Fotoğraf: Anadolu Ajansı
85 milyona yakın Türkiye nüfusunun yüzde 8-10’una yakınının engellilerden oluştuğu geçmiş dönemlerde yapılan birçok araştırma ve anketle ortaya çıkarıldı.
Her ne kadar konu hakkında güncel ve kapsamlı bir çalışma 10 yıldır yapılmamışsa da engelliler nüfusun önemli bir bileşenini oluşturuyor.
Yaşlılıkla birleşen engellilik durumu nüfusun içindeki oranı ileri yaşlar için arttırıyor. Nüfus içerisinde yüksek oranda engelli olmasına rağmen “engelli raporu” “yetkili bir sağlık heyeti tarafından verilmiş” “engellilerin” “kayıt altına alındığı “Ulusal Engelli Veri Sistemi’nde sadece 2 milyon 511 bin 950 kişi (Haziran 2022) kayıtlı.
Engelli nüfusu içerisinde kadın engelli oranı daha yüksek iken Ulusal Engelli Veri Sisteminde erkek oranı yüzde 56’dır.
Bu oranın “yanlışlığı” ve toplam kayıtlı sayının, engelli nüfusun önemli bir bölümünü kapsamaması kayıt sisteminin yetersizliğini gösteriyor.
Kadın engellilerin önemli bir bölümü ve engellilerin çoğunluğu kayıt sistemine dahil edilmiyor. Genel durum bu şekilde iken engellilerin istihdam ve yoksulluk durumuna dair resmi verilere ise neredeyse ulaşılamıyor.
Türkiye’de nüfusun yüzde 8-10’una yakınını oluşturan engellilerin işgücü, istihdam ve işsizler içindeki oranları ise çok düşük düzeyde.
Engelli nüfus daha çok “işgücüne dahil olmayan nüfus” içerisinde. Türkiye’de engelli istihdamı hala sembolik sayılarla, belirli meslek ve sektörlerde. Genel nüfus işgücüne katılma oranı yüzde 54 iken (Erkeklerde yüzde 73) engellilerde bu oran yüzde 20 bandında.
Engelli işgücüne katılma oranına, istihdam oranına ve işsizlik oranına dair en güncel veri 2011 yılına ait olduğundan güncel bir kıyaslama yapma imkanı yok. Engelli nüfusunun işgücü verilerine dair güncel bir araştırma/anket yapılarak bu ihtiyaç karşılanmalı ve kamusal hizmetler bu veriler esas alınarak planlanmalı.
Artış reel değil
Türkiye genelinde işçi kadrosunda, özel sektörde istihdam edilen engelli sayısı sadece 110 bin kişi (Mayıs 2022 Verisi) civarında.
Pandemi döneminde bu sayı yaklaşık 20 bin kişi azalmış ve engelli kişiler işsiz kalmıştır. Özel sektörde engelli istihdamı 2017 yılında 102 bin civarında iken 5 yıl içerisinde sadece 8 bin kişi istihdama dahil edildi. Türkiye nüfusu ölçeğinde bu artışların reel olmadığı ifade edilmeli.
Kamuda yaklaşık 5 bin, özel sektörde ise yaklaşık 25 bin olmak üzere 30 bine yakın işyeri/işletme yasal olarak zorunlu olan engelli istihdam kotasını doldurmuyor.
Bu durum denetimsizlik, yaptırımsızlık ve yasa gereğinin yerine getirilmemesinin sonucudur. Kamu adına politika yürütenler engellilerin istihdam hakkını korumamakla ilgili.
İŞKUR genel müdürlüğü aracılıyla kamu ve özel sektörde son 5 yıl içerisinde ortalama yıllık işe yerleştirilen sayısı 10 bin kişi civarında.
Ancak işten çıkanlarda yakın sayıda olduğundan toplam engelli istihdamında önemli düzeyde nicel bir artış yaşanmadığı ifade edilebilir. 2011-2016 yılları arasında yıllık ortalama 25-30 bin engelli işe yerleştirildiğinden görece engelli istihdamında artış yaşanmış ancak bu eğilim sonraki yıllarda sürdürülmedi. Yani 2015 yılından sonra ülkede her konudaki “kötüye gidiş eğilimi” engelli istihdamında da gerçekleşmedi.
Memur kadrosunda istihdam edilen engelli sayısı da toplam kamu çalışan sayısı içerisinde yüzde 1,3-2 bandı arasında.
Önceki yıllarda Devlet Personel Başkanlığı kamuda istihdam edilen engellilere dair görece kapsamlı ve ayrıntılı istatistikleri kamuoyuna sunardı.
Sunulan istatistikler bağlamında kamuda çalışan engellilerin işkollarına, eğitim düzeylerine, işe giriş usullerine, cinsiyet ve hizmet sınıflarına göre dağılımı ayrıntılı bir şekilde analiz edilebilirdi.
