sağlık bakanı şöyle söylüyor:
“şu anda 20 bin uzman hekim açığı var. 20 yıldır tıp fakültelerine kontenjan açılmadı biz ancak yök başkanı değişikliğinden sonra önce son 5 yıldır önce 2 bin 500 sonra 5 bin bu yıl 6-7 bin artışla öğrenci alıyor.”
bu sözler bir sorunu ve ona yönelik bulunan çözümü yansıtıyor. sağlık bakanlığı’nın en son(2012) personel durumuna ilişkin bilgiye göre türkiye’de 124.219 hekim görev yapıyor.
sağlık hizmetinde yaşanan sorunları anlamak için çalışan personel ve hekim sayısına bakmak önemli, ama gerçekçi bir değerlendirme yapmak için bu veri yetersiz. sağlık çalışanları ve hekimlerin ülke ölçeğindeki dağılımlar, çalışmaları, çalışma koşulları, imkân ve olanakları, çalışmalarının sonuçlarına bakarak karar vermek de yetmez.
çünkü sağlık yalnızca “hastalıkların tanısını koymak ve tedavi etmek” demek değildir: “sağlık fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden tam iyilik hâli”dir.
onun için bu “iyilik” halini sağlayacak işler de yapılmalı, bunun için de sağlık sistemi bunu öngörecek şekilde düzenlenmeli ve hizmet vermelidir.
niteliksiz doktorlar...
türk tabipleri birliği de son yaptığı basın açıklamasının başlığını sağlık sisteminin yine tanı tedaviye ilişkin bölümüne yönelik bir eleştirisiyle ifade etmiş:
“çöken sağlık sistemini niteliksiz doktor yetiştirerek düzeltemezsiniz!”
doğrudur; bir sağlık sistemini yalnızca doktorların sayısının artırmakla düzeltmek olanaksızdır.
bu saptama ve söylemlerin hepsi, sağlığın da, sağlık sisteminin de, sağlık hizmetlerinin de, buradaki sorunlara getirilen eleştiri ve çözümlerin de yetersiz ve sorunlu olduğunu gösteriyor.
herkesin ilk önce soracağı doğru soru “halkın sağlığı, sağlıklılığı, iyiliği için ne yaptın” olmalıdır.
dahası bunu yalnız sistemin sorumluları, planlayanları ve uygulayanları için değil, eğer bu sistemin bir tarafıysa herkes başta kendisi için bu soruyu sorup yanıtlayarak vermeli, o yanıtın gereğini yapmalı ve sonra da diğer taraflardan aynı şeyleri istemelidir.
bu bağlamda hekimler ve onların örgütü olan türk tabipleri birliği yaptığı açıklamada yer alan;
“tıp eğitimi iktidarın elinde oyuncak olacak bir konu değildir. bu yanlıştan hızla dönülmeli, tıp eğitiminde yaşanan nitelik kaybı üzerine gerekli çalışmalar yapılmalı, başta temel bilimler olmak üzere tıp eğitimi hak ettiği niteliğe kavuşturulmalıdır. yeni açılmış tıp fakülteleri hızla değerlendirilmeli, hekim yetiştirmek için yeterli fiziki ve akademik donanımı olmayan fakülteler öğrenci alımını durdurmalıdır. fakültelerin kontenjanları, fakültenin öğretim elemanı sayısı ve fiziki imkanlarına göre bilimsel kriterlerle hesaplanarak belirlenmelidir”
şeklindeki sözlerinin bir gereği olarak topluma yönelik bir bilgilendirme kampanyası başlatmalıdır.
bilgilendirme kampanyası
bu kampanyayla yeni açılan tıp fakülteleri ile, kontenjanı artırılan tıp fakültelerine giren öğrenci ve yakınlarından başlayarak ve tüm topluma yönelik olarak, tıp eğitimin olmazsa olmaz özelliklerini sıralanmalı, tıp eğitimi veren bu kurumların altyapı, donanım, insan gücü, bilgi birikimi ve deneyim, uygulama olanakları ve hizmet vb. tıp eğitiminin tüm temel unsurlarındaki eksiklik, yetersizlik ve eğitimdeki yanlışlarını anlatmalıdır.
hükümetin sadece insan gücüne yönelik bu dayatması ve uygulamaya koyduğu yanlış çözüme karşı tüm toplumu aydınlatmak en önde gelen görevdir.
bu kampanya ile başta hekimler ve sağlık çalışanları olmak üzere herkesin hep birlikte tavır alması sağlanmalı, tıp bilimi ve sağlık hizmetinin gerçek değer ve ilkeleri çerçevesinde bir sağlık hizmet sunumunun sağlanması için, toplum bilinçlendirilmeli, hükümetin de yaptığı yanlışlardan dönerek halkın sağlığı için hizmet etmesi sağlanmalıdır. (ms/hk)