Bir nevi nizamiye nöbeti gibi kutsal bir görevle onurlandırılmasına karşın "nankör" Tantan, istifa etti.
Tantan'ın İçişleri'nden "uzaklaştırma" alması, ülkede değilse bile, medyada büyük bir memnuniyet yarattı. Zaten ülke ile yaygın medyamız arasında, her zaman yüz seksen derecelik bir açı farkı bulunur ki, bu da "dördüncü kuvvet" olmanın getirdiği bir mecburiyettir.
Bir telefonda şeriatçı
Tantan'ın birçok falsosu vardı. Ama en çok akılda kalanı Mehmet Ali Birand'ın 32. Gün Programı'nda yaşandı. Tantan, bir soru üzerine Dışbank'ın da inceleme altında olduğunu söyledi. Hem de CNN Türk'te... Yani Aydın Doğan'ın televizyonunda, Aydın Doğan'ın bankasının "sallantıda" olduğunu açıkladı.
Aydın Doğan telefonla apar topar yayına katılarak "özür dile" dedi.
Bu programa kadar Temiz Toplumcu olan Tantan, artık şeriatçılığa terfi edecekti.
Sevinç haberi aştı
Tuncay Özkan Kanal D ve Milliyet üzerinden Tantan'a "giydirmeye" başladı.
Neyse uzatmayalım, Tantan, Hükümet'ten uzaklaştırıldı.
Hürriyet gazetesi 6 Haziran'da manşetten sevinçle haykırmıştı:
"Tantan Gitti!"
Oysa, o başlık atıldığında Tantan gitmemişti. Bakın haberin spotuna açık açık olarak göreceksiniz:
"Günlerdir konuşulan hükümet revizyonu dün başladı. Tantan İçişleri Bakanlığı'ndan alınarak, Gümrüklerden Sorumlu Devlet Bakanlığı'na getirildi."
Açıkça görülüyor ki, o sırada, Tantan henüz hükümette...
Peki, Hürriyet'çiler niye "gitti" başlığı atıyor? Adeta 'artık bizim patron hakkında soruşturma falan açamayacak, yakamızdan düştü!' demiş gibiler.
Sevinç, birazcık haberi aşmış.
Magazin hakları gazetesi
Milliyet ise, Tantan'ın "gidişini" küçük görmüştü. Üç sütunluk bir kutu haber: Hükümette ANAP Revizyonu.
Bu kutunun içine gömüldüğü büyük haber ise, yeni İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen'in ilk demeci:
"İlk söz insan hakları"
Mehmet Yakup Yılmaz'lı Neo-Milliyet'in insan haklarıyla ne gibi bir ilgisi olabilir ki?
Tantan operasyonunun kamuoyunda küçültülmesi için yapılan cansiperane gayretin izleri...
Sabah gazetesi de "Beklenen oldu" diye duyuruyordu Tantan'ın İçişleri Bakanlığı'ndan alınmasını.
Minik bir soru akıllarda asılı kalıyordu:
"Tantan'ın gitmesi kim tarafından bekleniyordu?"
Bu sorunun yanıtı da Cumhuriyet'in birinci sayfasında iki sütunluk bir haber olarak duruyordu:
"Dinç Bilgin'e 24 trilyonluk haciz."
Saadettin Tantan'ın İçişleri Bakanlığı'ndan alınması "büyük" gazetelerde sessiz davullarla kutlandı.
Ancak ölü evindeki bayram kutlaması gibi birşey işte!..