İsmi sonradan İdil Kültür Merkezi olarak değişen Ortaköy Kültür Merkezi’nin salonu tıklım tıklım dolu. 1994 yılı. Sahnede Erdal Ceviz, Kemal Ulusoy, Saniye Tunç, Yıldız Gültekin, Cabbar Barış, Erhan Yıldırım, Kazım Öz, Nihat Öz ve Murat Batgi var. Kürtçenin yasaklı olduğu bu yıllarda Kürt köylülerinin kimlik hakları için uyanışlarını anlatan bir oyunu sahneliyorlar. Sahnede Kürtçe bir oyunu izlemenin heyecanını yaşayan seyirci her repliğe reaksiyon gösteriyor, sık sık alkışlarla oyuna eşlik ediyor. Tarlabaşı’ndaki Mezopotamya Kültür Merkezi’nin bodrum katında zorlu şartlar altında çalışarak ortaya çıkan Rojbaş adlı bu oyun yıllarca hafızalardan silinmeyeceği gibi aynı zamanda Kürtçe sahnelenecek oyunlara da zemin yaratmıştı.
Aradan geçen 25 yıl içerisinde oyuncuların kimi tiyatroya devam etti, kimi ise tiyatroyu bırakıp başka işler yaparak, her biri dünyanın farklı yerlerine dağıldı. Yönetmen Özkan Küçük Rojbaş’ın ve oyuncuların izini sürerek önce belgesel yapmak için yola çıktı ama daha sonra kurmaca belgesele dönüştürmek için kolları sıvadı. Ancak film için bütçe konusunda zorluk yaşadığından bir kampanya başlattı.
“Geçmiş, geçip gitmiş bir şey değildir. Yanımızda taşıdığımız bir şeydir. Bugün yaptığımız her şey geçmişimizin izlerini taşır. Ve tabi ki geleceğimizi de şekillendirir.” diyen yönetmen Özkan Küçük, bu düşüncelerden hareketle, bunun sadece nostaljik bir film olmayacağını söylüyor. Filmin yaratıcı bir belgesel projesi olarak geliştiğini ve sonunda bir kurmaca film projesine dönüştüğünü belirten Küçük şunları söylüyor; “Karakterlerin, belli bir senaryo çerçevesinde, kendilerini oynayacakları ama kendilerine doğaçlama alanı da tanıyan bir film yapıyorum. Senaryoyu filmin karakterleriyle birlikte şekillendirdim. Çünkü benim ifade alanım olduğu kadar onların da ifade alanı olacak bu film. Bir yandan da oyunu yeniden çalışıyor olacaklar ve kısa bir versiyonunu da sahneleyecekler”.
Film için elde edecekleri bütçeyi üç temel ihtiyaç için kullanacaklarını aktaran yönetmen, bunları şöyle sıralıyor: “Ekibin İstanbul'da 15 günlük çekimler boyunca öğlen yemekleri. Kamera kirasının ve kamera ekibinin giderlerinin bir kısmı ve günlük küçük prodüksiyon harcamaları.”
Projenin daha önce Yeni Film Fonu'ndan ve Sivil Düşün’den prodüksiyon desteği aldığını belirten Küçük, “Bunun yanı sıra bana her zaman destek olan yakın çevremin de hatırı sayılır bir parasal katkısı yolda” diye konuşuyor.
Çok çeşitli miktarda destek verilmesinin mümkün olduğunu aktaran Küçük, “Katkı yaptığınız 100 lirayla bile belki de filmin yapılmasını sağlayacaksınız. Kitlesel fonlama için fongogo.com adlı bir sitede hesap açtık. Bu hesap üzerinden basit bir kayıt işlemiyle destek olabilirsiniz.”
Filmin trailerini görmek ve kampanyaya destek olmak isteyenler bu linkten ulaşabilirler.
Çekim ekibinin kameraman, sesçi ve yönetmenden oluşan küçük bir belgesel ekibi olacağını belirten Özkan Küçük, “Bir belgesel çekiyormuşuz gibi çalışacağız. Ki zaten belgesel ile kurmaca arasında ince bir çizgide yürüyor olacağız.” diyor.
Filmin konusu ise şöyle; yıllarını Kürtçe tiyatroya adamış olan Kemal’e göre bugün, 25 yıl sonra, Kürtlerin durumu onca gelişmeye rağmen tekrar o günlere geri dönmüştür.
Bu yüzden Rojbaş’ı yeniden sahnelemek amacıyla, her biri dünyanın başka bir köşesine dağılmış olan eski ekip arkadaşlarını bir araya getirmek ister.
Ekip arkadaşlarından çoğu tiyatroyu çoktan bırakmış başka işler yapmaktadırlar. Buna rağmen bir kez daha bir araya gelmeyi kabul ederler.
Mülteci oldukları için ülkeye gelemeyenler ve bazı sebeplerle katılmak istemeyenlere rağmen ekip büyük oranda toplanır.
Oyunu oynamalarından bu yana geçen 25 yıl sadece her birinin zihinsel yapısını değil, oyunda öne sürülen düşüncelerin toplumsal karşılığını da değiştirmiştir.
Oyuncular daha ilk buluşmada oyunun günümüze hitap edip etmediğini tartışmaya başlarlar. Bir yandan da kendi yarım kalmış hesaplaşmaları ile yüz yüze kalırlar.
Geçmişin hayaletleri de peşlerini bırakmamıştır. Genç yaşta yitirdikleri bir kadın arkadaşları Kemal'in hayal dünyasında provalara eşlik etmeye başlar.
Özkan Küçük hakkında
1975’te Dersim’de doğdu. Yıldız Üniversitesi Çevre Mühendisliği bölümünün ardından, Marmara Üniversitesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümünde ”90’lı Yıllarda Türkiye Sineması” teziyle yüksek lisansını bitirdi.
İstanbul'da Mezopotamya Sinema bünyesinde sinemanın her alanında çalıştı ve sinema üzerine gazete yazıları yazdı. 2003 ve 2004 yıllarında Diyarbakır Sinema Atölyesi koordinatörlüğünü yaptı.
Diyarbakır’da Cegerxwin Sinema Akademisi’nin kuruluşunda yer aldı ve sinema dersleri verdi. Filmamed ve Kısa Dalga film festivallerinin yaratıcısıdır. Diyarbakır’da çok sayıda sinema atölyesi yürüttü.
Bir süre Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası basın danışmanlığı görevinde bulundu. Azadi Tv’de Kültür Sanat Editörlüğünün yanı sıra Hinar isimli kültür sanat programını hazırladı. Gezmania dergisi genel yayın yönetmeni.
Yönetmenin ulusal ve uluslararası festivallerde çok sayıda ödül aldığı Pepûk filminin linki burada.
Ayrıca belgesel filmleri: “Seyid-Hakikat Yolunda”, “Nohutlu Pilav”, ”Diyarbekir Damlarında…”, “Mamoste Arsen” (Arsen Usta), ”Yıllar Sonra, İşte DİYAR-ı BEKİR”, ”Yapıcılar” (BD/AS)