Filistin İçin Teknoloji serimizin bu bölümünde, Diyar Saraçoğlu, Yuval Abraham’ın +972 Magazine ve Local Call işbirliğinde yayımlanan araştırmasını Türkçeye çevirdi. Sızdırılan belgeler, İsrail ordusunun 7 Ekim 2023’ten bu yana Microsoft ve OpenAI’ın bulut ve yapay zekâ hizmetlerine nasıl bağımlı hâle geldiğini ortaya koyuyor. Microsoft’un Azure platformu, İsrail’in askeri operasyonlarını yürütmek için kritik bir altyapı sağlarken, şirket çalışanlarının doğrudan ordu birimleriyle bütünleştiği görülüyor.
Belgeler, Microsoft’un yalnızca teknoloji sağlayıcısı olmadığını, aynı zamanda ordunun gözetim sistemleri ve operasyonel yazılımlarını geliştiren aktif bir aktör hâline geldiğini gösteriyor. İsrail ordusunun GPT-4 kullanımını savaşın başlamasından sonra keskin bir şekilde artırdığı da belgelenirken, bu gelişmeler teknoloji devlerinin İsrail’in Filistin’de uyguladığı işgal ve yıkımdaki sorumluluğunu bir kez daha gündeme getiriyor.
İsrail Savunma Bakanlığı’ndan sızan ticari kayıtlar ve Microsoft’un İsrail’deki yan kuruluşuna ait dosyalara göre, Microsoft’un İsrail’deki tüm büyük askeri altyapılarda etkisi bulunuyor. Şirketin bulut ve yapay zekâ hizmetlerinin İsrail ordusuna satışı ise Gazze’ye yönelik saldırının başlangıcından bu yana hızla arttı.
Belgeler, İsrail ordusundaki hava, kara ve deniz kuvvetlerinin yanı sıra seçkin istihbarat birimi “Birim 8200” de dâhil olmak üzere düzinelerce birimin son aylarda Microsoft’un bulut bilişim platformu Azure’dan hizmet satın aldığını ortaya koyuyor. Ayrıca Microsoft, OpenAI ile olan yakın ortaklığı sayesinde ordunun ChatGPT’nin temelini oluşturan GPT-4 dil modeline geniş erişim sağlamasına olanak tanıdı.
Bu ifşalar, +972 Magazine ve Local Call’un The Guardian ile ortak yürüttüğü bir soruşturmanın sonucu ve kendi haberini yayımlayan Drop Site News tarafından elde edilen belgelere de dayanıyor. Soruşturma, İsrail ordusunun 7 Ekim sonrası sivil teknoloji devlerine bağımlılığını nasıl derinleştirdiğini gözler önüne sererken, geliştirdikleri teknolojinin İsrail’in savaş suçlarında kullanılmasından endişe duyan bulut bilişim şirketi çalışanlarının giderek büyüyen protestoları sürerken yayımlandı.
Azure’un sağladığı hizmetleri kullandığı ortaya çıkan askeri birimler arasında, ölümcül hava saldırıları için potansiyel hedeflerin büyük veri tabanlarını (“hedef bankası” olarak bilinir) yöneten Hava Kuvvetleri’ne bağlı Ofek Birimi; operasyonel ve savaş destek sistemlerinin geliştirilmesinden sorumlu Matspen Birimi; Askeri İstihbarat Direktörlüğü’nün bilişim altyapısını yöneten Sapir Birimi ve işgal altındaki topraklarda Filistinlileri ve yasaları çiğneyen askerleri yargılamakla görevli Askeri Başsavcılık Kolordusu yer alıyor.
Bugün The Guardian tarafından ifşa edilen bir belgeye göre, İsrail istihbarat topluluğu için gözetim ekipmanları üreten Askeri İstihbarat Direktörlüğü’nün Özel Operasyonlar Bölümü’ne bağlı teknolojik birim Birim 81 de Azure’dan bulut hizmetleri ve destek alıyor.
