Amentüsü “Her insan ve her hikaye ucundan Ankara’ya dokununca anlatmaya değerdir”, olan ‘Lavarla'nın web sitesinde, kente dair yemek, müzik, tarih, sanat, sinema, edebiyat, popüler kültür kent kültürü, kentlilik kültürü, mekanlar, mimari, insan hikayeleri, nostaljik şeyleri bulmak ve her tür etkinlikten haberdar olmak mümkün.
“Ankara'dan bir kuş uçtu/
güneye doğru/
kanatlarında sevdanın/
kar bulutları”(1)
“Ankara Keşif Haritası: Pusu’la, Ankara’nın hafızasını canlı tutmak için çabalayan ‘Lavarla’cı’ların çok yönlü emeği, Vehbi Koç Ankara Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin (VEKAM) desteği, Öykü Özer’in illüstrasyonları, ‘garajtasarım’ın yaptığı tasarım sonucunda Ekim-2017’de yayımlandı.
“Uçarı bir hafiflik/
Uçuşuyor başımda/
İnanamıyorum/
Yarım gün uzakta Ankara”(2)
Pusu’la, 40x67 ebadında, açık çay renginde, ön yüzünde Çankaya, arkasında yüzünde Ulus haritası var. Ayrı renklerle eğlence, yemek, kültür sanat, dinlenme, tarih, alışveriş, Wi-fi, metro, dolmuş durakları bisiklet rotası, kahve noktası ve taksi vb. belirtilmiş. Haritaların üzerinde Çankaya için 39, Ulus için 31 mekan minyatür ikonlarla işaretlenmiş. Yer ve mekanlara dair çok hoş metinlerin de olduğu Pusu’la sayesinde Ankara’da bildiğiniz yerlerle hasret gideriyor, bilmediklerinizi not alıp ivedilikle keşfetme planları yapıyorsunuz, mecburi.
Pusula: Çankaya
Kendi rotanızı çizmek için Pusu’la’yı rehber edinip önce Kızılay’a gidelim. Mesela bir gün, Can Balık’ta ucuza karnımızı doyuralım, Down Sendromlu gençlerin servis yaptığı Cafe Down’da maden suyu içelim, Kızılay’ın taşkalasının hem içinde hem dışında kalıp Saraçoğlu Mahallesinde 40’lı yılların mimarisinde yürüyelim, Yüksel Caddesi pasajlarında amaçsız gezinip banklarda oturalım, ‘korunmaya’ alınmış insan hakları anıtı önünde fotoğraf çektirelim, Kızılay Büyülü Fener Sinemasında ‘Başka Sinema” seansında film izleyelim. Sonra da kıymasız Ankara dönerini midemize gömüp, Eski Yeni’de eski kırkbeşliklerle dans edelim. (Öneri: Bu tur maaşların alındığı hafta sonuna denk getirilmeli, bence.)
“Ankara senin her yerin hüzün/
Karanfil hüzün, Konur hüzün, Sıhhıye hüzün,Yüksel hüzün/
hele bir de yağmur yağıyorsa üstüne”(3)
Bir başka gün arkadaşımızla Mülkiyeliler Birliği önünde buluşup, günün neredeyse 18 saati farklı hareketlilikte olan Yüksel-Karanfil-Konur sokak üçgeninde gezindikten sonra Dost Kitabevinin kitap labirentlerinde kaybolalım. Bakanlıklara uzanan yoldaki bir büfeden su alıp her mevsim ayrı güzel olan Meclis Parkında insanın –en azından benim- yüreğini ağzına getiren Kay-kaycı gençlere sırtımızı dönerek- soluklanalım.
