Turgut Özal döneminde başlayan tarım alanındaki tahribat, Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) de ortağı olduğu 57. Hükümet döneminde tarımın çökertilmesi ile derinleşti.
MHP'li 57. Hükümet döneminde Tütün Kanunu çıkarıldı: Tütün ve üzüm alımından çıkarılan TEKEL, sonrasında özelleştirildi ve tütün üreticileri ile üzüm üreticileri için zor günler başladı.
Şeker Kanunu çıkarıldı: Şeker pancarı üreticileri ve pancar üretiminin düşmesi ile buğday üreticileri ile besiciler zarar gördü. Çiftçilerin üretimden pazarlamaya zincirleri olan Kooperatifler Kanunu değiştirildi: Kooperatiflerin entegre tesisleri ile pazarlama birimleri şirketlere dönüştürülerek zincirin halkaları çiftçilerin aleyhine, şirketlerin lehine kırıldı.
Kısacası, MHP, bugün halka seçim beyannamesi ile deklare ettiği her şeyin tersini yaptı. Eğer, "dün dündür, bugün bugündür" diyorsa o başka tabi. Ancak MHP'li 57. Hükümetin geçmiş politikalarıyla tarımda çöküşün zemini hazırlandı. Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hazırlanan bu zemin üzerinden neoliberal politikalar ile tarımı çökertti.
MHP'nin vaatlerini incelerken geçmiş dönemdeki politikalarını ve tarımın şu anki durumunu göz önünde bulundurmalıyız.
MHP: Tarımsal destekler kademeli olarak Mili Gelir'in yüzde 1 buçuğu düzeyine çıkarılacak.
Avrupa Birliği (AB) standartlarında çiftçilerin desteklenmesi için AKP'nin tarıma verdiği desteğin dört buçuk katını, MHP'nin de vaat ettiği desteğin üç katını çiftçiye vermek gerekir.
MHP'nin tarıma destek vaadinin oranı AB standartlarına uymadığı gibi, Türkiye tarımı ve tarımcısının gerçeklerinden de uzak kalıyor. Bu destek oranı şu anki siyasi atmosferde "AKP'den daha fazla destek veririm vaadinden" öteye geçemiyor. Türkiye tarımının ve tarımcısının ihtiyaçlarına seslenen bir destekleme vaadi değildir, daha çok çiftçilerin üzerinden "racon kesme" durumudur.
MHP: Bütçeden, Milli Gelir'in binde 5'i olarak uygulanan tarımsal destekler iki kat arttırılarak, 12 buçuk milyar Liraya çıkarılacak.
Türkiye Avrupa Birliği'nde olsaydı tarımsal destek miktarı 11.3 milyar Avro, yani, 23 milyar TL civarında olması gerekirdi. Türkiye tarımı için doğru destek miktarı yıllık en az 23 milyar TL'dir.
MHP: Besi hayvancılığı için bütçe desteği yüzde 50 oranında arttırılacak, 1 milyar 250 milyon lira düzeyinden 2 milyar liraya yükseltilecek.
Türkiye hayvancılığının desteklenmesi savunulurken yapısal sorunlar unutulmamalı,konuşulmalı.
Hayvan yetiştiricilerinin giderinin yüzde 70'i yeme gider. Şu an, yem piyasasını, süt ve et ürünleri fiyatlarının da maliyetleri üzerinde düzenleyecek kurumlara ihtiyaç var. Bu düzenleme kurumları oluşturulmadan verilecek destekler birilerinin cebine havadan/karşılıksız para koymaktan öteye geçmez.
MHP: Küçük çiftçilerin aldıkları mazot, gübre, ilaç, tohum ve fideden ÖTV ve KDV alınmayacak.
ÖTV lüks tüketim vergisidir ve üretim girdileri lüks tüketim değildir. Bu konu çiftçilerin en çok muzdarip olduğu tarım sorunlarından biridir ve bu vaat yerinde bir vaattir. Ancak bu vaatler eksiktir. Tarımsal elektrik ve sulama harcamaları da bedelsiz olmalıdır.
