Genelkurmay Askeri Savcılığı’nın Roboski katliamıyla ilgili takipsizlik kararı vermesiyle ilgili açıklama yapan siyasi partiler karara tepki gösterdi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP), Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP), Emek Partisi (EMEP) ve Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) yazılı olarak, Barış ve Demokrasi Partisi Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu’nu BDP Genel Merkezi'nde, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ankara Milletvekili Levent Gök ve Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da Meclis'te basın toplantısı düzenleyerek yaptığı açıklamalarda katliamın sorumluların yargılanmadığı vurgulandı.
HDP: Hükümet, asker ve yargı işbirliği tamamlandı
HDP Eşbaşkan Yardımcısı Saruhan Oluç “Dava dosyasının katliamın karargahında takipsizlikle sonuçlanması hiç şaşırtıcı değil. Sivil yargının örtmeye çalıştığı katliamı, askeri yargının açığa çıkarması elbette ki söz konusu olamaz” denildi.
“Başbakan, iki yıl önce Genelkurmay Başkanı’na bu operasyon için teşekkür etmişti. AKP sözcüsü Hüseyin Çelik ise ‘operasyon kazası’ demişti. Böylece Roboski konusunda hükümet, asker ve yargı işbirliği tamamlanmış oldu. Devlet kararını bir kez daha vurguladı: Katliamın siyasetçi, asker ve bürokrat sorumluları korunacak ve kollanacak...
“Askeri Mahkeme’nin kararında iki yıldır vurguladığımız bir konu daha yer aldı. Sınır ötesi harekat teskeresi için her yıl Meclis’te büyük bir heyecanla ve birlik içinde oy veren AKP’li-CHP’li-MHP’li siyasilerin de; bu teskereler doğrultusunda operasyon emirlerini veren hükümetin de işlenen suçun hukuki zemini olduğu tescil edildi.”
“Gerçeklerin ortaya çıkması için uluslararası bütün yargı adımları birer birer takip edilecek, AKP iktidarının ve Genelkurmay’ın Roboski katliamının hesabından kaçmasına izin verilmeyecektir.”
ÖDP: Katliamın üzeri örtülmeye çalışılıyor
ÖDP Eş Genel Başkanları Bilge Seçin Çetinkaya ve Alper Taş imzalı açıklamada “Görülüyor ki bu katliamın sorumluları gizlenmeye ve aklanmaya çalışarak, Roboski katliamının üzeri örtülmeye çalışılıyor” denildi.
“Bu anlayışla, Roboski’nin üzerine bir kez daha bomba yağdırılmaktadır. Kendi yurttaşını katleden zihniyetle ve onun sorumlularıyla hesaplaşılmadan kuşkusuz ki demokrasinin yanından geçmek dahi mümkün değildir.
“Bu kararı verenler bellidir, ülkeyi kimler yönetiyorsa karar onundur. Sorgulanması ve yargılanması gereken de onlardır.
“Ortaya çıkan kimi belgeler, Genel Kurmay Başkanı Necdet Özel’in evinden vur emrini verdiğini ortaya koymaktadır. Bunların üzerinin kapatılması mümkün mü? Tüm yolsuzluklarının, pisliklerinin üzerini örtmeye çalıştıkları gibi katliamlarını da örtbas etmeye çalışıyorlar.”
EMEP: AKP hükümeti suçlarının üzerini örtüyor
EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan suçluların yargılanması ve davanın askeri mahkemeden alınması taleplerinin dikkate alınmadığını belirterek “Tüm uyarı ve önerilere kulaklarını tıkayan, Hükümet ve mahkemeler, bu tutumuyla ve açıklanan kararla, Türkiye ve dünya kamuoyunun dikkatinin üzerinde toplandığı Roboski katliamı karşısında bir rezalete imza atmıştır” dedi.
“AKP Hükümeti, her alanda olduğu gibi suçlarının ve günahlarının üzerini örtmek için elindeki tüm yetkileri kullanmayı sürdürmektedir.”