“kimse keman çalmaz belki ama
çok keman çalınsın balolarında diye
yapılmış gri sisli binalar.(4)”
Bir başka gün Kuğulu Park’ta oturup Ata Abinin akerdeonundan yükselen ezgileri dinleyelim, Varuna Gezgin Cafe del Mundo’da arkadaşlarımızla buluşup sohbet ettikten sonra çizgi roman severlerin mekanı Devr-i Alem Sahaf’da kitap karıştıralım, Kebap 49’da karnımızı doyurduktan sonra Ankara’nın en güzel konser mekanı olan IF’de (ayakta uzun süre kalamadığımdan artık pek gidemesem de) sevdiğimiz bir sanatçıyı ya da Shades’de rafine müzik dinleyelim.
“Ben senden nasıl uzak yaşarım/
Bahtım, senin bağrından ayrıldığım an kara”(5)
Yağmurlu bir Ankara ikindisinde Tunalı’yı ve ona açılan sokakları keşfetmeye çıktığımızda mekanın birinde cheesecake eşliğinde kahve içmeyi, İlkokulda tanıştığımız çubuk/çöp adamın yani Cin Ali’nin evinin avlusundaki çiçeklerle birlikte leblebi eşliğinde beyaz gazoz içmeyi ve illaki Kıtır’da kumpir ve kokoreç yemeyi ihmal etmeyelim.
“Şimdi, şimdi seni düşünüyorum/
Cebeci yollarında rüzgarlar esiyor, serin/
Paramparça düşmüş gönül ufkuma/
İki yıldız gibi gözlerin”(6)
Yine bir gün Atatürk Bulvarından Yazanlar Sokağa çıkıştaki rengahenk merdivenlerde kitap okuyan, sohbet eden ya da müzik dinleyen gençlerin arasına karışın, Akün sahnesinde bir oyun izleyin, Botanik Parkında veya Seymenler Parkında yürüyün, Cinnah 19’daki 15 dubleksten oluşan apartmanın terasına (bir gün mutlaka gezeceğim) çıkın. Her mevsim Ankara’nın gizli vahası olan Papazın Bağında bir Pazar günü gözleme eşliğinde çayınızı yudumlayın. Her ayın ilk Pazar günü açılan Ayrancı Antika Pazarını gezmek her defasında iyi gelecektir size.
Pusula: Ulus
Bir gün Ulus’ta, Atatürk’ün Sakarya adlı atının üzerinde olduğu Zafer Anıtı önünden başlayıp Kuğulu Parkta biten Atatürk Bulvarının Dil Tarih Coğrafya Fakültesine(DTCF) kadar olan bölümünü yarıçap kabul edip bir daire çizin. Ziraat Bankası, eskiden Osmanlı Bankası olan ve akşamları harika ışıklandırılan Garanti Bankası, Resim Heykel Müzesini, Opera binasını, Olgunlaşma Enstitüsü, illaki Gençlik Parkı, lokantası ve müzeleri ve 80 yaşındaki Gingko Biloba anıt ağacı dahil tren garı, Cer Modern’deki Su Perileri Heykeli ile Pul Müzesini gezin, keşfedin. Pusu’la, İş Bankası binasını, Valilik binasını, eski Sümerbank binasını da görün diyor.
“Anlatılması öyle zor bir şey vardır ki rüzgarında/
bağrışılmaz, konuşulmaz,
yüksek sesle gülüşülmez Ankara Garında”(7)
Restorasyonu biten Hacı Bayram Camii ve çevresini, August Tapınağını, Pagan mabedini gezip Ankara Palas’ı da gördükten sonra Anafartalar Çarşısını turlayıp içindeki seramik şaheserleri inceledikten sonra Şekerci Ali Uzun’dan badem şekeri alıp, beş asırlık Sulu Han’da kahve için. Ardından Anafartalar Caddesine çevirin yönünüzü. Kolonyacı Eyüp Sabri Tuncer’e uğrayın en azından koklayın içeriyi. Denizciler Caddesindeki Boğaziçi Lokantasında Ankara tava ile kaymaklı ekmek kadayıfı yedikten sonra aldığınız kaloriyi yakmak için Yahudi Mahallesini gezin, Şengül Hamamını görün. Çocuk Sarayı Apartmanını görün ve asansörüne binmeyi deneyin.
