Medyanın ticarileşmesi ile birlikte, popüler kültür vatandaşların yaşam tarzları ve kimliklerini biçimlendiren günlük yaşamın baskın bir parçası haline geldi.
Popülizm, medya mantığını anti-elitist siyasetle başarılı bir şekilde birleştiren muhtemelen en önemli gelişmelerden biri.
Şimdiye kadar, popülist siyaset üslubu, geleneksel olarak daha pazar odaklı ve empatik bir gazeteciliğin gereksinimlerine uyduğundan, daha çok radikal söylemleri, duygusal çekicilikleri ve karizmatik kişilikleri ile medyada yer edinen adaylar tarafından kullanıldı.
Gazeteciler ve politikacılar, iktidarın, kurumsallaşmış siyasetten uzaklaşmasına farklı şekillerde yanıt verdiler, kamusal tartışmayı canlandırmak için birtakım girişimlerde bulundular. Seçkinci, yukarıdan aşağıya bir iletişim tarzının önlerindeki en büyük engellerden biri olduğunun bilincinde olan politikacılar halkla yakın etkileşim için yeni stratejiler geliştirdiler.
Siyasal iletişim
Siyasal iletişim iki farklı boyutta gerçekleşir. Yatay boyut, politikacılar ve medya arasındaki ilişkiyi, yani aynı zamanda birbirleriyle rekabet halinde olan, kitlesel tüketim için siyasi mesajlar yaratan ve yayan politik iletişim seçkinlerini tanımlarken, dikey boyut, bir yandan iki siyasi iletişim seçkin grubu ile diğer yandan bu mesajların nihai muhatabı olarak vatandaşlar arasındaki etkileşimi ifade eder.
Bu iki boyut siyasal iletişimin sosyal ve kurumsal alanı içinde tanımlanan siyasal aktörler, medya ve izleyici arasındaki üçlü ilişkiyi somutlaştırır.
Yatay boyuttaki ana gelişmeyi ‘arabuluculuk’, dikeydeki gelişmeyi ise ‘merkeziyetsizleşme’ olarak kavramsallaştırıyoruz. Her ikisi de siyasi iletişim seçkinlerinin kamusal tartışmayı ve siyasi meselelerin çerçevelenme şeklini kontrol etme yeteneklerini kaybettikleri bir süreci ima ediyor.
Dikey boyutu, bir yandan siyasi iletişim seçkinleri – medya ve siyasi yetkililer – ile diğer yandan sıradan insanlar arasındaki ilişkiyi ifade eder. Yurttaşlar, kurumsallaşmış siyasetin yanı sıra geleneksel medya kurumlarının meşruiyetine ve güvenilirliğine giderek daha fazla meydan okudukça, ‘yüksek siyasetten’ alternatif ya da apolitik iletişim alanlarına yöneliyorlar.
Siyasi partiler ve sendikalar gibi geleneksel siyasi örgütlere üyelik ve katılım gibi seçimlere katılım önemli ölçüde azaldı. Bu arada, yurttaşların büyük bir kısmı siyasi haberleri takip etmekten vazgeçtiler. Özellikle de bu konuda endişe verici olarak genç kuşaklar apolitikleştiler, yeni iletişim tarzlarını kullanıp farklı konulara odaklanmayı tercih ettiler.
Demokrasilerde gazetecinin rolü, isabetli seçimler yapabilmesi için kamuoyunu bilgilendirmektir.
Bunu da halkı en çok ilgilendiren konuları araştırıp ele alarak çok sesliliğe ve farklı siyasi görüşlere yer vererek yapmalıdır. Politikacıların halk adına aldıkları kararları ve onların davranışlarını izleyen gazeteciler, karşılıklı anlayışı geliştiren, diyalogu ve tartışmayı özendirmeliler.
Politikacıların rolü ise onları seçenleri temsil etmek ve o seçmenlerin endişelerinin dinlenmesini, dikkate alınmasını ve uygun olduğunda bunlara göre hareket edilmesini sağlamak olmalı kuşkusuz.
Gazeteci türleri
Medya ve siyaset arasındaki ilişkiyi daha iyi kavrayabilmek için, gazeteci ve politikacı arasındaki dinamiklere bakmak gerekir.
Öncelikle farklı gazeteci türlerini hatırlamakta yarar var, bunlardan biri politikacıların sıkı takipçisidir, adeta her izi sürer, avını avlayana kadar pes etmez. Ancak örneğin politikacı doğruyu söylese bile, nesnellikten yoksun olduğu için politikacıya inanmaz. Aktivist gazeteci haberini yaparken kendisi haber aktörü haline dönüşür. Burada şu soru sorulmalı, aktivist gazeteci olabilir mi? Veya bir gazeteci aktivist olabilir mi? Olursa ne olur?
Politikacı ile yakın arkadaş olma durumunda ise gazeteci konumunu nadiren sorgular, bazen politikacının aleyhine bir kanıt olsa bile halen ısrarla onun haklı olduğunu savunabilir veya politikacı tarafından kolaylıkla manipüle edilme tehlikesi taşır.
Parti üyesi gazeteci, bağlılıklarını gizlemek için elinden geleni yapmaya çalışsa da tonlamalarında, haber seçimlerinde ve soru sorma yeteneklerinde (veya yetersizliklerinde) farklı siyasi görüşleri yok etmek için çok zaman harcayacaktır.