MHP: Buğday, mısır, pamuk, soya, ayçiçeği, çeltik, fındık, çay, üzüm, kayısı, zeytin ve yerfıstığı gibi ürünler için fiyat garantisi verilecek ve özel destekleme programları geliştirilecek.
Fiyat politikaları tarımımız ve çiftçimiz için önemlidir. Bu konu net konuşulmalıdır. MHP'nin ifadesi bu konuda net değildir. Elbette fiyat garantisinin verilmesi çok önemlidir, ancak bunun yanında alım garantisi de verilmelidir. Ayrıca, ürün fiyatların üretim maliyetlerinin üzerinde belirlenmesi gerekir. O zaman fiyat garantisinin bir anlamı olur.
MHP: Enerji tarımına yapılacak yatırımlar desteklenecek.
Söz konusu olan bitkisel yakıt hammaddesi için yapılacak üretimin destekleneceği ise çok yanlıştır. Türkiye topraklarının tamamı bitkisel yakıt hammaddesi elde etmek için ayrılmış olsa bile Türkiye otomobillerinin depolarının akaryakıt ihtiyacı karşılanamaz. Bir depo benzin için ayrılan topraktan elde edilen ürün ile bir insan bir yıl karnını doyurabilir.
Türkiye kendisine yeterlilikten çıkarılmış durumda. Temel gıda maddelerini dışarıdan alan bir ülke otomobil depolarını doldurmadan öne insanlarının ve hayvanlarının gıdasını düşünen politikalar geliştirmelidir.
Ayrıca, enerji tarımına geçildiğinde mono ekim zorunlu hale gelir. Mono ekim daha fazla kimyasal kullanımını gerektirir. Bu da 1 birim temiz enerji elde etmek için öncesinde 6 kat kirlilik yaratmak demektir; insanlarımız, hayvanlarımız ve dünyamız için felaket demektir.
MHP: Tarım ve hayvancılığa ucuz elektrik temin edilecek.
Türkiye tarımının ihtiyacı bedelsiz elektriktir. Ucuz elektrik ne anlama geldiği belli olmayan vaatler, çiftçilere "kandırılma" hissini yaşatmaktadır.
MHP: Tarımsal ihracat bir program dahilinde artırılarak desteklenecek.
Kendine yeterlilikten çıkarılmış bir ülkenin önceliği, tarımsal ihracat değil yeterliliği sağlayıcı önlemleri almak olmalıdır. Bu nedenle tarımsal ihracat temelli düşünmek yanlıştır.
MHP: Et ve Balık Kurumu et piyasasında etkin olacak şekilde yeniden yapılandırılacak.
Bu yerinde bir vaattir. Hayvan yetiştiricilerinin muzdarip olduğu konulardan biridir.
MHP: Et ve sütte garanti fiyat uygulamasına geçilecek.
Öneri doğru, fakat bunun sizin partinizden gelmesi ilginç. Bu nedenle birkaç soru soracağım:
* Kurumlar olmadan nasıl ve hangi araçlarla garanti fiyat uygulamasına geçilebilecek?
* Serbest piyasa politikalarının ve iktidar ortağı olduğunuz dönemde uyguladığınız politikaların tersi demek olan bu durum radikal bir politik dönüş değil mi?
* Niye o zaman kooperatifler yasası, şeker yasası ve tütün yasaları ile o ünlü "15 günde 15 yasa"yı çıkardınız?
MHP: Hazine arazilerinde tarımsal üretim yapanlara da destek verilecek.
Hazine arazileri diğer adıyla meralar diyebileceğimiz alanlarda beslenen hayvanlar özgür hayvanlardır, hayvanlar özgür olduğu oranda hayvansal gıdalar sağlıklı olur. Hayvan sayımız artar ve onların çıktısı bitkisel üretimde kullanılarak hayvan yetiştiriciliği ile bitkisel üretim birlikte yapılmış olur. Bu birliktelik, tarımı ve tarımcıyı girdi üreten şirketlere mahkûm etmez.
