Geçenlerde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Malezya gezisinde yaptığı konuşmada geçen “İçeride günahsız yatan çok kişi var” cümlesini lazım olur diye küçük bir kâğıt parçasına not etmiştim.
Bu sabah kısa bir süre önce okuduğum İsmail Saymaz’ın Sözde Terörist kitabının tanıtımını yazmak için masama oturduğumda Erdoğan’ın bu sözü aklıma geldi.
Her ne kadar Başbakan Erdoğan’ın bunlar anti-demokratik, faşist yasalarla sıkıyönetim mahkemelerinde, devlet güvenlik mahkemelerinde, özel yetkili mahkemelerde (ÖYM) hukuksuz bir şekilde yargılanarak hapsedilen binlerce siyasi tutsağı kastetmediğini bilsem de.
Gerçeklerin her zaman inatçı ve devrimci olduğuna duyduğum inanç nedeniyle Erdoğan’ın bu sözünü kaydetmiştim.
İsmail Saymaz Sözde Terörist kitabını yazarken, hiç kuşkusuz bir araştırmacı gazeteci olarak Türkiye’deki özel yetkili mahkemeleri, o mahkemelerin polis fezlekeleriyle hazırlanmış iddianameler üzerinden altına imza attıkları hukuk dışı, adaletsiz kararlarını açığa çıkarmayı, kamuoyunda görünür kılmayı hedeflemiş!
Kitabın yayınlanmasında kısa bir süre sonra Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) – Cemaat arasındaki iktidar mücadelesinin 17 Aralık 2013’de başka bir forma sıçraması nedeniyle Terörle Mücadele Şubesi (TMŞ) Polisleri-Savcılıklar-ÖYM üçgeninde dönen dolapların, polis laboratuarlarında üretilen sahte delillerle, kâğıt parçalarıyla kopyala yapıştır yöntemiyle biz gazetecilerin, öğrencilerin, avukatların, siyasetçilerin, devrimci ve sosyalistlerin nasıl gözaltına alınarak tutuklandığımızı, yargılandığımızı ve akıl almaz cezalara çarptırıldığımızı gündeme oturacağını tahmin etmiş midir bilmiyorum!
Ancak kitabı elinize alıp okumaya başladığınızda, İsmail Saymaz’ın hakikaten çok isabetli bir çalışmaya imza attığı sonucuna ulaşırsınız.
Yedi bölümden oluşan kitap Türkiye’nin ilk kaybettiği aydınlarımızdan şair ve yazar Sabahattin Ali’nin:
“…çalmadan çırpmadan
bize ekmeğimizi veren aç
bizi giydirenleri donsuz bırakmadan
yaşamak istemek
bu kadar güç
bu kadar mihnetli
hatta bu kadar tehlikeli mi olmalı idi?” dizeleri karşılıyor.
Sonra Bakırköy Kadın Hapishanesi’nin havalandırmasında elleri poposunda küçük Şana’nın annesiyle volta atışı.
Ve elbette onlara yaşatılan hukuksuzluğun öyküsü geliyor.
Birbiri ardına sıralanan hukuksuzluk örneklerini okudukça her biri öykü/dava süreci insana çok bildik gelse de…
Her bir tutsaklık öyküsündeki iddianameler, yargılama süreçleri ve mahkeme kararları Türkiye’deki anti-demokratik faşist yasaları, Terörle Mücadele Kanunu'nu (TMK) ve Türk Ceza Kanunu'ndaki (TCK) ilgili maddeleri, istiklal mahkemelerinden, sıkıyönetim mahkemelerine, DGM’lere ve ÖYM’lere Türkiye’de mahkemeler ve yargılama süreçlerindeki adaletsizlikleri, hukuksuzlukları anlatıyor.
Her biri birer hukuk cinayeti olan dava dosyalarının, tutsaklık öykülerinin arasında Türkiye’de yasaların, mahkemelerin tarihini de kitapta bulabilirsiniz.
Yaşanmış hukuksuzluklar ve o hukuksuzluklara yol açan yasal düzenlemelerle birlikte, özel yetkili mahkemelerin işleyişini de görüyorsunuz kitapta.
İletişim Yayınları’ndan çıkan Sözde Terörist kitabında Türkiye’de DGM’ler ve ÖYM’ler eliyle işlenmiş hukuk cinayetlerinden bir seçki sunmuş İsmail Saymaz.
Bu günlerde gündeme oturan polis, savcılık ve ÖYM’lerdeki Cemaat örgütlenmesi ve nasıl çalıştıklarına ilişkin ortaya saçılan bilgiler buzdağının görülen kısmı bile olmadığını söylemek yanlış olmaz.
Yakın zamanda İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi (ACM) kararıyla hakiki bir hukuk cinayetine kurban edilmiş biri olarak, önümüzdeki günlerde yanı başımda birlikte yaşadığım kadın tutsakların uğradıkları adaletsizlikleri bizzat iddianameler üzerinden paylaşacağım.
Ama önce sevgili meslektaşım Saymaz’ın Sözde Terörist kitabını okumanızı öneriyorum.
Bir de Başbakan Erdoğan “İçeride günahsız yatan çok kişi var,” sözünü bizim için söylemese de…
Gerçekte TMK ve TCK’daki gerici faşist, anti-demokratik yasalarla DGM’ler de ve ÖYM’lerde yargılanmış ve hapse tıkılmış, hala yargılanmakta olan tutsaklar adına;siz dışarıdakilerin yüksek sesle uğradığımız bütün bu haksızlıkları, hukuksuzlukları sıra size gelmeden sokağın dilinden söylemenizi, dile getirmenizi, sesimiz olmanızı talep ediyorum!
Eline, emeğine, aklına ve yüreğine sağlık İsmail…
Tam zamanında, çok iyi bir çalışmaya imza atmışsın.
Sizlere de iyi okumalar diliyorum… (FE/HK)
18 Ocak 2012, Füsun Erdoğan, Gebze Kadın Kapalı Hapishane