1986 yılından bu yana, 28 ülke kültür politikaları raporunu hazırlayarak Avrupa Konseyi'ne sundu. Halen, 28 ülkenin kültüre dair yaptığı çalışmaları, yasaları ve mevcut mevzuatın uygulanışını inceleyen raporlarına İnternet üzerinden erişilebiliyor.
Türkiye ise bir kültür politikaları bilgi ve izleme sisteminin oluşturulması için 29. ülke olarak hazırlıklarını yapıyor. Bu alanda hazırlanması planlanan iki çalışma mevcut. Bunlardan ilki Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlıkları sürdürülen "Türkiye Kültür Politikaları Ulusal Raporu", diğeri ise uluslararası bağımsız uzmanlar kurulu tarafından hazırlanacak olan "Uluslararası Uzman Gözden Geçirme Raporu".
Bakanlık, çeşitli devlet kurum ve kuruluşlarından görüşleri bir araya getirerek oluşturacağı derleme metni Avrupa Konseyi'ne sunma hazırlığında. Chistopher Gordon, Bissera Zankova, Kira Kosnick'ten oluşan bağımsız heyet ve Avrupa Konseyi Kültür Genel Müdürlüğü'nden Robert Palmer ve Kathrin Merkle ise, Aralık 2009'da Türkiye'ye ilk ziyaretlerini gerçekleştirdi. İkinci ziyaretin ise nisan/mayıs aylarında gerçekleştirilmesi hedefleniyor.
Türkiye raporlarında sivil toplum yok
Raporun hazırlandığı ülkelerde bu sürecin işleyişine göz attığımızda, ulusal raporu yazmakla yükümlü kurumların bu alanda çalışan uzmanlar, akademisyenler ve sivil toplum kuruluşları ile işbirliği içinde raporu tamamlamaya özen gösterdiğini görüyoruz.
Örneğin Slovakya, hazırlıklar esnasında kültür ve sanat alanında çalışan uzman, eleştirmen, yazar, sanatçı yüzden fazla kişi ve kurumun fikir ve desteğini almış. Türkiye'de ise, hazırlanan raporlar, kültür ve sanat alanında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının, üniversitelerin, meslek örgütlerinin ve sanatçıların önerileri ve katkıları ile şekillenmiyor.
Bakanlığın hazırlayacağı raporda, Vakit gazetesinin hedef göstermesiyle gündeme gelen sansür/otosansür/tehdit tartışmalarının nasıl ele alınacağı, adı "Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi" olarak değiştirilen açılım tartışmalarında kültürel hakların nerede duracağı, Alevi ve Romanlarla yapılan çalıştayların ertesinde hangi somut adımların atılacağı ve Türkiye'nin UNESCO'nun Kültürel İfade Çeşitliliğinin Korunması ve Yükseltilmesi Sözleşmesi'ni imzalayıp imzalayacağı ise şimdilik meçhul. Açılım ve haklar konusunda sanatçılarla yapılan görüşmeler, edilen kahvaltılar ve söylenen şarkılarla sınırlı gözüküyor. Oysa bu süreçte, mevcut durumun tespit edilerek önceliklerin, ilkelerin, stratejilerin ve sorunların belirlenmesine ve durumun iyileştirilmesi için farklı aktörlerin önerilerinin gündeme getirilmesi ve tartışılmasına fırsat yaratacak bir sivil kültür politikaları raporunun hazırlanmasına ihtiyaç var.
Alternatif kültür politikaları raporu
Bu açığı kapatmak ve sivil girişimler ile sanatçıların bakış açılarını ortaya çıkaran bir çalışma gerçekleştirmek için ilk adımlar Anadolu Kültür girişimi ile 2008'in son aylarında atıldı. İstanbul Bilgi Üniversitesi, İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı (İKSV), Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı (TÜSEV), Sabancı Üniversitesi, Tarih Vakfı ve KAGİDER gibi sivil toplum kuruluşlarından katılımcıların fikirleri ile şekillenen ilk çalışmalar yerini kültür ve sanat alanında aktif rol üstlenen çalışma gruplarına bıraktı.
