Kocası hapiste olduğundan dört çocuğunu tek başına büyütmek zorunda kalan dirayetli ve fedakâr Karen hayatla yoğun bir mücadele içindedir. Ağır bir suçtan dolayı mahkûm olduğu anlaşılan Ian'ın özlemle hayalini kurduğu Norfolk'un kırsal manzaraları Michael Nyman'ın müzikleriyle birleşince filmin şiirsel anlatımı seyirciyi kolaylıkla kavrıyor.
Uluslararası bağımsız filmler festivali 12. !f'in Ankara ayağında 2 Mart Cumartesi günü Cinemaximum Cepa'da gösterilecek olan Hergün/Everyday politik konulara eğilmekten de imtina etmeyen faal İngiliz yönetmen Michael Winterbottom'ın hassas ruhunun zarif bir yansıması.
Babasız büyüyen çocuklar
Birbirinden sevimli, ikisi kız ikisi oğlan dört kardeşi canlandıran çocuklar ilk profesyonel tecrübelerinin getirdiği doğallıkla samimi portreler çiziyorlar. Küçük kahramanlarımız arada babalarının cezaevinde bulunmasından dolayı sinir bozucu durumlarla da karşılaşmaktadır; belirli aralıklarla ziyaretine gitseler de onunla yeterli bir iletişim içinde olamamanın faturasını çocuklar öderken, Ian da evlatlarını arzuladığı kadar tanıyamamanın sıkıntısını çekmektedir.
Beş senelik bir süreç içinde çekilmiş olan yapımda çocukların günbegün büyüdüklerini fark edecek ve yönetmenin tecrübeli dokunuşuyla, bir belgesel izlercesine onlarla empati kurabileceksiniz.
İddiasız fiziği yüzünden pek ön planda olmamasına rağmen uzun yıllardan beri alternatif birçok yönetmence tercih edilen İskoç aktris Shirley Henderson minimal oyunculuğuyla Karen'ın tüm sıkıntılarını, sevinçlerini ve arzularını birebir yansıtıyor. Eşini canlandıran John Simm de üzerine düşeni başarıyla yaparken ikisinin görüşme salonundaki karşılaşmaları sırasında, gardiyanların bakışlarına rağmen yakınlaşma çabaları filmin en yoğun anlarından birini oluşturuyor.
Eserin senaryosunu Laurence Coriat'la yazan Winterbottom, cezaevi klişelerine ve gereksiz bilgilere yüz vermeden duygulara yoğunlaşılmasını sağlıyor, sade anlatımının iyice ortaya çıkardığı ince tabiatıyla sağduyudan yana olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.
Siyasi yönetmen
1997’de çektiği son Balkan savaşı hakkındaki filmi Saraybosna’ya Hoşgeldiniz, Türkiye ve İstanbul'dan da yolu geçen, 2003 Berlin Film Festivalinde Altın Ayı kazanmış Afgan göçmenin hikâyesi In This World, Guantanamo hapishanesiyle ilgili 2006 yapımı belgesel-drama filmi ve Naomi Klein'ın kitabından yola çıkılarak çekilmiş, neo-liberal kapitalizmin doğal afetlere, savaşa ve teröre dayandırıldığına dair Şok Doktrini belgeseli Winterbottom hakkında yeterli fikir veriyordur.
29 Mart 1961 Blackburn, Lancashire doğumlu dinamik yönetmen özellikle Thomas Hardy'den edebiyat uyarlamaları, ülkenin müzikal tarihine ışık tutan ve !f 2003'te gösterilmiş 24 Hour Party People, ayrıca iki tecrübeli oyuncunun doğaçlamalarıyla ortaya çıkıp İngiliz hicvi konusunda bir ders niteliği taşıyan The Trip'le farklı alanlarda ne kadar başarılı olduğunu kanıtlamış durumda.
Son yıllarda beraber çalışmaktan büyük haz aldıkları belli olan aktör Steeve Coogan ve Winterbottom yeni filmleri 2013 yapımı The Look Of Love ile ülkelerinin yakın tarihine odaklanıp erotizm sektörü sayesinde İngiltere'nin en zenginlerinden biri olmayı başaran Paul Raymond'ı mercek altına alıyorlar.
Bu seneki 63. Berlin Film Festivalinde prömiyeri yapılan, eğlenceli olduğu kadar düşündürücü dönem filminde seksi istismar ederek yıllarca popüler olmayı bilen Raymond'ın babalık konusunda pek başarılı olamadığını gördük. Shirley Henderson'ın da küçük bir rolle dahil olduğu, tutucu İngiltere'nin pornografi tarihine de zıpırca eğilmekten geri durmayan filmin ve Hergün/Everyday'in yakında Türkiye'deki tüm sinemaseverlere ulaşması ümidiyle… (MT/EKN)