük bir yıkımın sadece bir parçası. İşte son bir haftada, haberlere konu olan canlılara dair bazı haberler:
▪ Yeni Zelanda'nın Stewart Adası'nda 145 kılavuz balinası sahile vurmalarının ardından öldü. Ayrıca geçtiğimiz haftasonu ülkenin farklı bölgelerinde 10 pigme balinası ve bir ispermeçet balinası sahile vurmuştu. (BBCTürkçe)
▪ Saatte 43 km hıza ulaşabilen, dünyanın en hızlı köpek balığı, kısa yüzgeçli mako köpekbalığının aşırı avlanma nedeniyle türünün tehlike altına girebileceği uyarısı yapıldı. Uzmanların avın 3’te 2 oranında azaltılması gerektiğini söylediği, büyük beyaz köpek balıklarının kuzeni olan makolar eti ve yüzgeçleri için avlanarak başta AB pazarı olmak üzere piyasaya sürüldüğü gibi, hobi avcılığının da kurbanı. (The Guardian)
▪ Kuzey Kutbu'nda artan hava sıcaklıklarının hamile kutup ayıları için doğum yapabilecekleri sığınak bulmayı güçleştirdiği açıklandı. 35 yılını ayılar üzerine yapılan çalışmalara ayırmış biliminsanı Andrew Derocher attığı tweetinde şunları dedi: “Bütün bir ekosistemi yeniden yapılandırıyoruz. Orman için toprak neyse, Arktik için de deniz buzulları odur. Deniz buzulları olmadan da bir ekosistemimiz olacak ama içinde kutup ayıları ve diğer bir çok türü barındırmayacak.” (The Guardian)
▪ Seyfe Gölü'nün sularının çekilmesi göç yolunda konaklamak için burayı kullanan bazı kuşları olumsuz etkiledi. Gölün aynı zamanda bir toplanma merkezi olduğunu belirten AA haberinde, bugünlerde göçe başlayan kaz sürüleri ve turnaların su olmadığı için beslenme ortamı bulunmayan gölde bir süre dinlenip başka sulak alanlara yöneldikleri bilgisi aktarıldı. (AA)
▪ Sadece suda yaşayabilen otobur bir memeli olan denizineklerinin dünya üzerinde kalmış dört türünden biri olan dugongların altısı, balık ağlarına sarılı bir şekilde Abu Dabi kıyılarında ölü halde bulundu. Kaçak balıkçılık faaliyetleri yüzünden ortaya çıkan dugong ölümlerinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 20’lik bir artış olduğu söyleniyor. Yüzyıllarca insanoğlu tarafından eti ve yağı için avlanan dugongların günümüzdeki popülasyonunun 20 binin altına indiği tahmin ediliyor. (The Nation)
▪ Dünyanın en nadir gıda maddelerinden biri olan siyah trüf mantarının yaşanmakta olan iklim değişikliğinden ötürü geleneksel yetişme alanı olan Güney Avrupa topraklarından silinebileceği uyarısı yapıldı. Science of Total Environment adlı dergide yayımlanan makale sonrasında, kilosu 1000 Euro’dan fazla bir tutara satılan trüf mantarının sofralardan kalkacak oluşu derin üzüntüye neden oldu. (Stuff) (CT/HK)
* Manşet fotoğrafları: epha.org'dan alındı.