Evet, böyle birileri var. Hem de bir hayli çoklar. Şu zavallı yeryüzünde. Bunların başında öteden beri ateşli kısmıyla bir hayli haşır neşir olan, yankiler geliyor. Bu muhteremlerin ata sporları arasında kabzaya çentik atma, hızlı silah çekme, çete kurma, kızılderili kovalamaca vb etkinlikler yer alır. Bu sporlardaki üstün başarılarını beyaz perdeye yansıtmayı da hep sevmişlerdir.
Şimdilerde okul basmaca, sağa sola rastgele ateş açma, seri katillik, Latinleri ve siyahları polisin hedef tahtası gibi kullanma oyunları meşhur. Dışarıda mı dediniz? Evet, orada ise bu ara en gözde oyun düğün konvoylarından sonra hastane vurmaca. Çok yoruluyorlar sonuçta, bence biraz dinlenmeyi hak ediyorlar.
Ama bütün bu gayretli çalışmanın karşılığını görüyorlar. Kar üstüne kar, nitekim son beş yılda bu silah denilen alet edevatı, yani yaşamsal önemdeki bu gereçleri üreten firmaların piyasa değeri yüzde 300 artasıymış, helal olsun.
Elbette insan kısmı çok çalışanın değerini biliyor. Bu yaşamsal önemdeki araçları bonkörce harcayan Suudileri falan saymaya gerek yok. Geçenlerde bir okula dalıp 9 kişiyi öldüren, 10 kişiyi yaralayan gencin evinden toplamda 13 silah çıkmış. Bir de ruhsatları varmış bu silahların.
Bunun üzerine ne mi oldu? Obama neredeyse ağlayacaktı, ikide bir çaresizim deyip duruyordu. Bu Obama’yı da bazen anlamak mümkün değil. Kardeşim ekonomi tıkırında, ne sızlanıp durursun cümle âlemin önünde, rezil etme, şu biricik dünyamızın ekmek yediği kapıları. Kimin umurunda dünya bu sene sıcaklıkta rekor kıracakmış, sen paranı sıcaklığına bak.
Huzursuz okuyucunun ötekiler daha mı iyi diye sorduğunu duyuyorum. Yoo, kim demiş teessüf ederim. Onlar da seviyor kırmızısı bol bu yarışı. Hele Türkiye’deki iktidar çok meraklı bu işe, Çin’le üç yıl hava savunma sistemi oyunu oynadı, ama sıkıldı galiba bıraktı. Şimdi “millisi en iyisi” oyunu oynuyorlar. Bu kadar yetmez elbette. Bu ara sağa sola silah göndermece en favori işler arasında. Ben Vietnam’la olayın şahikasını gördük derken, üstatlar bir el daha artırıp Belçikayı da donatmaya kalktılar. Helal olsun bunu ben bile düşünmemiştim.
Ha bir de az daha unutuyordum; silah deyince bütün bilimlerin de ayağa kalktığını söyleyelim; en başta da cebir!
Rusya uçağı neden vuruldu?
Bu konuya dair birçok analiz var. Bu normal. Çünkü bütün dünya için hayati önemde bir süreçle karşı karşıyayız. Türkiye’deki iktidarın neyi neden yaptığını anlamak kolay değil. Reislik psikolojisinden başlayıp ve neredeyse fal açmayla eş değer yaklaşımlarda bulunmak kaçınılmaz.
Nedenden çok sonuçlarına baktığımızda Rusya’nın bu sürece hazırlıklı olduğunu, karşı politikalarla bölgedeki etkinlik alanını artırdığı şimdiden görülebilir. İsteyen buradan hareketle özellikle Rusya’nın bu durumu provoke ettiğini de ileri sürebilir. Bunu biraz daha ilerletelim. Şunu soralım, ister ABD destekli, ister desteksiz Cerablus’a dönük harekat başlayınca Türkiye’nin TV başında oturmaktan başka bir şansı kaldı mı?
Ancak bu IŞİD meselesinde giderek şaşkınlığım artıyor. Bir kısım aydın IŞİD’in yaptığı bombalamaların travmasıyla (maalesef benim havsalam başka bir açıklama bulamaya yetmedi) olsa gerek, Hakan Fidan kıvamında konuşmaya başladı. Efendim IŞİD 20 milyon Sünni Müslümanı temsil ediyormuş, Rusya’ya dur denilip, bu realite kabul edilsinmiş. Allah sonumuzu hayrede….
Arjantin’de süpriz yok
Devlet başkanlığı seçimlerini ikinci turda neo-liberal eğilimleriyle tanınan eski Buenos Aires Valisi Mauricio Macri kazandı. Daha koltuğa oturmadan salvolara başladı.
Ekonomiyi düzelteceğini söyledi.
Bunu şöyle de okuyabilirsiniz bütün sosyal yardımları ve sübvansiyonları ortadan kaldırıp, yoksula daha fazla yoksulluk, zengine daha fazla zenginlik katılacak.
Bir önceki hükümete dönük intikam almayacağını da söyledi.
Bana sorarsanız bu gerçekten de intikam hamlelerine girişeceği anlamına geliyor)
Sonraki açıklaması ise asıl tehlikeli yönünü gösterdi ve Güney Amerika Ortak Pazarı’nın (MERCSUR) gelecek toplantısında Venezuela’da demokrasi meselesini tartışma konusu yapacağını açıkladı.
Bu durum diğer ülke liderleri tarafından hoş karşılanmasa da kıtanın entegrasyonu sürecine ciddi zararlar vereceği hatta sonlandırabileceğini şimdiden göstermesi açısından önemli. Bir de 6 Aralıkta Venezuela’da yapılacak seçimleri sağın kazanma olasılığı giderek artarken, adeta bu durumu desteklercesine muhalefetteki Demokratik Hareket Partisi’nin liderlerinden Luis Diaz’ın öldürülmesi Macri’yi sevindirmiş olsa gerek.
Yine de ülkesinde yeni Arjantin devlet başkanının işi o kadar da kolay olmayacak. Peronistler halen Kongre ve Senato’da çoğunluğu elinde bulunduruyor. Ama asıl daha önemlisi ciddi bir halk muhalefetinin varlığı.
Memleketten oralara kaçmayı, kafa dinlemeyi düşünenler varsa planlarını bir gözden geçirseler fena olmaz. Çünkü tüm kıtayı epey hareketli günler bekliyor.
Ermenistan: Biz bize benzeriz
Haftaiçi Erivan da kendi teröristlerini buldu. Ama halk pek inandırıcı bulmadı. Onlara düzenlenecek büyük muhalefet mitingi öncesi biraz manidar geldi.
Ermenistan 6 Aralık’ta yapılacak olan referanduma hazırlanıyor. Anayasal değişikliklerin oylanacağı referandumla kısaca Sarkisyan yönetimi yarı-başkanlık sisteminden parlamenter sisteme geçmek istiyor. Bunun gerekçesini daha iyi demokrasi diye sunuyor. Muhalefetse bu durumu 2016’da süresi dolacak olan mevcut Başkan Sarkisyan’ın iktidarını başbakan olarak sürdürme girişimi diye yorumluyor.
Velhasılı kelam politikacıların Ermenistan ve Türkiye arasındaki benzerlikleri artırmak için epey bir performans gösterdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. (AS/HK)