Ya Demokratik Sol Parti'den (DSP) Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) giren, sonradan bağımsız milletvekilliğini yeğleyen Mail Büyükerman gibi seçileceğiniz kente bol bol hayırlı yatırımlar yapacaksınız; ya da kendinizi seçmene tanıtabilmek, sevdirebilmek ve de bunu oya dönüştürebilmek adına en uzak köyden, en ücra beldeye kadar gezeceksiniz. Öyle otomobilinize atlayıp tek başınıza gitmek olmaz. Yarardan çok zarar getirir. Konvoyla gideceksiniz ki, vatandaş sizi önemsesin...
Seçim bürosu kiralamak
Eğer size gönül verenler varlıklıysa ne ala... Yoksa tüm otomobillerin benzinini doldurmak, eşlik edenleri yedirip içirmek de sizden. Araçları bayraklarla, afişlerle donatmak, adınızı beyinlere nakşetmek için binlerce broşür bastırmak da bu işin cabası. Gerçi Türk halkı, gittiğiniz her yerde size kuzu çevirmeye kalkışsa da, ya da fakirse gözlemeyle ayran yedirip içirmeden salmasa da, zaman zaman çok katılımlı yemek davetlerine ev sahipliği etmek de var. Hele de adaylığınızı Doğu ve Güneydoğu illerinden koyduysanız sadece siz değil, yedi kuşak akrabanız kesenin ağzını açacak demektir.
Seçim bürosu olarak şöyle ayak altında bir dükkan kiralamak için üç aylık peşin ödeme yapmayı da göze almak gerek. Bir de işi biraz daha büyütüp televizyon ve gazetelere ilan vermeye, video kasetler, CD'ler yaptırmaya kalkışırsanız, propaganda faaliyetlerinize zenginlik katsın diye uçaktan el ilanı atmaya yeltenirseniz fatura iyice kabarır.
Eğer milletvekili olmaya çalıştığınız siyasi parti, sizi pek sever ve ilk üç sıraya koyarsa, o zaman cebinizden çıkacak olan daha da fazlaymış. Nereden mi biliyoruz?..
Oktay Vural'ın hesabı
Eski Ulaştırma Bakanı Oktay Vural seçim harcamaları konusunda şöyle bir hesap yaptı:
"Bir adayın bu seçimde en aşağı yapacağı masraf 10 bin dolardır. O da sadece aday olduğu ili gezip en ucuzundan el ilanı bastırmakla yetinirse... Anket yaptırmaya niyetlenen olursa mesela, sadece o anketin profesyonel bir kuruluş tarafından yapılmasının maliyeti 20 bin dolar civarında. İlk üç sıradan aday olanlar çok daha fazla harcar."
Yüksek Seçim Kurulu'nun koyduğu bildik yöntemler dışında propaganda yapmaya kalkışanlar daha da masrafa girermiş. Nasıl yani? Vural gülerek belleğimizi tazeliyor. Geçen seçimlerde promosyon tencere, pazar yerlerinde bedava karpuz dağıtanlar gibi...
Vural'ın iddiası, milletvekili adaylarının cebini yakacak faaliyetlerin bir de iyi yanı olacağı, ekonominin canlanacağı. İşin bu yönünü de hesaplamış:
"Yüksek Seçim Kurulu, önümüzdeki erken seçime 23 partinin katılacağını duyurdu. Bu 23 parti, her bir milletvekilliği için ortalama 3 aday gösterse, üstüne de bağımsız adaylık koyacakları ortalamaya eklerseniz ki, bağımsızlarla 30 parti seçime girecekmiş gibi hesap edin. Her bir parti başına 16 bin 500 aday demektir. 30 ile çarptığınızda 49 bin 500 aday demektir. Bir aday en az 10 bin dolar harcasa, 495 milyon dolar eder."
Benzinci, lokantacı, kırtasiye ve matbaa sektöründekilere müjdeler olsun!