Bir başka tür gazeteci de amiyane tabiriyle Amerikalıların sıklıkla kullandığı ”Sen benim sırtımı kaşı ben de senin sırtını kaşıyacağım” şiarıyla birbirlerini kollama gazeteciliğinde herhangi bir sakınca görmez.
Yapıcı olma çabası ve olumlu haber yapma eğilimleri nedeniyle kolaylıkla manipüle edilip oto-sansüre başvuran bir başka gazeteci türü de gizleyecek bir şeyleri olanların sırlarını saklamalarına olanak sunma riski taşır. Halbuki gayet iyi biliyoruz ki gerçek gazeteci bir başka deyişle işini doğru yapan gazeteci parti bağlarından arınmış, dürüst, kamuoyunu bilgilendirme konusunda tutkulu, gerçeği arayan, nesnel ve adil bir şekilde haber yapandır.
Politikacılarla röportaj
Politikacılarla iyi röportaj yapmak özel bir yetenek gerektirir. Gazetecinin, röportaj yaptığı politikacının motivasyonunu bilmesi, örneğin gizli bir gündemi olup olmadığını anlaması, manipülasyona gelmemesi, açık fikirli olması, yönelteceği sorularla ilgili konulara hakim olması, bunun için de gerekli bilgi ve donanıma sahip olması gerekir. Diğer yandan, vatandaşlar adına sorular sormak için orada olan gazeteci, zeki görünmek veya politikacıyı alt etmek gibi bir çaba içinde olmamalı -gazeteci ve politikacı arasında bir fikir savaşı haline gelmemeli-zira mesele puan kazanmak değil.
Siyasi bir röportajın çatışmacı ve ateşli olması da gerekmez. Diğer yandan gazeteci, politikacının hırs, kişisel çıkar/kişisel kazanç, aktivizm, intikam vs. gibi durumlarla başa çıkmak sorumluluğu vardır.
Politikacı, parti sadakati, koltuk/ konum kaybetme korkusu, gazetecinin bu sorumluluğuna gölge düşürebilir, gazeteci bu tuzağa düşmeden, temsil ettikleri kişiler adına bir iş yapmak üzere seçilen ve devlet memuru olan politikacıların sorumluluklarını nasıl yerine getirdikleri ve bunu yapmalarını engelleyebilecek kişisel konular hakkındaki gerçekleri derinlemesine araştırmalı ve ortaya çıkarmalıdır.
Politikacılar işlerine geldiği zaman işleri karmaşıklaştırmaya çalışabilirler. Durumu anlamadıklarını öne sürerek, “Eh, karmaşık” ve “bunun arka planını anlamanız gerekiyor” gibi ifadeler kullanarak, gazeteciyi etkisizleştirme ve kendini kötü hissettirme yaygın stratejilerine başvurabilirler.
Gazetecinin görevi politikacıyı küçük düşürmek değil
Sorular kısa ve öz olmalı zira soru ne kadar karmaşık ise, gazeteci politikacıya ana noktadan uzaklaşması için o kadar fazla fırsat sunmuş olur.
Net bir cevap alana kadar aynı soruyu tekrar tekrar sormaya devam etmekten korkmamak gerekir; ama bunu yaparken politikacının sinirlenme olasılığını da gözden kaçırmadan….
Muhtemelen gazeteci aklındaki soruların hepsini soramayacak veya net cevaplar alamayacaktır, burada dikkat edilmesi gereken nokta, politikacının soruyu atlatmasına izin verilmemesidir.
Hiçbir zaman bir politikacıyla açık veya örtük herhangi bir anlaşma üzerinden röportaj yapılmamalı. Bu yozlaşmış ve gazeteciliğin temel unsurlarına aykırıdır.
Röportaja hazırlanırken, gazeteci ele almak istediği konuları düşünmüş, sormak istediği soruları yazmış olabilir. Siyasetçi de muhtemelen aynısını yapmış olacaktır, politikacı gazetecinin aradığı bilgiyi vermek için değil, kendi istediği siyasi mesajını vermek için oradadır, bu onun için çok önemli bir siyasi fırsat olduğu için gazetecinin sorularına “Bu ilginç bir nokta, ancak buradaki asıl konu ...” veya “Bunu bana sorduğunuza sevindim, ancak bunun arkasındaki gerçek nedenlerin ...” gibi tipik yanıtlar vermekten kaçınmayacaktır.
Gazetecinin röportaja politikacıdan daha hazırlıklı olacağını düşünmek son derece safça olur aksine politikacının arkasında son derece profesyonel bir haber yönetim ekibi olduğunu bilerek röportajı yapması gerekir.
Gazetecinin görevi politikacıyı küçük düşürmek değil, izleyicinin doğru seçimler yapabilmesi için kamuoyunu bilgilendiren temel bilgileri ortaya çıkarmaktır.
Bir gazetecinin haberi ile ilgili olarak en büyük öz gerçekleştirimi “Eğer bu soruları sormasaydım belki de kamuoyu asla gerçekleri öğrenemeyecekti” hissiyatının dayanılmaz hafifliği olsa gerek…
(YİG/EMK)