“Ah yağmur dönerken kara,/
Şarkılar var falımda,/
Hepsi sana bu gece Ankara”(8)
Bir gün kendinizi Çıkrıkçılar Yokuşuna, Ankara Kalesine vurun ama sürprizlere de açık olun. Haritada işaretli mekanlardan çok daha fazlasını keşfedeceğiniz kesin. Esnafla sohbet edin. Antikacılar Çarşısı, Rahmi Koç Müzesi ve Erimtan Müzesi, Pirinç Han, Pilavoğlu Han dahil tüm hanlar, illaki Cafe Borges ile Gramofon Kafe, Arslanhane Camisini görün. Bir başka gününüzü de Hamamönü’ne ayırın zira orası bambaşka sürprizlerle dolu.
“Hiçbir zaman yalan söylemedim bir kıza Ankara’da”(9)
Ankara Satranç Müzesini görmem, Talat Paşa Bulvarındaki Oktay Lokantasında midemi ihya etmek vacip oldu. Pusu’la sayesinde yeni kuru kahvecim Hacı Bayram’daki Gül Kahve oldu, zira Miş-Miş yenilerde kapandı. Ankara’nın en eski binalarından biri olan giriş katında Küçük Tiyatro ile Oda Tiyatrosunun bulunduğu Evkaf Apartmanındaki Refik Ahmet Sevengil Kütüphanesinde Ankara Devlet Tiyatrosunda 1986’dan bu yana kaydedilen tüm tiyatro oyunlarını izleme imkanı olduğunu Pusu’la sayesinde öğrendim.
Pusula: Parkların sürekliliği rotası
Barış Bıçakçı, Ankaralı -ve sevdiğim- bir yazar. İlhamını Chever’in “Yüzücü” öyküsünden, adını Cortazar’ın “Parkların Sürekliliği” öyküsünden esinlendiği, Emek’teki Ahmet Yılmaz Parkından başlatıp Kurtuluş Parkındaki Sarıkız Heykelinde sonlandırdığı 11 parkı içeren 9 Km uzunluğunda “Parkların Sürekliliği Rotası”nı çizmiş.
Pusula: Edebiyatta Ankara rotası
Hakan Kaynar, edebiyat rehberliğinde Ankara’yı Samet Ağaoğlu, Emrah Serbes, Yakup Kadri, Nahid Sırrı Örik, Memduh Şevket Esendal, Barış Bıçakçı, Nazım Hikmet ve diğerleri eşliğinde gezilecek rota çizmiş.
Ankara’da uzun yaşamaya dair sırlar sair önerilerin olduğu Pusu’la güzergahında keşfe çıktığınızda, Lavarla Spotify’deki ‘İçinde Ankara Geçen Şarkılar’ listesini açıp dinlemeniz hasseten önerilir.
Ankara’ya dokunun, Ankara zaten dokunur insana
Kanımca tüm Lavarla’cıların ortak dileğini Pusu’la minyatürlerini çizen Öykü Özer dile getirmiş: “Pusu’la, ona dokunan, memleketi Ankara’yı keşfe çıkan ve ‘Ankara’da hayat olduğunu’ bu harita yoluyla biraz daha yoğun hisseden, Ankaralı olmasa da bu şehri bir Ankaralı gibi gezmek isteyen herkesin bu şehirdeki yaşanmışlıklarına yenilerini ekler.” (ŞD/HK)
*Sevgi Melek Yiğit’ten https://lavarla.com/ankaraya-yazilmis-sarkilar/ alıntılanan ara başlık metinleri;
1- Vedat Sakman. Ankara’da Aşık Olmak.
2- Bülent Ortaçgil. Deniz Kokusu
3- Grup Endişe. Ankara’da Hüzün.
4- Yılmaz Erdoğan. Ankara.
5- Behçet Kemal Çağlar. Ankara.
6- Yavuz Bülent Bakiler.
7- Nazım Hikmet.
8- Grup Vega. Ankara.
9- Bedirhan Gökçe’ye ait.