Haksız rekabet yapılmamalı
Vural bir konuya daha dikkat çekiyor ki, gerçekten çok önemli. Harcamaların verimli olarak yapılması ve belli kurallara bağlanması gerekiyor. Vural, "İnanın, altındaki arabayı LPG'liye çevirtip dolaşan arkadaşlar var" diyor ve öneriyor:
"Seçmenin tercihini bu tür yaklaşımla çevirmeye kalkanlara sınır koymak lazım. Radyo, televizyon yayınlarına kural konduğu gibi bu da kurala bağlanmalı."
Vural gibi düşünen Doğru Yol Parti'li (DYP) milletvekilleri Nevzat Ercan, Ali Rıza Gönül, Turhan Güven ve Ahmet İyimaya, 2001 yılı Mart ayında TBMM Başkanlığı'na "seçim harcamalarında şeffaflığın sağlanması" amacıyla bir yasa teklifi sunmuşlardı. Erken seçimin ve araya giren Avrupa Birliği (AB) Uyum Yasaları ve İş Güvencesi Yasası'nın hay huyu arasında Anayasa Komisyonu'nda takılı kalan teklif şunları öngörüyordu:
* Siyasal partilerin ve milletvekili adaylarının, seçim dönemlerinde, milli bir bankada birer seçim hesabı açtırmasını, bu hesapta görülmeyen gelir ve giderlerin hukuka aykırı sayılmalı.
* Milletvekili adaylarının 20 milyar liranın üstünde seçim harcaması yapmamasını, Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay onursal üyelerinden oluşacak Seçim Hesapları Komisyonu kurulmasını; Komisyonun seçim hesaplarının, gelir-gider ve harcamaların gerçeğe uygunluğunu ve hukuki durumunu incelemesini...
Aday olacağınız partiyi unutmayın
Milletvekili olacağım deyip de seçmene koşmadan önce, adaylığınızı koyacağınız siyasi partinin önünde de bir süre duraklamak gerekecek. Bu durumda, "Adayınız olabilir miyim" diye kapısını çalacağınız partiye de bir miktar ödeme yapacaksınız.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Adalet ve Kalkınma Partisi'ne (AKP) gidenler 1 milyar lira; Sadet Partisi (SP), DSP, Sosyal Demokrat Halk Partisi (SHP) ve Miliyetçi Hareket Partisi'ne (MHP) gidenler 500'er milyon lira; DYP'ye partiye kayıtlı erkek üye olarak başvuranlar 1 milyar; kaydı olmayanlar 2 milyar, bayanlar ise 500 milyon lira ödeyecek. Demokrat Türkiye Partisi (DTP) kayıtlı erkek üye 100 milyon, kayıtsız erkek 200 milyon, bayanlar 50 milyon lira ödeyecek, özürlü aday adaylarından ücret talep edilmeyecek. Demokrat Parti'nin aday adaylarından talebi 100 milyon lira. Adaylığı kesinleşenlerden de 1-1.5 milyar lira istenecek.
Yöntemler ve maliyetleri
* El ilanı eğer birinci hamur kağıda basılacaksa, bin adedi 4 renk esas alınarak 100 milyon lira, kuşe kağıda aynı baskı 125 milyon lira.
* Broşür kuşe kağıda basılırsa, bin adedi 150 milyon lira.
* Kitapçık halinde basılırsa bin adedi 250 milyon lira.
Ancak matbaalar 5 bin adetten az baskı yapmaya yanaşmadıkları için bu rakamları 5 ile çarpmakta yarar var.
* İlan ve broşürlerin vatandaşın üzerine yağmasını isteyenler Türk Hava Kurumu'nun elinde bulunan Vilga veya özel şirketlerden kiralanabilen Cesna - 172 tipi iki motorlu uçak kiralamak zorunda. Gerçi, uçağa konulacak malzemenin ağırlığından, uçuş süresinin uzunluğuna kadar pek çok unsur maliyeti artırsa da tek sorti için 100-150 doları,
* Adım uçağın ardındaki bir pankartta gökyüzünde salınsın" diye tutturursanız bir saatliğine 250 doları gözden çıkarmak gerekiyor. Uçak kaldırmak için belediyelerden ve valiliklerden izin alıp bedel ödemek de işin görünmeyen yönü.
