Genelkurmay Askeri Savcılığı, “Roboski Katliamı” olarak bilinen olayın soruşturmasında şüpheli askerler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına hükmetti ve görevsizlik kararı verdi. Bu karar ne anlama geliyor?
Öncelikle şunun altını çizmek gerek: 12 Haziran 2013'de Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın görevsizlik kararı vererek dosyayı Genelkurmay Askeri Savcılığı'na göndermesi bir dönüm noktasıydı. Böylece, olayla ilgili en büyük sorumluluğu hükümetle birlikte paylaşan kurum, aslında kovuşturulması gereken kendisiyken yargıç konumuna geliyordu.
O günlerde Meclis'teki Uludere Alt Komisyonu Başkanı İhsan Şener, kararın alınmasında gecikildiğini söylüyor ve dosyanın Genelkurmay Askeri Savcılığı'na gönderilmesini onaylıyordu.
Askeri Savcılık, şimdi verdiği görevsizlik kararında, Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin TBMM ve Bakanlar Kurulu kararları çerçevesinde kendilerine verilen görevi yerine getirdiğini, bunu yaparken de haklarında kamu davası açılmasını gerektirecek bir hataya düşmediğini belirtiyor.
Bu ne anlama geliyor?
İki kritik soru
34 vatandaşın hayatını kaybettiği olayda, iki kritik soru öne çıkmıştı: Birincisi, hava saldırısının yapıldığı bölge, bazı devlet yetkililerinin iddia ettiği gibi PKK'lilerin geçişlerde kullandığı bir güzergâh mıydı?
Olaydan kısa bir süre sonra hazırlanan İçişleri Bakanlığı Raporu'nda Şırnak İstihbarat Şube Müdürü Barış Çolak'ın bu konudaki görüşüne yer verilmişti. Çolak, bölgenin PKK geçişleri açısından yoğun bir yer olmadığını söylüyordu. Sınır hattında bombalanan noktaların yakınında PKK kampı bulunmadığı da biliniyor.
İkinci kritik soruysa şuydu: Bombardıman kararı verilirken, insansız hava aracı görüntüleri yerel istihbaratla desteklendi mi? Olaydan 15 ay sonra tamamlanan Uludere Alt Komisyonu Raporu'ndan, desteklenmediği anlaşılıyor.
Kararın anlamı
O halde Genelkurmay Askeri Savcılığı'nca verilen görevsizlik kararının şu anlama geldiği söylenebilir: Türkiye'nin özellikle İran, Irak ve Suriye'yle sınır boylarında insansız hava aracıyla saptanan kafileler, yerdeki istihbarattan teyit almaksızın, nerede olurlarsa olsunlar, bombalanarak öldürülürse, bu “verilen görevin yerine getirilmesi” sayılacaktır. Kafilenin gerilla kamplarından uzakta olması, gerillanın sıkça kullandığı bir güzergâhta olmaması, sonucu değiştirmez. Kafile bombalanabilir...
Bu, sınırın iki tarafında da akrabaları yaşayan köylüler olabilir... Tek geçimi kaçakçılık olan kaçakçılar olabilir... Veya şu ya da bu nedenle orada bulunan yerli ya da yabancı turistler olabilir... Bu insanların yerel istihbarata başvurmadan, İHA görüntülerinden hareket ederek, “terörist” şüphesiyle bombalanması ve bu yolda yapılacak toplu katliamlar, yasaldır... Bombalama kararında hemen hemen tek unsur, sınır boyunda hareket halinde şüpheli bir kafilenin varlığıdır. Bu unsurdan yola çıkarak bombardıman yapmak, verilen görevin kusursuzca yerine getirilmesidir. (ŞA/HK)