Gün geçmiyor ki edebiyat gündeminde içinde "Sansür" kelimesi geçmeyen yeni bir haber yer almasın. Günler maalesef, son zamanlarda sıkça karşımıza çıkan "edebi sansür" haberlerine düzenli bir şekilde yenileri eklenerek ve hatta söz konusu kitapları, "çok satanlar listesi"nin üst sıralarına taşıyarak geçiyor... Kitabevlerinin "müstehcenliğinden" değil ama "güncelliğinden" dolayı kasa önünde tuttuğu kitaplardan Şeker Portakalı ve Fareler ve İnsanlar romanlarının geçtiğimiz haftaların çok satanlar listesinde yer alması da bu yüzden biraz yürek burkuyor.
Sansür gündemindeki son bir haber de, bu "sansürlü edebiyat" listesinin -eğer Türk örf ve ananelerine aykırı ve müstehcen içeriğe sahip değilse- "jack'in fasulye sırığı" gibi inanılmaz bir şekilde uzamaya devam edeceğini gösteriyor. Üstelik edebiyat eserlerine uygulanan sansür ve onları okutan öğretmenlere açılan soruşturmalara baktığımızda, karşımıza çıkan sansür mağdurları arasında Yunus Emre, Kaygusuz Abdal, John Steinbeck, Vasconcelos, Edip Cansever, Amin Maalouf gibi isimleri görünce, sansürlenen edebiyatçılar listesinin yakında alfabetik sıralamaya gereksinim duyacak kadar uzaması ve sansür mağduru edebiyatçıların bu 29 harflik kontenjanı doldurması an meselesi gibi görünüyor.
İşte bu alfabetik listenin "M" sırası, dün (20 Şubat 2012) öğle saatlerinde sosyal medya ve bazı online haber sitelerinde yer alan Melih Cevdet Anday şiirine uygulanan sansür haberi ile doldu bile. Bu habere yer veren bazı haber linklerinin şu anda ulaşılabilir durumda olmamasını "acaba bu da bir otosansür mü?" sorusuyla karşılarsak, eski Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in "Şeker Portakalı'na sansür" haberi ortaya çıktığında bize buyurduğu gibi "öküz altında buzağı aramış" olur muyuz, şimdilik bilemiyoruz. Bildiğimiz iki şey var: İlki, Milli Eğitim Bakanlığı'na ait 9. sınıf Türkçe kitabında bulunan Melih Cevdet Anday'ın "Rahatı Kaçan Ağaç " şiirinin "Tanrının işine bakın" şeklindeki dördüncü dizesinin "Allah'ın işine bakın" şeklinde değiştirildiği, ikincisi ise Melih Cevdet'in o dördüncü dizeyi yazarken "Tanrı" ile "Allah" kelimeleri arasında karasız kalıp bu işi "yazı-tura" atarak çözmediği...
Kırpılan kıtalardan, üç noktayla ebediyete uğurlanan satırlara, müstehcenlikle suçlanan romanlardan, mutasyon geçiren kelimelere kadar uzayan sansür listesini göz önünde bulundurduğumuzda, ülkedeki tüm kitapların birer kopyasını bir zaman kapsülünün içine koyarak kimsenin bilmediği bir yere gömme isteği acaba abartı sayılmalı mıdır? Hem de Milli Eğitim Bakanlığı'nın onayından geçmiş söz konusu bu kitaplarda yer alan şiir dizelerinin arasına serpiştirilen bu "üç nokta"ların, bu defa bilinenin aksine bir "devamlılık" değil, "yeterlilik" iddiasında olduğunu gördükten sonra?
Yunus Emre'nin sansür haberlerine konu olan o ünlü İlahi'sinin yedi kıta olduğunu sanan bir öğrencinin, o kırpılan 8. Kıta ile ne zaman tanışacağı/tanıştıralacağı sorusu bir kenarda dursun, MEB'in "kitabı yayımlayan yazar, kazanımları öngören dizeleri almış, onun dışındaki dizelere yer vermemiş." açıklaması, bu ülkede hangi dizenin bizim için daha "kazançlı" olduğuna karar veren bir mekanizmanın varolduğunu müjdelemiyor mu?
İşte Melih Cevdet'in şiirine uygulanan bu son sansürle de , "kazançlı dize" belirleyicilerinin, "kelime seçicilik" görevini de başarıyla gerçekleştirdiğine tanık oluyoruz. Öyle ki bu tanıklık sayesinde, öğrencilerin Edip Cansever'in "Masa da masaymış ha" şiirinin "ders kitabı versiyonu"nda yer alan o üç noktalı boşlukla karşılaşmasının, "kelime seçicilerin" o masaya koyacağı alkolsüz bir içecek seçeneği ile karşılaşmasından "hallice" olduğunu düşünüyoruz...
Yeri gelmişken itiraf etmeliyiz ki, Türkiye'deki edebiyat gündemine bunun gibi hemen her gün yeni bir vaka eklenirken, geçtiğimiz yıl Ten Ten çizgiroman serisinin "ırkçı ve önyargılı içerikler sunduğu" gerekçesiyle Stockholm'deki bir kütüphane arşivinden kaldırılması, Astrid Lindgren'in yazdığı dünyaca ünlü Pippi Uzun Çorap kitabının "sömürgeci- ırkçı ifadeler içerdiği" gerekçesiyle tartışmaya açılması ve Almanya'daki yeni nesil okul kitaplarının "zenci, çingene, arap" gibi ayrımcı ve ötekileştirici ifadelerden arındırılması gibi Avrupa'daki edebiyat gündeminden haberler görmek, Masaya biranın dökülüşünü koyduracak* cinsten... (GK/ÇT)
* Edip Cansever'in Lise son sınıf Türk Dili ve Edebiyatı kitabında sansürlenen dizelerinden.