Siyasilere olan güven bunalımının her geçen gün biraz daha derinleştiği bir ortamda, siyasilerin gündemi ise yerel seçimler ve listelerdeki ayak oyunları.
İktidar partisinde öbeklenen her dört milletvekilimizin, gündemi kendisine yakın olan bir adayı bulmak için aday adayları arasında yağcılık yarışını şimdiden başlatmışlar.
Onların vatandaşın gündemi ve sorunlarına ayıracak zamanları yoktur. Farkında olmadıkları çok önemli bir konuyu gözden kaçırdıkları, bunu yerel seçimlerden sonra anlayabileceklerine inanıyorum.
Vekillerin etrafında kirli bir duvar oluşturan, yakın akraba ve yalakaların gerçekleri görmelerine engel olduklarına şahit oluyoruz. Çıkar guruplarının yerel seçimlerde oynayacağı etkili roller sonucu bir kez daha hataların tekrar edileceğinden eminim.
Ama her şeye rağmen, bizimde bu gündeme değinmemiz gerektiğine inanıyorum. Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) için seçimin önemi, çok büyük çünkü her dört milletvekilinin referandumu şeklinde değerlendirilecek.
Bir yıllık iktidar döneminde vatandaşa ne ölçüde yaklaştıklarının, ölçüsünü oluşturacak bu yerel seçimler. Şimdiden aday adaylarını, halkın içine göndererek nabız yoklaması yapmalarının, ne anlama geldiğini vatandaş anlıyor. Bu yüzden hiçbir ilgi göstermiyor.
Vekillere dayanan bir adayın pek başarılı olmayacağı tahmin ediliyor. Bazı vekiller aday adaylarına kamuoyu oluşturmaları ve tabanın desteğini almaları yönünde telkinlerde bulunarak, parti içi demokrasinin varlığını vurgulayarak, hedef saptırmaya çalışıyorlar.
Oysa çok geç değil daha bir yıl önce bu milletvekillerinin bir çoğu anketlerde ve aday belirleme oylamasında listelere bile girmemesine rağmen, genel merkez ilişkileri, ile listelerde yer alıp milletvekili olduklarını unutmuşlar gibi.
Halkın desteği ve demokrasinin kuralları ile seçilmeyen vekillerin bu gün ortalıkta parti içi demokrasiden söz etmesi çok ilginç karşılanıyor.
AKP cephesinde aday belirleme ve seçimlerin pek heyecanlı geçmediği bir gerçek sürpriz adayın Ankara'dan belirleneceği ve ağırlığın bu cephede olduğu herkes tarafından biliniyor.
Bir çok aday adayı ise sadece isminin geçmesi ve seçim sonrası iktidar nimetinden yararlanması için, bazı hesaplar içinde olduğu gerçeği gözlerden kaçmıyor.
Demokratik Halk Partisi (DEHAP) cephesinde ise aday adayı enflasyonu yaşanıyor. Tüm hesaplar nasıl bir başkanın koltuğa oturtulması planları üzerinde yapılıyor. Çünkü bu parti başkanlığı "kafeste keklik" olarak biliyor.
Bu yüzden kıran kırana bir mücadele Avrupalara kadar gidiyor. Merkezi atanma usulünü tercih eden bu partinin, seçmenlerini hayal kırıklığına uğratacağı herkes tarafından tahmin ediliyor.
Oysa seçmen güdülen sürü olmaktan bıkmış vaziyette, istenilen aday olan Hüseyin Kalkan'ın aday gösterilmemesi halinde her kim ve ne şekilde gelirse gelsin, DEHAP halk tarafından cezalandırılacaktır.
Partilerinin Tarikat şeklinde işlemesine tepki gösteren bir çok bilinçli kesimin tepki olarak sandık başına gitmemeyi tercih edeceği tahmin ediliyor.
DEHAP'ın süre gelen bu hatayı tekrarlamamasını tavsiye ederim. Halkın değer yargılarına önem vermesini bekliyorum. (MŞA/NM)