Fotoğraf: rappler'de çalışan kadın gazeteciler/ rappler.com
Norveç Nobel Komitesi, bu yıl Nobel Barış Ödülü’nü barış gazeteciliğine verdi aslına bakarsanız.
Ödülü alan iki gazeteci Filipinler’den Maria Ressa ve Rusya’dan Dmitry Andreyevich Muratov kendi ülkelerinde silahlanma, uyuşturucu ticareti, yolsuzluk gibi devletlerin “sır” ilan edebildiği alanlarında haberler yapıyorlar.
Her iki gazeteci de haklarında onlarca dava olmasına rağmen düşünce ve ifade özgürlüğü alanında mücadeleden, daha doğrusu gazetecilik yapmaktan geri adım atmıyor.
Her ikisi de tüm gazeteciler için demokrasi ve barışın sesinin yükselmesi açısından çok önemli örnekler.
Bu arada Nobel Barış Ödülü, 1935’ten sonra ilk kez gazetecilere verildi. Ödülü, ilk defa Almanya’dan Carl von Ossietzky, 1935'te ülkesinin savaş sonrası gizli silahlanma programını açıkladığı için kazanmıştı.
Her geçen gün, yeryüzü nasıl bir savaş meydanına dönüşüyorsa artık, barışı çağırmak, barışı dillendirmek hele hele barış gazeteciliği yapmak çok kıymetli bir hale geldi.
Barış gazeteciliği yapıyorsanız, ayrımcılığı körüklemezsiniz, düşmanlaştıran bir dil kullanmazsanız, eşitliği, demokrasiyi savunursunuz. Bu en özet hali. Detaylıca incelemek isterseniz, İletişim Akademisyeni Sevda Alankuş'la bianet için hazırladığı Barış Gazeteciliği kitabına bakabilirsiniz.
TIKLAYIN - bianet Barış Gazeteciliği el kitabı
Yeniden barış gazeteciliği yapan ve bizim gibi gazetecileri heyecanlandıran iki gazeteciye dönecek olursak, ülkeler farklı olsa da yaptıkları gazetecilik tarzı benzer.
Üç kadın gazeteci
Bu arada Filipinler’den yayın yapan ve Ressa’nın kurucusu olduğu rappler.com’un kuruluşu da yine bir mücadele öyküsü. Üç kadın gazeteci, Maria Ressa ve Glenda Gloria bir yemekte bir araya geliyor başka bir gazeteciliği hayal ediyor. “Editöryal bağımsızlığın üstünlüğü” ilkesiyle rappler’i kuruyorlar. Rappler’de çalışanların neredeyse tamamı kadın.
Nobel Barış Ödülü’nün bu yıl barış gazeteciliğini ödüllendirmesinin yanında kadın gazeteciliğini de ödüllendirdiği de ortada. Hatırlarsınız Hrant Dink ödülü Maria Ressa’ya verildi.
2020'de 700'den fazla kadın gazeteci şiddetin hedefindeydi
Barışı savunmak, haberi duyurmaya çalışmak gazeteciler açısından ne kadar zor bir meslek olduğu hep ifade edilse de şu açık, kadın gazeteciler için bu çok daha zor.
Gazetecilikte Kadın Koalisyo’nun (CFWIJ) 2020 verilerine göre dünya çapında 700’den fazla kadın şiddetle mücadele etmek zorunda kaldı. Aynı örgütün Mayıs raporuna yansıyan bilgiye göre de kadın gazetecilere yönelik en şiddet vakası Türkiye’deydi.
Rusya'da öldürülen gazeteciler
Nobel Barış Ödülü’nü alan diğer bir isim olan Muratov, Novaja Gazeta gazetesinin kurucularından ve 24 yıl gazetenin genel yayın yönetmenliğini yaptı. “Bugün Rusya’nın en bağımsız gazetesi olduğu iddiasındaki Novaja’nın Rusya için önemli bir bilgi kaynağı olduğu ifade ediliyor.”*
Gazetenin kuruluşundan bu yana 6 çalışanı öldürülürken cinayetlere ve tehditlere rağmen Muratov, gazetenin bağımsız politikasından vazgeçmedi.
Muratov Nobel Barış Ödülü’nü alırken öldürülen gazetecileri hatırlattı. “Igor Domnikov, Yuri Shchekochikhin, Anna Politkovskaya, Stas Markelov, Anastasia Baburova, Natasha Estemirova – onlar bugün Nobel Ödülü'nü kazanan insanlardır" dedi.
Düşünce ve ifade özgürlüğündeki artan baskılar, sahada çalışan gazetecilerin engellenmesi, sansür ve otosansür mekanizmalarını düşünürsek, gazeteciler olarak barış ve demokrasi mücadelesi adına zor süreçlerden geçtiğimiz ortada.
Peki ne yapacağız?
Gazeteci Maria Ressa Hrant Dink Ödül gecesinde bu soruya hepimizin kulağına küpe olacak bir yanıt veriyor:
“Yolumuzdan şaşmamamız gerekiyor. İnsanlar bazen naif veya aptal olduğunuzu söyleyebilir. Bizim için de öyle diyorlar. Ama değiliz. İçinde bulunduğumuz dönem bunu gerektiriyor. Umut olmadan ilerleyecek enerjimiz kalmaz. Uzun vadeli düşünmemiz, birlikte çalışmamız ve yalnız olmadığımızı bilmemiz gerekiyor. Bu mücadele, küresel bir mücadele.”
(EMK)
* Muratov'un Nobel'i aldığını duyuran haberlerde gazetesi böyle anlatılıyor.