Hekimlerin meslek örgütleri, tabip odalarının seçimleri tamamlanıyor. En çok hekimin bulunduğu Ankara ve İstanbul'da AKP hükümetinin uygulamaya koyduğu "Sağlıkta Dönüşüm Programı"nı eleştiren ve itiraz eden gruplar seçimi kazanırken, Sağlık Bakanlığı'nın desteklediği listeler büyük bir farkla kaybetti.
Başka bir deyişle Sağlık Bakanı Sayın Recep Akdağ'ın aşağıda bağlantıları verilen haberlerde yer alan, Müstakil Sanayici İşadamları Derneği'nin (MÜSİAD) Samsun'da 6-7 Mart'ta yaptığı danışma toplantısında sarf ettiği belirtilen, tabip odaları ve Türk Tabipleri Birliği'ne (TTB) yönelik düşünce ve niyetlerinin koşulları ortaya çıktı.
Sağlık bakanı "Hadi bakayım Danıştay karar alsın da göreyim bakıyım. Hangi kararı alacağını ondan sonra göreyim bakayım ben" demiş. Bu sözlerin aslında başka anlamları da var.
Anayasa değişikliğine damgasını vuran "yüksek yargı"nın yeniden şekillenmesine yönelik nedenlerin başında hükümetin uygulamalarının yüksek yargının değişik kademelerinden geri dönmesi yatıyor. Kabul edilen değişiklikle "Yüksek Yargı"nın konfigürasyonunu değiştirerek hükümetin uygulamalarına yönelik olası itirazların en azından "oy çokluğuyla" engellenmesinin önüne geçilecek.
İstanbul Tabip Odası'nın yaptığı başvuru üzerine Danıştay 5. Dairesi'nin aldığı bir yürütmeyi durdurma kararında görüleceği üzere yüksek yargı uygulamalara dair iptal kararlarını yalnız içerik değil biçim yönünden de geçerli hukuksal mevzuata uygun olmamasından kaynaklanıyor. Bundan çıkan iki sonuç var. İlki uygulamalara dayanak olacak mevzuatı yazanlar "hem hukuku, hem de mevzuatı bilmiyorlar. İkincisi ise "ben yaptım oldu" anlayışıyla yönetmek istiyorlar. Başka bir deyişle "yargı yürütmeyi denetlemesin" istiyorlar.
Yine anayasa değişikliği tartışmaları sırasında kimsenin söz etmediği bir noktaya İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (İSMMMO) Başkanı Yahya Arıkan dikkat çekiyor. 10 Mayıs 2010 Tarihli Radikal Gazetesi'nde yer alan haberde görüleceği üzere, yapılan yeni düzenleme ile, Anayasa Mahkemesi'nin kararlarında "özelleştirmelerde kamu yararı" aranması yetkisinin ortadan kaldırılıyor. Başka bir deyişle yapılan "12 Eylül Darbe Anayasası"nın değiştirilmesinden öte, sermayenin ve onun şimdiki temsilcilerinin çıkarları için revize edilmesi anlamına geliyor.
Anayasalar birlikte yaşamanın hukukunu ve toplumsal uzlaşmanın temellerini ortaya koyar. Yasalar da toplumun bir arada ve birlikte yaşaması için uyulması gereken kurallardır. Yasaların eşitliği ortadan kaldıracak şekilde bir kesimin lehine ve onun isteği üzerine düzenlenmesi bir arada yaşama isteği ve olanağının ortadan kalkması anlamına gelir. Söylenenler ve yaşananlar hem niyet olarak, hem de uygulama olarak bunları açık ve net bir şekilde gösteriyor.
Hekimlerin meslek örgütlerini bile "vesayet altına" alamazlarsa kapatmayı düşünecek, üstelik de bunu yine çıkarılacak keyfi yasalara dayanarak yapmayı hayal edecek, isteyecek, düşünecek ve ifade edecek bir "uygulama bakanı"nın yaptıkları ve söyledikleri herkesi uyandırmalı ve uyarmalıdır. Tabip odaları ve sağlık alanının meslek örgütlerine yönelik bu tehdit ve yine en büyük mesleki kuruluş olan TMMOB'nin şu günlerde yaşadıkları bir "denetim" nedeniyle en üst düzeyde ifade edilen gerçekleri herkes görmelidir.
"Adalet ve kalkınma"nın bir arada olması dileğinden yola çıkarak isim almış bir partinin, adalet ve kalkınmaya kendince bir takım anlamlar yüklemesi, demokrasiye aykırı ve haksız bir baraj sistemi nedeniyle elde ettiği çoğunluğa dayanarak, tek başına ve "demokrasi"nin en basit kurallarını bile göz ardı edecek şekilde bunu topluma dayatması kabul edilemez ve edilmemelidir.
Seçimleri kazanan sağlık meslek odaları ve yeni yönetimleri gelecekte başlarına gelecekler için bugünden kendilerini destekleyenlere ve o seçimlere gelen meslektaşlarına bu gerçeği anlatmalı, meslek örgütlerine sahip çıkmalarını istemeli ve bir direnme noktası yaratmalıdırlar. Medyanın da bu noktada bu uygulamaları hem görünür hale getirme, hem bilgilendirme, hem de tartışılmasını sağlama görevleri olduğu göz ardı edilmemelidir. Tabip Odası seçimleri yalnız hekimlik ve sağlık ortamı açısından değil, ülkenin demokrasisi ve geleceği açısından da çeşitli işlevleri olabilecek bir toplumsal, sosyal olgudur.
Tabip odaları yasama faaliyetlerinin toplum sağlığı ve sağlık ortamı açısından anlamını, somut sonuçlarıyla ortaya koymalı ve toplumu aydınlatmalıdırlar.(MS/EÜ)
* http://www.medimagazin.com.tr/mm-ttb-ve-tdbden-bakan-akdaga-tepki-h-66145.html
* http://bianet.org/bianet/siyaset/121028-gursoy-hukumet-darbecilerle-ayni-serefi-paylasabilir