KCK, lideri Abdullah Öcalan’ın çağrısına kulak verdi ve silahların nihai suskunluğuna kapı aralayacak ateşkes kararını açıkladı.
Silahlı güçlerinin geri çekilmesi için de demokratik siyasetin zeminini güçlendirecek bazı adımların atılmasını istedi: “KCK adı altında yürütülen operasyonlarda tutuklananların serbest bırakılması, seçim barajının kaldırılması veya indirilmesi, Roboskî ve Paris katliamlarının aydınlatılması.”
Meclis İnsan Hakları Komisyonu’nun Roboskî raporu İHD, THİV ve MAZLUM-DER’in tepkilerine neden oldu. Roboskî için Adalet Girişimi raporu protesto etmek için eylemler yapılıyor. Raporda, daha önce hükümet yetkililerinin yaptıkları açıklamalara denk bir şekilde, katliamı örtbas etme niyeti ve çabası açıkça görülüyor. İnsan hakları savunucularının talebi şu: “Bu raporunuzu geri çekin ve olay aydınlanıncaya kadar herhangi bir rapor açıklamayın!”
Bu sadece barışın tesisi için bir yol temizliğidir. Güvensizlik duvarına indirilecek sert bir balyoz darbesi olabilir bu temizlik…
4. Yargı Paketi’yle ilgili BDP’nin beklenti ve eleştirileri var: Adalet Bakanı açıkça bu paketin “barış süreci” ile bir ilgisi olmadığını söylemiş. Ayrıca yargı paketinin gerekçesi Türkiye’nin uluslararası imajını düzeltmek olarak açıklanmış.
Oysa Türkiye’yi uluslararası alanda en çok zora sokan durum, KCK operasyonları ile tutuklanan Kürt gazeteciler, siyasetçiler ve öğrencilerdir. Times’ın başyazısında “Türkiye dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi” yorumu yapıyor. RSF, EFJ, CPJ gibi uluslararası kurumların raporları da malum…
Öyleyse ve silahların nihai susuşu için önemli bir viraj alınmış ve artık insanların ölmeyeceğine dair umutlar yeniden yeşermişken, neden silaha dahi bulaşmamış binlerce insan hâlâ hapiste? Gerçek bir barış ve demokrasi için önce, halkların acı çekmesine yol açan bu handikapları ortadan kaldırmak gerekmez mi?
Henüz pek kimse konuşmasa da Türkiye’yi seçimler bekliyor ve Türkiye’nin demokratikleşmesi; Kürt meselesinin halli için bazı yasal, anayasal değişiklikler gerekiyor; seçim barajının kaldırılması veya indirilmesi, yerel yönetimlerin özerkleştirilmesi ve valilerin halk tarafından seçilmesine olanak veren yasalara/ yasal değişikliklere…
İşte tüm bunlar için meclis iradesine ihtiyaç var.
Neden olmasın ki? TBMM, barış meclisi olsun!
1921 ruhu dirilsin, memlekete bu yıl barış baharı gelsin! (BA/HK)