Hazine arazilerinde tarımsal üretim yapanlara destek verilecek demek çiftçilik tarımını değil şirket tarımcılığını destekleyeceğim demektir, yanlıştır.
MHP: "Sözleşmeli üretim modeli" ile çiftçilerimizin ürünlerinin gerçek değeri üzerinden pazarlanması sağlanacak.
Sözleşmeli tarım çiftçilerin kendi tarlasında kölecilik koşullarında şirketler için üretim yapması demektir. Sözleşmeli tarım çiftçileri özgürleştirmez, aksine şirketlere bağımlı köle haline getirir.
Çıkardığınız tütün yasası nedeniyle TEKEL, önce tütün alımından çıkarıldı sonra özelleştirildi. Bu uygulamalar sonrasında tütün üreticileri şirketlerle sözleşmeli üreticiliğe başladı. Eğer TEKEL özelleştirilmemiş ve tütün alımına devam ediyor olsaydı tütün üreticileri bugün için kilo başına en az 30 TL alıyor olacaklardı. Şu an sözleşmeli çiftçiliğe mahkûm edilen tütün üreticileri kilo başına en fazla 8 TL alıyor.
Çiftçilerin talebi, üretimden pazarlamaya kadar olan zincirin tüm halkalarında üretici ile tüketiciyi egemen kılacak politikaların belirlenmesi ve uygulamasıdır.
MHP: "Üretici Birlikleri" etkin hale getirilecek.
Üretici Birlikleri Yasası ile getirilen normlar üreticileri bir araya getirmeyi değil dağıtmayı hedeflendi. Yapılması gereken Üretici Birlikleri Yasası'nı tamamen ortadan kaldırmaktır. Ayrıca, çiftçilerin Sendika kurmalarının önündeki engellerin kaldırılması için iç hukuk düzenlemesine gidilmelidir.
MHP: Tarım Satış Kooperatifleri Birlikleri, pazarlama konusunda aktif olarak faaliyet gösterecek şekilde yeniden yapılandırılacak.
Hükümet ortağı olduğunuz dönemde çıkardığınız Tarım Satış Kooperatifleri Birlikleri ile ilgili yasa çiftçilerin aleyhinedir. Sadece pazarlama konusunda değil, birliklerin demokratik bir yapıya kavuşturulması için ve şirketlere alternatif kurulan bu yapıların şirketleşmesini engelleyecek değişiklikler de yapılmalıdır.
Üretimden pazarlamaya zincirin halkaları bu yasayla kırıldığı ve kırılan halkalara yerli-yabancı tarım şirketleri eklendiği için milliyetçi felsefiniz ile de çelişen bu konuda inandırıcılığınızı sarsan bir durum olduğunu samimiyetle belirtmek gerekir. Çıkardığınız bu yasa ile özünüz ile sözünüz arasındaki makas kapanmayacak kadar fazla açılmıştır.
MHP: Yüksek verim ve kalitede yerli tohum, fide, fidan ve damızlık hayvan geliştirilmesi ve üretimi desteklenecek.
Bu vaadin gerçekleşmesi Türkiye tarımı ve tarımcısının yararınadır. Ancak yerel tohum, yerel üretim ve yerel pazar zinciri kurulmalıdır.
MHP: Kırsal cazibe birimleri olan "Tarım Kentleri" oluşturulacak.
Bu her dönem ortaya atılan kır-kent, köy-kent vb. fantezilerden öteye geçemeyecek bir söylemdir. Türkiye tarımının ve tarımcısının ihtiyaçlarının sıralamasında en sonuncudur.
MHP: MHP:Toprak Mahsulleri Ofisi'nin tarım ürünleri piyasasındaki etkinliği artırılacak.
Tam da TMO'nin işlevsizleştirilmesi için zeminin hazırlandığı bu dönemde bu konu çok önemlidir ve yerinde bir vaattir.(AA/BA)