Belgeler ayrıca, İsrail ordusunun Batı Şeria ve Gazze’deki Filistinlilerin nüfus kayıtlarını ve hareketlerini takip etmek için kullandığı “Rolling Stone” sisteminin Microsoft Azure tarafından işletildiğini ortaya koyuyor. Azure ayrıca İsrail Başbakanlık Ofisi’nde, güvenlik yetkisine sahip Microsoft çalışanlarının bulut hizmetlerinin sağlanmasını onaylaması ve denetlemesi gereken çok gizli bir birimde de kullanılıyor.
Belgelere göre, Savunma Bakanlığı’nın Microsoft’tan satın aldığı yapay zekâ hizmetleri arasında çeviri (savaşın ilk yılında ortalama aylık tüketimin yaklaşık yarısını oluşturuyor), OpenAI’ın GPT-4 modeli (tüketimin yaklaşık dörtte biri), konuşmadan metne dönüştürme aracı ve otomatik belge analiz sistemi bulunuyor. Ekim 2023’te, Azure’un sağladığı yapay zekâ hizmetlerinin ordudaki aylık kullanımı savaş öncesine kıyasla yedi kat artarken, Mart 2024 itibarıyla bu oran 64 katına çıktı.
Belgeler, farklı ordu birimlerinin bu bulut depolama ve yapay zekâ araçlarını nasıl kullandığını açıkça belirtmese de, satın alımların yaklaşık üçte birinin internetten ve genel ağlardan yalıtılmış “hava boşluklu” sistemler için yapıldığını gösteriyor. Bu da söz konusu araçların yalnızca lojistik veya bürokratik işlevler için değil, savaş ve istihbarat gibi operasyonel amaçlarla da kullanılmış olabileceği ihtimalini güçlendiriyor. Nitekim, Birim 8200’den iki kaynak, Askeri İstihbarat Direktörlüğü’nün istihbarat toplama faaliyetleri için Microsoft Azure’dan depolama ve yapay zekâ hizmetleri satın aldığını doğrularken, birimdeki üç başka kaynak da benzer hizmetlerin Amazon’un bulut bilişim platformu AWS’ten temin edildiğini teyit etti.
Belgeler, Microsoft personelinin İsrail ordusundaki birimlerle ürün ve sistem geliştirmek için yakın işbirliği içinde çalıştığını da ortaya koyuyor. Düzinelerce birim, Microsoft’tan “genişletilmiş mühendislik hizmetleri” satın aldı. Şirketin web sitesine göre bu hizmet kapsamında “Microsoft uzmanları, [müşterinin] ekibinin ayrılmaz bir parçası hâline geliyor.”
Belgeler, örneğin, Askeri İstihbarat Direktörlüğü’nün son yıllarda Microsoft’un uzmanları tarafından askerlere verilen özel geliştirme toplantıları ve profesyonel atölye çalışmalarını milyonlarca dolar karşılığında satın aldığını ortaya koyuyor. Yalnızca Ekim 2023 ile Haziran 2024 arasında, İsrail Savunma Bakanlığı Microsoft’tan 19.000 saatlik mühendislik desteği satın almak için 10 milyon dolar harcadı.
Son yıllarda Birim 8200’de teknoloji alanında görev yapan ve 7 Ekim’den önce Filistinlileri izlemek için kullanılan bir gözetim sistemi geliştirmek amacıyla doğrudan Microsoft Azure çalışanlarıyla birlikte çalışan bir istihbarat görevlisi, +972 ve Local Call’a verdiği demeçte, şirketin geliştiricilerinin birimle o kadar bütünleştiğini söyledi ki onlardan, sanki askeri personelmiş gibi, “zaten birimle çalışan insanlar” olarak bahsetti.
Kaynak, geliştirme aşamasında Microsoft Azure personelinin, gözetim sisteminin şirketin bulut altyapısı üzerine inşa edilme olasılığını incelemek için bir ordu üssünde toplantılara katıldığını da ekledi. “Fikir, sistemin Azure üzerinden yönetilmesi gerektiğiydi, çünkü çok büyük miktarda veri [kullanıyor],” dedi.
