"Bu ağaç tarihi bir ağaç. Darağacı şu sağ tarafa kurulmuştu. Mahkemenin başkanı şu tarafta, elini oraya dayamış. Sigara içiyordu. Sigara içerek çocukların idamını seyrediyordu... Bu ağaç o gecenin çok canlı bir tanığıdır. Zaman zaman buraya geldiğimde bakarım, bu kavak ağacı duruyor; ben ona bakarım, o bana bakar, ikimiz de ağlamaklı oluruz..."
Yılların hukukçusu; Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan'ın savunmanı Halit Çelenk böyle diyor. Çelenk bu konuşmasını, Ankara Ulucanlar Cezaevinde, Mimarlar Odası Ankara Şubesi ile Ankara Barosunun birlikte 2007 yılında düzenlediği bir canlı tarih çalışmasında yapmış.
1925 yılından kapandığı 2006'ya kadar her kesimden pek çok "konuk" barındıran Ulucanlar'a yeni bir işlev kazandırılması çalışmaları kapsamında, Mimarlar Odası ve Baro, burada "Ulucanlar'da Şenlik Var" başlığı altında bir dizi etkinlik düzenledi. 2007 Haziran ayında iki hafta boyunca yapılan etkinlikler sırasında, cezaevinde çok sayıda söyleşi, panel, sergi, atölye ve sözlü tarih çalışması gerçekleştirildi.
Şenlik süresince her gün ortalama 1000 kişi eski cezaevini ziyaret etmiş. Ziyaretçilerin arasında zamanında cezaevinde tutuklu olarak kalmış siyasi veya adli "suçlu"lar, onların yakınları da var. Etkinliklere gelemiyenler, uzaktan gönderdikleri mesajlarla katılmışlar "şenlik"e. Canlı tarih çalışmasında ise bir grup siyasi, 40 yıl öncelerinden kalan cezaevi anılarını, bir zamanlar tutuklu kaldıkları mekanların içinde anlatmışlar.
Ulucanlar'da yapılan canlı tarih çalışmalarındaki konuşmalar, Mimarlar Odasının bu yıl yayınladığı bir kitapta derlenmiş. Mimar Çetin Ünalın'ın derlediği kitapta, canlı tarih çalışmasına katılanların yaptığı konuşmalarla birlikte, cezaevi yaşamından kalma bazı fotoğraf ve yazılı belgeler, cezaevinin duvarlarına yapılmış resimlerin, yazılmış yazıların fotoğrafları verilmiş. Ulucanların bugünkü durumunu gösterir çok sayıda fotoğraf da kitapta yer alıyor.
Halit Çelenk, kitapta yer alan konuşmasında, Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan'ın Ulucanlar'da idam edildiği 6 Mayıs 1972 sabahını, olayın yaşandığı mekan içinde, bütün ayrıntılarıyla anlatmış.
Kitapta anılarına yer verilen bir diğer Ulucanlar konuğu, 1984'de yitirdiğimiz Yılmaz Güney. Güney'in "Soba, Pencere Camı ve İki Ekmek İstiyoruz" kitabından alınan "Ulucanlar Cezaevi Raporu", sanatçının Ulucanlar'dan eşine yazdığı bir mektupla birlikte kitapta yer alıyor.
Konuşmaları ve anıları ile sözlü tarih çalışmasına şu katılımcılar katkıda bulunmuş: Muzaffer İlhan Erdost, Vahap Erdoğdu, Aptullah Nefes, Tuncay Çelen, Oktay Etiman, Ahmet Sönmez, Ayten Canatan Gümüşel, Halil Çelimli, Hüseyin Sünger, Ahmet Karagücük, Kemal Çeliker, Hazeli Akgöl, Bülent Tanık, Hüseyin Esentürk, Teoman Ata, Hasan Barutçu, Ali Artun.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi, 2007 yılındaki etkinlikler kapsamında, Ulucanlar'ın yeniden kullanımına ilişkin önerilerin geliştirildiği bir fikir projesi yarışması da düzenlemişti. Bu yarışmaya iletilen projeler ayrı bir kitap halinde yakında yayınlanacak. Mimarlar Odası Ankara Şubesi bu etkinlik ve yayınları, bu yıl Ekim ayında uluslararası katılıma açık olarak düzenleyeceği Mimarlığın Sosyal Forumu çalışmalarının bir bölümü olarak görüyor.(AŞ/EÜ)
________________________________________________________
* Tanıkların Ulucanları - Sözlü Tarih, derleyen: Çetin Ünalın, Mimarlar Odası Ankara Şubesi yayını, Ankara, Ocak 2010, 238 sayfa