Radikal Gazetesi'nden Oral Çalışlar'ın bu durumu "Hükümetteki kadın sayısı: 1" başlıklı yazısında eleştirmesi, erkek egemen cinsiyetçi kalemleri de harekete geçirdi.
Bir Zamanlar Başbakan R.T. Erdoğan'ın danışmanlığını da yapmış Radikal Gazetesi yazarlarından Akif Beki, Çalışlar'a itiraz etti!..
Beki'nin bir "dizi" halini alan feminizme dair derin(!) analizlerindeki kadına yönelik saldırılar; aynı zamanda bu coğrafyadaki feminizm konusundaki yüzeyselliğin ve cehaletin de resmi oldu...
Kadın özgürleşmesindeki duyarlılığıyla sayılı köşe yazarlarından biri olan Oral Çalışlar, Beki ile arasında süren polemiği talihsizlik olarak değerlendirdi son yanıtında. Ve köşesinin bu konuda yazacak kadınlara açık olduğunu duyurdu...
Akif Beki'nin feminizm eleştirisi görüntüsü altında kadınlara saldırdığı yazılara dair yazmak üzere oturduğumda, Beki'nin hararetle savunduğu 61. Hükümet'in tek kadın bakanına birkaç şey söylemeden geçmeye kalemim razı olmadı.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, "Feminizmden bugüne kadar kimse bir fayda görmemiştir bundan sonra da görmeyecektir" demiş!..
Bakan Şahin bu açıklamasıyla eminim en başta Genel Başkanı R.T. Erdoğan gelmek üzere, erkek partisinin erkeklerine, erkek egemen sistemi korumakta ve bu sisteme hizmet etmekte en az kendileri kadar erkek ve tutarlı olacağını bir kez daha deklere ederek, onların takdir ve desteğini kazanmıştır.
Ayrıca kadın bakan, işbirlikçi bir kadın tipi olarak, feminizm tarihine dair zır cahil olduğunu göstermekle kalmamıştır. Milliyetçi-muhafazakâr bir kadın olarak Türkiye'de kadın hareketinin tarihi konusunda da bir o kadar cahil ve burnunun ucunu göremeyecek kadar ileri derecede miyop olduğunu da göstermiştir.
Kadın bakanın önümüzdeki süreçte erkek işbirlikçiliğinde halefi Selma Aliye Kavaf'ı aratmayacağı kesin!..
Ancak, hiç değilse kadınların seçme ve seçilme, eğitim ve çalışma hayatına katılması için kadın örgütlerinin verdiklerini mücadelenin tarihine bir göz atması, onu bu kadar büyük çamlar devirmekten alı koyar belki!..
Kuşkusuz, devirdiği bu çamlar nedeniyle, Akif Beki gibi köşe yazarları, kendisini yürekten desteklerler!..
Genel Başkanı R.T. Erdoğan ve erkek partisinin erkekleri de "erkek Fatma" derecesine "Fatma bacı"larının alkışlarlar da!..
Meclisteki koltuğunu sağlama alır!
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı da olsa kabinede kendine bir yer de bulur.
Ancak bütün bunlar tarihe işbirlikçi kadın düşmanı bir kadın milletvekili bakan olarak geçmesinin de neden olur!..
Bakan Şahin'in tercihini malumumuz olsa da, bu mevzuyu birkaç bilgi notuyla bitirmek istiyorum.
Kadınların siyasal yaşama katılmalarının önemli araçlarından biri olan oy hakkı mücadelenin başlangıç tarihi 18. yüzyıla dayanır.
Neredeyse iki yüzyıla yakın bir zaman boyunca kadınlar genel oy hakkı için mücadele etmişler... Bedeller ödemişlerdir!..
Ve bu mücadelenin yürütücüleri de, sahipleri de bakan Fatma Şahin'in en çok bilmiş edasıyla burun kıvırdığı feministlerdir, feminist kadın örgütleridir!.. Onların kuşaklar boyunca verdikleri mücadeleler sonucunda:
Birinci Emperyalist Paylaşım Savaşı sonrasında 21 ülkede kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmiştir.
Türkiye de ise, bu hak Mustafa Kemal'in batılılaşma projesinin bir parçası olarak 1934 yılında kadınlara "verilmiş" olsa da, ne genel olarak seçme seçilme hakkını alan kadınların mücadelesinin, ne de çok gelişkin olmasa da Türkiye'deki kadın örgütlerinin mücadelesi yok sayılabilir!..
Kadınların eğitim hakkından yararlanmaları ve çalışma yaşamına katılımlarının da kadın örgütlerinin mücadeleleriyle kazanıldığını ve bu tarihi burada özetlememin mümkün olmadığını kaydetmeliyim...
Tabii bir de öyle çaplı bir tarih okumasını ve araştırmayı gerektirmeyen bir noktanın da altını çizmeliydim:
Bakan Şahin, Türkiye'nin 15-20 yıllık yakın tarihine bakmalı!..
Bu yakın tarihte kadın lehine çıkan yasalarla, kadın düşmanı yasaların kandırılmasının altında kadın örgütlerinin imzasının olduğunu, işin asıl takipçilerinin de feminist kadın örgütlerinin olduğunu görecektir.
Kendisinin AKP'nin siyaset mutfağında dokuz yıl çalışarak bakanlık koltuğuna oturduğunu diğer AKP'li kadın vekillere ders verir bir edayla açıklayan Şahin, başkalarının yüzlerce yıldır verdiği ve bugün o koltukta oturmasının yolunu da açan kadın mücadelesine saygılı olmayı da öğrenmelidir.
Eee, ne demişler sayın Şahin?!
Sezar'ın hakkı Sezar'a, değil mi?! (FE/ŞA)
(Kandıra, 2 No.'lu T Tipi Hapishanesi)