Ancak 2018 yılındaki hükümet sistemi değişikliği ile kapatılan Devlet Personel Dairesi Başkanlığı ve bu başkanlığa ait internet sitesi ortadan kalkınca bu verilere erişim kısıtlanmıştır. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı (Sonrasında ikiye ayırıldı bu bakanlık ama ifade edilen sorun çözülmedi.) bünyesinde çok sınırlı ve sadece nicel verileri içeren bir “bültenle” veriler açıklanmaya devam ediliyor.
Ancak bu veriler kapsamlı bir analiz için yeterli ayrıntıları içermiyor. “Engelli ve Yaşlı İstatistik Bülteni” yayınlandığı günden bu yana engelli istihdamına ilişkin bölümü güncellemeden aynı şekilde yayınlıyor. Çünkü 2011 yılından sonra engelli işgücü verilerini içeren bir araştırma veya istatistik kamuoyuna açıklanmadı.
Kamuda çalışan engellilerin yüzde 75’e yakını erkek olup bu kişilerin de çok önemli bir bölümü “yardımcı hizmetler sınıfında” istihdam ediliyor.
Genel olarak engellilerin özel olarak da kadın engellilerin mesleki eğitime ve insan onuruna yakışır istihdama erişiminde güçlükler mevcut. Engelliler kendi eğitim ve istidatlarına uygun işlerde değil, yasal kısıtlar altında insan onuruna uygun olmayan koşullarda istihdam ediliyor.
Engelli kamu emekçileri kariyer ve liyakat sınavlarına, hizmet içi eğitimlere, kurum içi etkinliklere dahil edilmiyor.
Engellilerin işe ve istihdama erişiminde önemli bir faktör olan “erişilebilirlik” sorunu sürekli çözümsüz bırakılıyor ve erteleniyor.
2005 yılında çıkarılan erişilebilirlik mevzuatının uygulanması önce 2012 yılına kadar ertelenmiş sonra her dönem sonunda bir daha uygulanmadan bugüne kadar ertelendi.
Söz konusu ertelemenin süresi 2024 yılında son bulacak şayet bir kere daha ertelenme söz konusu olmaz ise. 2010 yılından sonra da kamu tarafından yapılmış/yaptırılmış/kiralanmış binaların erişim sorunu tam olarak giderilmedi.
Engelli istihdamı için önemli bir başlık olan işyerlerine erişilebilirlik sorunu salt fiziksel olarak ele alınmamalı.
Araç, yol, geçit, park alanlaı, asansör, WC ve çalışma alanlarının engellilik ile uyumlulaştırılması ve “herkes için erişilebilir olması” elbette önemlidir. Ancak kurum internet siteleri, mevzuatlar, temel politika belgeleri ve diğer kurumsal dokümanlar da henüz erişilebilir hale getirilmedi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı başta olmak üzere tüm kamu kurumlarının ve kuruluşlarının kapsamlı bir erişilebilirlik politikasına ve uygulamasına ihtiyaç duyduğunu ifade etmek zorundayız.
Çözüm önerileri
Engelli istihdamına ilişkin önemli bir ihlal alanı da işyerlerinde engellilere yönelik mobing, ayrımcılık ve ötekileştirme pratikleri. Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanlığı söz konusu başlıklara ilişkin bir veri tutmadığı gibi bu alanda yaşanan ihlallere dair kamuoyuna herhangi bir açıklama da sunmuyor.
Engelli istihdamına ilişkin iki önemli etken olan “erken yaşta sağlık ve eğitim hizmetlerine erişim” Türkiye için sorunlu bir başlık.
Genel olarak eğitim ve sağlık için bütçeden ayırılan payın düşük olduğu biliniyorsa da bu oran engelliler için çok daha vahim boyutta. Türkiye’nin 2022 bütçesinde tüm engelli kamu hizmetleri için ayırılan bütçe sadece yüzde 1,6 oranında. Söz konusu oranın engelli nüfusun toplam nüfus içindeki oranıyla ilgisi bulunmuyor.
Türkiye’de engelli işgücünün arttırılması, istihdamının desteklenmesi, engelli yoksulluğu ve işsizliğinin azaltılması amacıyla kapsamlı bir kayıt sistemi kurulmalı, güncel verilerle ayrıntılı bir nüfus sayımı yapılmalı, erişilebilirlik sorunu geciktirilmeden çözülmeli ve engelliler için sunulması gereken kamu hizmetlerine ayırılan bütçe arttırılarak yerelleştirilmeli.
İŞKUR, Üniversiteler, Yerel Yönetimler ve MEB başta olmak üzere engelli eğitimi ve mesleki eğitimine ilişkin BM Engelli Haklarına ilişkin sözleşmenin ilkeleri ve ilgili maddeleri geciktirilmeden yaşama geçirilmeli.
Engelli istihdamını geliştirmek amacıyla nicel olarak verildiği ifade edilen mesleki eğitim kursları için effektiflik denetimi yapılmalı.
Engeliler için ayrılan bütçenin önemli bir bölümünün harcandığı mesleki eğitim ve rehabilitasyon hizmetlerinin sonucunda kaç engellinin iş bulduğu, istihdam edildiği ve hangi koşullarda istihdam edildiği raporlanmalı. Bu kursların engelli istihdamına ne kadar aracılık ettiği tartışılmalı.
(SO/EMK)