Istanbulimpro ve Muzip Masal Cini organizasyonu ile hayat bulacak 3. Uluslararası İstanbul Hikaye Anlatıcılığı Festivali 18-21 Mart tarihleri arasında gerçekleşiyor.
İstanbulimpro kurucusu oyuncu Koray Tarhan ve Muzip Masal Cini yani Ersin Şen ile festivali ve temaları "Terk-i Diyar"ı konuştuk.
"Sürgün akademisyenlere selam"
Hikaye anlatıcılığı ve festival fikri nasıl birleşti?
Koray Tarhan: Festivalin bu sene üçüncüsünü yapıyoruz. Bir tema belirleyerek yola çıktık: Terk-i Diyar dedik.
Çünkü günümüzde hem iklim krizinden dolayı hem de tüm dünyaya yayılan bölgesel savaşların etkisiyle ya da ekonomik sebeplerle insanlar yer değiştiriyor.
Masallara, hikayelere baktığımızda aslında kahramanlar hep bir amaç için bir yerden başka bir yere gidenler.
Bugünün hikayelerine ve insanların belki gelenekselden yola çıkarak paylaşacakları hikayelere odaklanarak yola çıktık.
Geçen seneden farklarımızdan birisi bu. Bir de bu anlamda da Barış için Akademisyenler'in başına gelenler bundan yıllar önce Pertev Naili Boratav'ın başına gelmişti.
O dönem akademiden sürülen akademisyenlere de bugünden bir selam göndermek istedik.
Çünkü bugün tarih tekerrürden ibaret halde. Festivali Pertev Nihal Boratav ve sürgün edilenlere ithaf ettik.
İki panel ve dört günlük bir festival sürecimiz var.
"Hepimizin hayatında göç var"
Panellerin teması nasıl olacak?
Ersin Şen: Paneller yine tema çerçevesinde, hikaye anlatıcılığı temelinde göç temasına yakın temalar paylaşılacak.
Bir yandan da göçlerin hayatımıza bıraktığı etkiler üzerine olacak. Genelde hem halk biliminden hem de göç üzerinde çalışan akademisyenleri, uzmanları davet ettiğimiz bir sürü misafirimiz olacak.
Festival aslında bir önceki festivali daha çok kişisel hikayeler ve göçün hayatımıza etkisi üzerine kurmaya çalıştık.
İstanbul'a baktığımızda kozmopolit yapısı içinde aslında çoğumuzun göçmen olduğu bir durum var.
Ben de göçmen bir ailenin çocuğuyum. Hepimizin hayatında bir göç var. Bunun yanında göç edenlerde yeni bir hayatı kurma sorunsalı var.
Terk-i diyar aslında bulunduğun yaşamı öldürüp yeni bir hayata yolculuk anlamına geliyor. Bu bağlamdan yola çıktığımızda festivalin en güzel yanlarından biri göçü ve sürgünü hikaye etmesi.
Hasbelkader günümüzde hala eskiden beri süregelen göç ve göçün devamı gibi bir durumumuz var. Hikaye anlatıcıların en çok yaptığı şey hikayeyi bir yerden bir yere taşımak.
Instagram story'leri ve sözlü kültür
Koray Tarhan: Zaten insanlar şu an sosyal medyada da hikaye paylaşıyorlar. İnsanlar aslında yazılı kültürden farklı olarak tekrar bir sözlü kültürün içine giriyor.
Mesela Twitter'a girdiğinizde "cik"liyorsunuz.
Instagram'da görüntüyü uçuruyorsunuz, hikaye paylaşıyorsunuz. Dolayısıyla bu aslında hikaye anlatıcılığının tekrar yükselişe geçmesi bir tesadüf değil.
Yazılı kültür çünkü performans sanatlarındaki her şey yazılı bir hazırlık sürecinin ardından sunuluyordu. Artık dijital süreçle birlikte bu, tüketimi de interaktif bir süreç haline getirdi.
Çünkü bir telefon alıyorsunuz, o telefona yüklediğiniz bir uygulamayla tasarım yapabiliyorsunuz. Yani o alışveriş sürecinin içerisinde aktifi bir bileşen olarak yer alabiliyorsunuz.