* Seçim bürosu olarak iş yeri kiralayıp içine telefon ve faks bağlatmak, bunu da en mütevazı koşullarda yapmak için 1-2 milyar lira ayırmak gerekiyor. Bu yöntemi büyük şehirlerdeki pahalı semtlerde denemek çok daha tuzluya patlıyor.
* Video ve CD ile tanıtım yapmanın bedeli de yarım saatlik bir video hazırlatmanın karşılığı 3 milyar 500 milyon - 4 milyar lirayı bulurken, CD için özelliklerine göre 5 binden 20 bin dolara kadar harcama yapmayı göze almak gerekiyor.
* Afişlerle, bayraklarla donatılmış, adayı olunan siyasi partinin seçim müzikleri çalınarak keyifli bir konvoy kurup vatandaşa el sallayıp müsait yerlerde bir-iki kişi ile tokalaşıvereyim demek için önce o araçlara benzin koymak gerekiyor.Bir depo benzini 62 milyon liraya doluyor
"Kuruş harcamadım"
1999 yılındaki genel seçimlerde milletvekili seçilip TBMM'ye girenler, o yılların rakamlarıyla ne kadar harcama yapmıştır ki diye sorduğumuzda pek çok milletvekili rakamları "hatırlayamadı". Bazısı hiç kayıt tutmadığını söyledi. Bazısı "Bir yerlerde raporları olacaktı ama kim bilir nerede?" dedi.
Büyükerman: Parayla seçilmedim
Eskişehir'den bağımsız milletvekili olan Mail Büyükerman, parayla seçilmediğini, ancak Eskişehir'e yatırım yaptığını anlattı.
"Parayla seçilmedik biz. Vaktiyle trilyonlar sarf ettik. Eskişehir'de 25 yere adımı yazdırdım. Mezarlığa su götürdüm. Hastane, üç okul, poliklinik, cami, sağlık ocağı, üç yaya geçidi, hemodiyaliz merkezi yaptırdım. 25 hemodiyaliz cihazı aldım. Dolar 4 bin lira iken yalnız 3 milyar lirayı cihazlar için harcadım. Bugünün parasıyla 1.5 trilyon lira eder. Yerel televizyonda sık sık programa davet ettiler. Bir de broşür bastırdım."
Büyükerman, kendisin de kalan tek örnek olduğu için her ne kadar elimizi bile sürdürmese de broşürünü gösterdi. Gazete haberlerinin kesikleri ile süslediği broşürde kendisinden "Ayaklı Hayır Kurumu" olarak söz eden haberleri, dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in elinden aldığı plaketlerin fotoğraflarını bir araya getirerek seçmene ulaşmış.
Haykır: Gönüllü arkadaşlar çalıştı
MHP'den Kırşehir milletvekili olan Mustafa Haykır ise, 1999 yılında 8-10 milyar lira masraf yaptığını söyledi.
"999 yılında yaptığım masraf, 8-10 milyar lirayı aşmadı. Gönüllü arkadaşlar çalıştı. Kimse benzin parası, yemek parası istemedi. Afişti, el ilanıydı dışında harcamam olmadı. Bir de milletvekilliğim boyunca her yıl kitapçık bastırıp o yıl yaptıklarımın hesabını verdim. Sonuncu kitapçığı tanesi 1 milyon 100 bin liradan bastırdım. Bu seçim için biraz daha fazla harcarım herhalde."
Örs: Hesap yapmadım
DYP'den Burdur milletvekili olan Mustafa Örs ise para harcadığını ama hesap yapmadığını belirtiyor.
1999'da harcadım ama hesap yapmadım. Partinin kayıtlı üyelerine kart bastırıp postaladım. Bir de poster yaptırdım. Yanılmıyorsam 20 milyar lira civarında gitmiştir. Bu sefer 60-70 milyar lira harcarım herhalde. (NK/BB)