“Roboskî katliamı hiçbir mahkeme ve Hükümet kararıyla karartılamaz. Bu kararla ne Hükümet ne de TSK aklanabilir” denilen açıklamada suçluların açığa çıkartılıp yargılanması istendi.
BDP: Şüpheli ve failleri tespit etmek istemediniz
BDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu’nun BDP Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında konuşan Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş “bu bir darbedir” dedi. BDP’nin internet sitesinde yer alan açıklamada şu ifadeler öne çıktı;
“Takipsizlik kararını okuyunca soruşturma yapılmadığını bir kez daha gördük. Uygun zaman beklediler failleri ve katilleri aklamak için. Bu bekleme sürecine de soruşturma adını vermişlerdir. Zaten şüpheli ve failleri tespit etmek istemediniz” diyen Beştaş, beş şüphelinin arasında genelkurmay başkanı, sıralı amirler ve siyasi sorumluların neden olmadığını sordu.
“Bu kararı Genelkurmay Askeri Savcılığı vermemiştir. Türkiye’de ittifakların ve uzlaşmaların sonucunun bir kararıdır. Bir savcı bu kadar büyük bir hukuki sorumsuzluk ile böylesi kararı kaleme alması mümkün değildir. Hiçbir siyasetçinin isminin geçmemesi tesadüf olamaz. Neden emri verenler hakkında dava açılmamıştır? Takipsizlik kararı karşısında kime ne verildi. Talimatı verenler hangi vaatler karşısında aklanmıştır.”
Beştaş itiraz olarak üst mahkeme olan Hava Kuvvetleri Mahkemesi’ne itiraz edeceklerini ancak oradan da sonuç alamayacaklarını bildiklerini belirterek ardından ise Anayasa Mahkemesi ve AİHM süreçlerini işleteceklerini söyledi. Beştaş, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) daha önce başvurduklarını ancak Türkiye’nin taraf olmamasından dolayı bunun sonuçsuz kaldığını bu karar ile bu mahkemenin öneminin bir kez daha ortaya çıktığını belirterek, Türkiye’nin UCM’ye taraf olması gerektiği konusunda çağrı yaptı.
ESP: 'Kusur'suz katliam
ESP açıklamasını “ ‘Kusur’suz katliam; Roboski" başlığıyla yaptığı açıklamada kararı “Roboski halkının yaşadığı acıların ve gerçekleşen katliamın sorumlusunun iktidar olduğunun ispatı niteliğindedir” diye yorumladı.
“Askeri mahkeme, karar metninde 'kovuşturmaya yer olmadığına' hükmederek, katliamın TBMM ve Bakanlar Kurulunun kendilerine verdiği görevi yerine getirirken gerçekleştiğini beyan ediyor.
“TSK, katliamı gerçekleştirirken emri iktidardan aldığını söylemektedir. Askeri mahkemenin takipsizlik kararının gerekçesi itiraf niteliğindedir. Emir-komuta zinciri altında işlenen katliamda, zincirin en başında Başbakan Erdoğan bulunmaktadır. "
CHP: Başbakan ve Genelkurmay Başkanı birbirlerini akladı
Tanrıkulu ve Gök, iktidarın Roboski katliamını üzerini kapatma çabası içinde olduğunu söyledi. Gök, "Bugün artık iktidarın Genelkurmay'ın halkı oyalama, karartma ve soğutma gayretlerinin, konuşma hakkının bittiği bir gündür. Kimse 'bu kararla bu olayı kapattık' diye sevinmesin. Esas olay şimdi başlıyor. Bugün Uludere'nin başlangıç günüdür, kapatıldığı gün değil" derken Tanrıkulu şöyle konuştu:
"Eğer Başbakan bu işte birinci derecede sorumlu olmasaydı failler ortaya çıkardı. Hem siyasi hem hukuki olarak bu işte birinci derecede sorumlu sayın Başbakandır. İkinci derecede sorumlu da Genelkurmay Başkanıdır. Bu kararla birbirlerini aklamışlardır."(BK)