İsrail Savunma Bakanlığı, ordu ve silah endüstrisinden yedi kaynak, ordunun 7 Ekim’den bu yana Gazze’deki operasyonel faaliyetlerinde sivil bulut sağlayıcılarından satın aldığı hizmetlere giderek daha fazla bağımlı hale geldiğini doğruladı. Ordu kaynaklarına göre, bulut şirketleri tarafından sağlanan depolama alanı ve işlem gücü, askerlerin kendi dâhili sunucularında saklayabileceklerinden çok daha büyük miktarda istihbarat bilgisini -ve daha uzun süre boyunca- kullanmalarına olanak tanıyor.
Microsoft, yorum talebine yanıt vermedi.
“Bulut sağlayıcılarının harika dünyası”
İsrail hükümeti, 2021 yılında devlet bakanlıkları ve güvenlik kurumlarının bilgi sistemlerini, ihaleyi kazanan şirketlerin genel bulut sunucularına taşımak ve gelişmiş hizmetlerine erişmek amacıyla tasarlanan Nimbus Projesi için 1,2 milyar dolarlık bir ihale yayımladı. Microsoft, ihaleye teklif veren şirketlerden biriydi, ancak sonunda Amazon ve Google karşısında kaybetti.
Microsoft Nimbus ihalesini kaybetmesine rağmen, İsrail Savunma Bakanlığı bulut devinden hizmet satın almaya devam etti. Belgeler, özellikle Microsoft’un, başka hiçbir bulut şirketinin ilgilenmediği “hassas iş yükleri” de dâhil olmak üzere, “özel ve karmaşık sistemlerle” ilgili projeleri yöneterek Savunma Bakanlığı ile olan derin bağlarını koruduğunu ortaya koyuyor.
Ağustos 2023’te, İsrail ordusunun OpenAI’ın en son dil modeli olan GPT-4’u satın almaya başladığını ortaya koyabiliriz. Ordu, bu araca doğrudan OpenAI’dan değil, Azure platformu üzerinden erişim sağlıyor. GPT-4, milyarlarca veri parçasını analiz edebiliyor, geçmiş vakalardan öğrenebiliyor ve sözlü ile yazılı talimatlara yanıt verebiliyor.
Savaş başladıktan sonra, ordu GPT-4 kullanımını keskin bir şekilde artırdı: Ekim 2023’ten bu yana, tüketimi savaş öncesi döneme kıyasla 20 kat arttı. Ancak belgeler, ordunun GPT-4’u yalnızca internete kapalı, gizli sistemlerde mi yoksa internete bağlanabilen sistemlerde mi kullandığını kesin olarak ortaya koymuyor.
OpenAI, İsrail ordusunun ürünlerini nasıl kullandığına dair sorulara yanıt vermedi. Şirketin bir sözcüsü ise yalnızca şu açıklamayı yaptı: “OpenAI’ın IDF (İsrail Savunma Kuvvetleri) ile herhangi bir ortaklığı bulunmamaktadır.”
Son yıllarda Microsoft’un OpenAI’a yaklaşık 13 milyar dolar yatırım yaptığı bildiriliyor. Mayıs ayında Microsoft’un web sitesinde yayımlanan bir makalede, OpenAI’ın araçlarının güvenlik ve istihbarat kurumları için “paradigma değiştirici” olma potansiyeline sahip olduğu ve bu kurumların doğruluk ile verimliliğini artırabileceği belirtildi. Makalede bu araçların, “Uydu fotoğraflarını ve saha haritalarını analiz etmek, konuşma ve metinleri çevirmek, yorumlama sağlamak ve eğitim için sanal ortamlar oluşturmak için güçlü bir araç” olduğu ifadesine yer verildi.
