Efendim, hadise şu. Basın mensuplarını bugün bir basın toplantısına çağırdılar. Birkaç Forum sorumlusu, program, katılım, v.s. hakkında bilgi verecek diyerek, kalktım gittim. İyi ki gitmişim, toplantının olacağı binada Samir Amin'e rastladım.
Hatırlattım kendimi, ayaküstü lafladık. Çok yaşlanmış, ama militanlığına diyecek yok. Yanımıza gelen bir Afrikalıya heyecanlı bir biçimde, Güney halklarının birleşerek, toptan, Kuzeye meydan okumasından başka çıkar yol kalmadığını uzun uzun anlatmaya başlarken, benim de toplantı saatim gelmişti.
Portekizce konuşuyor, şikayet yok
Aşağı yukarı 100 kadar gazeteci yarım saat kadar kilitli kapının önünde bekletildi. Anahtar bulunamıyordu, kapı açma sorumlusu yok olmuştu. Neyse anahtarlar bulundu ve sonunda salona yerleştik.
Bir kaç gün önce Forum'un basın merkezinde tanıştığım hanım, kır saçlı Roberto Savio'yu tanıttı. Roberto, IPS'in kurucusu kıdemli bir İtalyan gazeteci, ayrıca Sosyal Forum'un Uluslararası Konsey üyesi.
Roberto konuşmaya başladı. Konuşma Portekizce, çeviren filan yok. Kimse şikayet etmiyor durumdan. Haliyle Brezilyalı gazeteciler çoğunlukta, ama çok sayıda da yabancı gazeteci var.
Mahiyet anlaşıldı
Brezilya'ya gelmeden öğrenmeye çalıştığım 5-10 kelimeyi saymazsak, bir kelime Portekizce bilmiyorum. Buna rağmen Roberto'nun 45 dakika kadar süren konuşmasının mahiyetini anlamıştım!
Yanımda oturan Le Monde muhabirine sordum, teyid etti anladığımı. Evet, Sosyal Forum Porto Alegre'den taşınıyordu önümüzdeki yıl. Hindistan'a, Delhi'ye...
Tahmin edebileceğiniz nedenler Uluslararası Konsey'in bu kararı almasına yol açmıştı. Porto Alegre özellikle bu yıl beklenen yüz binin üzerindeki katılım ile şehir olarak altyapısal, işlevsel sınırları bakımından zorlanmaya başlamıştı; Brezilya, Afrika ve Asya'dan katılabileceklere uzak ve pahalı geliyordu ve de en önemlisi uluslar arasılılık boyutu, Forum'un Porto Alegre'ye yerleşikliği ile pek uyuşmuyordu.
Desteğin bedeli
Bu yıl, örgütlenme yaklaşık 3,5 milyon dolara mal olmuştu. Amacın en fazla katılımı sağlamak değil, katılımın niteliğini ve kalitesini yükseltmek, sonuçlarını yaygın bir biçimde dağıtabilmek olduğunu Roberto özellikle vurguluyordu.
Mali yükün Forum'u ondan bundan para talep etmek zorunda bırakmasını kesinlikle istemiyor, bu kez almak zorunda kaldıkları miktardan da hayli rahatsız görünüyordu. Şirketlerin, hatta resmi kuruluşların bu tip toplantılara sağladıkları desteklerin bir bedeli vardı.
Genellikle, şirketler kaba saba doğrudan reklam talep ediyorlardı verdikleri desteğin karşılığı olarak. Bazen de, toplumsal meşruiyetlerini sorgulayayım derken, bizzat destek sahiplerinin meşruiyet propagandalarına alet olmak işten bile değildi. Konsey'in bu konudaki duyarlılığına saygı göstermek gerekiyor.
Forum 15-20 milyon dolar bırakıyor
Delhi haberini duyunca Brezilyalı gazeteciler heyecanlandılar, hatta kimileri bozuldu, öfkeli sorular sordular, bir kaçı kalktı, toplantıyı bitmeden terk etti. Bu sorular üzerine, Roberto yaygın şikayetlerden bazılarını açıkça dile getirmek zorunda kaldı.
Oteller bu yıl 3-4 günlük rezervasyonları kabul etmeyip, en az bir haftalık rezervasyon koşulu getirmişlerdi; oda fiyatları 22 Ocak itibariyle ikiye katlanmış; geçen yıla göre taksi ücretleri de bir hayli yükseltilmişti. Oysa Forum'a gelenler, Porto Alegre'ye yaklaşık 15 - 20 milyon dolar getiriyordu.
Toplantının sonunda Roberto ile konuşmak -İngilizce de dahil olmak üzere 5 dil biliyor IPS kurucusu- fırsatı doğdu. Oriana Fallaci'nin, Floransa Forum'u öncesinde şehir esnafını "uyaran" yazılar yazmasına rağmen, Forum'un hadisesiz geçtiğini, aslında şehrin kazançlı çıktığını söylemesi üzerine dayanamadım.
Fallaci ve ideolojik modalar
Bu Fallaci'nin, dönemin ideolojik modalarından nasibini aldığını, epeydir sağa kaymış olduğunu, anti-forum tavrının ideolojik özünü afişe etmek gerektiğini söyleyiverdim.
Roberto'nın arkasında oturan ve o ana kadar ağzını açmamış olan eşi, "Roberto, biz Oriana'nın ne mal olduğunu bilmiyor muyuz?" diyerek bana desteğini verdi. Biraz daha sohbet ettik, IPS'in 35 yıl yöneticiliğini de yapmış olan Roberto yorulmuştu, vedalaştık, ayrıldım.
Dışarda yağmur yağıyordu. Taksi yakalamaya çalışırken, önüme tekrar Roberto çıkmaz mı! Yanında Samir Amin'in eşi, onların önünde ise Samir Amin ve Roberta'nın eşi, koyu bir muhabbet içinde taksi peşindeydiler. Bu yaşlanan güzel insanlara neler borçlu olduğumuzu düşünerek otelime döndüm. (EAT/NM)