Ne kadar kullanmaya meyilliyseniz o kadar genişliyor seçenekleriniz.
Ülkemizde biraz masallar, yazılı metinlerin aktarılması şeklinde bir hikaye anlatıcılığı var.
Dünyada nasıl?
Koray Tarhan: Dünyada insanlar gerçek deneyimlerini anlatılabilir bir hale getirip paylaşma seçeneğine yöneliyor.
Şimdi Hollanda'dan gelen anlatıcılardan biri İran'dan kaçan politik sürgünün çocuklarından biri.
O paylaşacak bir hikayesini. Öte yandan Lübnan'dan ailesi 100 sene önce göçmüş Arap-Ermeni Rafi Bengali gelecek.
O da Lübnan'ın, Beyrut'un varoşlarında yarı Arap yarı Ermeni olmanın ne demek olduğunu anlattığı bir hikaye anlatımı sunacak.
Sonra, Brezilya'dan İstanbul'a göçen Vivian diye bir arkadaşımız var. O da kendi hikayesini anlatacak.
Onun dışında da Sefarad anlatıcılar da olacak.
Kars Aşık geleneğinden biri var. O klasik aşık geleneğinin bir örneğini sunacak.
Ersin Şen: Suriyeli mülteci çocuklarla çok uzun süre çalışan arkadaşlarımız var. Çerkez diasporası üzerine hikaye anlatacak kişiler var.
Birçok hikayeyi kendi içerisinde tutup sunan bir festival olacak.
"Ötekinin hikayesini dinleriz, çirkin ördeğin"
Genellikle azınlık hikayeleri olacak o zaman festival kapsamında?
Koray Tarhan: Ötekinin hikayesini dinleriz her zaman.
Ersin Şen: Ya da Keloğlan'ın ya da çirkin ördeğin hikayesini dinleriz. En farklının hikayesini dinleriz, belki kahraman o zaman kahraman olmaya başlar ve yola çıkar.
Koray Tarhan: Genel kitlenin içinden bir insanın hikayesi olmaz. Mesela niye Hamlet'in hikayesini izliyoruz? Özel bir durumu var çünkü.
Bir de böyle zamanlarda o büyük, genel kitleler sorunu ötekilerde bulurlar. Öteki de mültecidir aslında, azınlıktır.
Yani şimdi Yeni Delhi'de gerçekleşen pogromlardan tutun da bütün sorunu Suriyeli mültecilerde bulan Türkiye insanları gibi faşizan anlayışlar tek boyutlu kitleler yaratıyor.
Onlar da tek boyutlu tek bir zihin. Ötekiyle karşılaşma arzusunda olmayan, kendi ezberlerini bozmayan insanlar. Onlar bir hikaye yaratmıyorlar. Onlar ancak hikayesi anlatılanların acılarını yaratıyorlar. Dolayısıyla bu da ötekinin hikayesi.
"Mülteci kendi kararını kendi veren kişidir"
Ötekileştirdiğimiz kişi, kovulanın hikayesi yani.
İnce Memed de alır başını dağa çıkar, öyle hikaye kurar.
Çünkü bugün mülteci dediğimiz kişi her an kendi kararını kendi almak zorunda. Dolayısıyla kendi kararını kendi alan kişi bir hikaye yaratabilir.
Başkalarının direktifiyle hareket edenlerin içerisinde kişi eriyip kaybolur.
"Sanat koronavirüsten ayrılamaz"
Ötekiyi tanımadan onunla empati kuramadan kendimizi tanıyamıyoruz. Bir başkasına kendimizi kapattığımızda o zaman herkes zombileşiyor gözümüzden. Bizden farklı her şey tedirgin edici hale geliyor. Bunu kırmanın yolu da birbirimizi dinlemek, diyalog.
Biz sanat kısmını ayırmıyoruz. Şimdi koronavirüsle ilgili de, çekik gözlülerin dayak yediği, hatta bütün dünyada böyle. Sanat dediğimiz şey dış politikadan ne ekonomiden ne sağlıktan hiçbir şeyden bağımsız değildir.
Dolayısıyla bunun bilincinde olarak böyle bir tema seçtik.
(PT)
*Etkinlikler hakkında daha fazla bilgi için Facebook sayfasını ziyaret edebilirsiniz.