2024’ten önce OpenAI’ın kullanım koşulları, hizmetlerinin “askeri ve savaş” amaçlarıyla kullanılmasını yasaklayan bir madde içeriyordu. Ancak Ocak 2024’te, İsrail ordusu Gazze Şeridi’ni bombalarken ve GPT-4’a olan bağımlılığını artırırken, şirket bu maddeyi web sitesinden sessizce kaldırdı ve ordular ile ulusal istihbarat teşkilatlarıyla ortaklıklarını genişletti.
Ekim ayında OpenAI, “demokrasilerin, özgürlük, adalet ve insan haklarına saygı gibi değerler doğrultusunda yapay zekâ gelişimine öncülük etmeye devam etmesi gerektiğine” inanarak, ABD ve “müttefik ülkelerdeki” güvenlik kurumlarıyla işbirliği yapma olasılığını inceleyeceğini kamuoyuna açıkladı. OpenAI ayrıca, yapay zekâ tabanlı dronlar üreten Anduril şirketiyle işbirliği yapacağını duyurdu. Öte yandan, geçtiğimiz yıl Microsoft’un, kapalı bir iç sistemde çok gizli belgelerin analizi için modelini CIA’e sağladığı bildirilmişti.
Bu belgelerdeki ifşalar, İsrail ordusunun tüm askeri birimlerine veri işleme hizmeti sunan Bilgisayar ve Bilgi Sistemleri Merkezi (“Mamram”) komutanı Albay Racheli Dembinsky’nin açıklamalarıyla örtüşüyor. +972 ve Local Call’un daha önce ortaya çıkardığına göre, Dembinsky, geçtiğimiz Temmuz ayında Tel Aviv yakınlarında düzenlenen bir konferansta, Gazze’deki mevcut savaş sırasında ordunun operasyonel kabiliyetlerinin “bulut sağlayıcılarının harika dünyası” sayesinde “geliştirildiğini” ve bunun “çok önemli bir operasyonel etkinlik” sağladığını söyledi.
Dembinsky, arkasındaki ekranda Microsoft Azure, Google Cloud Platform (GCP) ve Amazon Web Services (AWS) logoları belirirken, bunun bulut sağlayıcılarının sunduğu “olağanüstü hizmet çeşitliliği, büyük veri ve yapay zekâ” sayesinde mümkün olduğunu söyledi.
Temmuz ayında verdiği konferansta Dembinsky, ordunun savaşın gereklilikleri nedeniyle bulut şirketleriyle daha yoğun çalışmaya başladığını açıkladı. Ekim 2023’ün sonlarında Gazze’ye yönelik kara harekâtının başlamasıyla birlikte ordunun sistemleri aşırı yüklendi ve “kaynaklar tükendi.” Dembinsky’ye göre, bu depolama alanı ve işlem gücü sıkıntısı, ordunun “görünmez engellere takılmadan” yapay zekâ araçları ve bilgi işlem gücü satın almanın mümkün olduğu “sivil dünyaya yönelme” kararını almasına yol açtı.
Sızdırılan belgeler, İsrail ordusunun savaşın ilk altı ayında Azure’un bulut depolama tesislerini aylık ortalama kullanımının, savaş öncesindeki dört aya göre yüzde 60 daha fazla olduğunu gösteriyor.
Ağustos ayında IDF Sözcüsü, +972 ve Local Call’a yaptığı açıklamada, “IDF’in gizli bilgilerinin sivil sağlayıcılara aktarılmadığını ve IDF’ye ait ayrılmış ağlarda kaldığını” vurgulamıştı. Ancak o dönemde yaptığımız araştırma, İsrail ordusunun Gazze nüfusunun kitlesel gözetimiyle topladığı bazı istihbarat verilerini Amazon’un AWS sunucularında sakladığını ortaya koymuştu.
Bu kez İsrail ordusu ve Savunma Bakanlığı yorum yapmayı reddetti.
*The Guardian’dan Harry Davies bu habere katkıda bulunmuştur.
(DS/VC)