"Alternatif Kültür Politikaları Raporu" adı ile gerçekleştirilecek bu çalışmada, sivil girişimlerin, aktivistlerin, sanatçıların ve meslek kuruluşlarının yaklaşımını ve önerilerini gündeme getirmek ise temel hedef olarak belirlendi. Anadolu Kültür ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Kültür Yönetimi Bölümü tarafından koordine edilen bu süreç boyunca yapılacak toplantı ve görüşmelerdeki fikir alışverişinin bir tartışma başlatması ise en az raporun tamamlanması kadar önemseniyor.
Sivil girişimler tarafından yayınlanacak çalışmanın, eksiklikler kadar iyi örneklere de dikkat çekeceğini ve kültürel ifade çeşitliliğinin korunması ve geliştirilmesi ile ilgili net bir tavır aldığını ve her vatandaşın kültürel hayata katılımının ve kültürel haklardan yararlanmasının temel bir ilke olarak benimsediğini şimdiden söyleyebiliriz.
Halihazırda hazırlıklar devam eden Alternatif Rapor temel olarak 8 ana başlıktan oluşuyor: "Türkiye'de Kültür Politikalarına Tarihsel Bir Bakış", "Kültür Politikalarına Dair Yasal Düzenlemeler", "Sanat Üretimini ve Sanatçıyı Etkileyen Koşullar", "Tarihi ve Kültürel Miras", "Kültür Endüstrileri", "Kültüre Katılım ve Katılımcı Kültür Politikaları", "Uluslararası İlişkiler ve İşbirlikleri" ve "İstanbul'un Kültür Politikası".
Her bölümde, bu alanda faaliyet gösteren kurum, kuruluş ve kişilerle irtibata geçerek onların fikir ve önerilerini derlemek için emek verecek çalışma grupları bulunuyor. Tüm başlıklarda hedeflenen, mevcut durumun fotoğrafının çekilmesi, iyi ve kötü örneklerin ortaya konulması ve önerilerin bir araya getirilmesi olacak. Fikir ve önerilerin toplanmasında ise derinlemesine mülakatlar ve odak grup çalışmaları temel alınacak. Raporun tüm parçaları 2010'un Ağustos'unda tamamlanarak bir yayına dönüşecek ve Ocak 2011'de yapılacak bir konferansla tartışma süreci genişletilecek.
Raporun hazırlanmasında, farklı alanlardan kurum ve kişiler arasında diyalog kurarak bir tartışma ve üretme platformu yaratılması, sadece kültür endüstrilerinden adı-sanı duyulmuş kişi ve kurumların değil, genç sanatçıların, yazarların sürece dahil olması ve için çaba gösteriliyor.
Açık ki hazırlanacak raporların tüm eksikleri kapatması mümkün olmayacak, birçok konu yeterince kapsamlı ve derin incelenemeyecek, mevcut durum hakkında konuşurken hevesimiz kırılacak. Ama şimdilik süreç umut verici.
Yapılan toplantılarda tartışmalar farklı kesimleri bir araya getirmeye ve bir tartışma zemini oluşturmaya başladı. Kültürel hakların önemi, kültürel haklara ulaşımın demokratikleşme için olmazsa olmazlardan olması ise bu tartışmalarda tekrar tekrar gündeme getiriliyor. Raporun hem siviller arasında hem de Kültür ve Turizm Bakanlığı'nda bir tartışma yaratması için bu alanda çalışan ve kafa yoran herkesin görüş ve önerisine ihtiyaç var. Sonra sıra belirlenen alanlarda atılan adımların takip edilmesine gelecek. Şimdi mevcut bilgileri, görüşleri, önerileri toplama zamanı... (ÜZK/TK)