Bütün bir felsefe tarihine haksızlık etmek istemem; ancak söz konusu ikilem bakımından, "biri ya da diğeri bize mutlaka doğru sonucu verecektir", tezi ileri sürülemez. Anlamaya çalıştığımız gerçekliğin niteliği,insan anlığın bütün tarihsel birikimi, gerçekliği anlamaya çalışırken izlediğimiz düşünme yöntemini de etkileyecektir. Başka bir deyişle, gerçeklik hakkındaki bilgimiz çoğu kez, sentetik ve analitik düşünmenin eklemlendiği karmaşık bir süreç içinde oluşur; hele de gerçeklik toplumsal ise... Burada,"hakikat" peşinde koşanların unutmaması gereken şey,ilk olarak hakikatin vahyedilemeyeceği, yani aranarak bulunacağı (bilimsel pratik), ikinci olarak da doğruluk kriterinin pratik, daha doğru deyişle insan etkinliği olduğudur.
Kamuoyu oluşturucuları çoğu kez, bu düşünme yöntemlerinden biriyle hokkabazlık yolunu seçerler ve bilinçleri dumura uğratırlar. Söz konusu olan düşünmenin analitik ve sentetik biçimleri olduğunda,sonuçta, bir uçta "olguculuğun", diğer uçta "mekanik metafiziğin" yeşerdiği, her iki halde de indirgemenin" gerçeklik" imiş gibi karşımıza konduğu görülür.
Güler Kömürcü'nün Yazdığı
Güler Kömürcü, Washington Post'tan bir Yahudinin yazdıklarını aktardı. Bu zat mealen diyor ki, "Ben İsrailde doğdum, Amerika'da yaşıyorum. Ama İsrailli ya da Amerikalı olduğum kadar, atalarımın yurdu olan Mezopotamyalıyım da. Hatta benim dilim Arap-İbrani'dir." Şimdi bu zatın muradı açık; ama bunu aktarmanın muradı ne, değil mi?
O da açık: Mezopotamya neresi, şimdi orada kimler yaşıyor ve şimdi orada neler oluyor ya da olacak?Bilmece çözmeye gerek yok, demek isteniyor ki, "dünyada ne kadar yılanlık varsa o Yahudilerin işidir". İşte şimdi Irak savaşının arkasında da, Kuzey Irakta kurulmak istenen Kürt Devletinin arkasında da
Yahudiler var
Güler Kömürcü velev ki bu niyeti taşımasın, Türkiyede taşıyanlar çıkacaktır. Nitekim, Haber Türkte Uğur İPEKÇİ müstear adıyla yazan zat, çıkmıştır bile... Zat, memleketi uyarıyor imiş.
Siyonizm ve Anti-Semitizm: İki Büyük İnsanlık Suçu...Siyonizmin Yahudiler de dahil insanlığa karşı işlediği suçların sicili kabarık. Ama Siyonizm, diğer bütün ırkçı ideolojilerle aynı-maddi tarihsel koşullarda doğdu, yurtsuz bir ulusu yut sahibi kılmak için onlardan fazla olarak "tarihsel toprak hakkı" diye birtalep üretti. Yurtsuz bir ulus olmaktan kurtulmak isteyen Yahudilerin bu ırkçı ideolojisi, gerçekte,anti-Semitizm tarafından güçlendirildi ve hatta çoğu kez alenen desteklendi.
Diğer emperyalist güçlerle rekabetini savaş düzeyine çıkaran Alman burjuvazisinin, Almanya ve Polonyada çok güçlenmiş olan Yahudi sermayesini devlet dolayımı ile ele geçirme arzusunun dışavurumu olan Holacaust,tarihin hafızasından silinmiş değil. Ama bundan sonra nedense bir anti-Alman ideoloji dünyaya yayılmadı. Nedeni açık, gerek Holacaust gerek Siyonizm, iki karşıt uçta sermayenin dönemsel birikim stratejilerinin acı sonuçları olarak yaşandılar. Siyonizmin bu kadar güçlenmesinin altında Yahudiliğin Avrupa'da ve hatta Rusyada barındırılmamak istenmesi yatmaktadır;İngiltere başta olmak üzere tüm Avrupa İkinci Dünya savaşından sonra Yahudilerin "kutsal topraklara" göçünü bizzat desteklemiştir. Bugünde o göçün sonucu kurulan devlet dünyada hegemonik rolünü sürdüren gücün Ortadoğudaki atbaşı konumundadır.
Basitçe, mesele, Yahudi olmakla ilgili değil,sermayenin dönemsel çıkarlarının yarattığı ideolojik eğilimlerle ilgilidir.
Anti-Semitist Lobi...
Öyle sanıyorum ki, özellikle İslamcı basındaki kamuoyu oluşturucuları, bu meseleyi atlamayacaktır. Derin bilgiler vermeyi seven Taha Kıvanç, nam-ı diğer Fehmi Koru bu meseleyi atlarsa şaşırtıcı olur. Henüz yazmadı sanıyorum ama o yazmasa bile, sıcak savaş gündem içinde şu tür yazılar mutlaka çıkacaktır: "Irak savaşının ardındaki gerçeklere yakından bakalım.Yahudi lobisinin özellikle İsrail'in Kuzey Iraktaki stratejileri ile uyumlu olarak, savaşı tamamen desteklediği görülecektir. İsrail'in Mezopotamyaya yönelik tarihsel hak iddiası, onun Musul ve Kerkük'te asli oyunculardan biri olmak istediğini göstermektedir," vb.,vb..
Sonuç: Demek isteniyor ki, eğer Türkiye, Kürt Devletinin kurulmasını engellemek ve de Musul-Kerkük'ü -"üstelik!"- Yahudilere kaptırmamak istiyorsa savaşta bir aktör olmalıdır. Kahvehane lisanı ile söylersek, "petrolü Yahudilere vereceğimize biz alalım; bu Kürtler de zaten Yahudi imiş canım."
Düşünmedeki Yanlış
Özellikle dinsel düşünmede ve yanlış ideolojik düşünme biçimlerinde bir ya da bir kaç gerçek neden bulunur. Bu gerçek neden, oluşu olanaklı kılan varlıktır. Söz konusu olan kötülük ise, bu, dinlerde" şeytan" gibi tarih ve madde ötesi varlık iken;milliyetçi ideolojilerde genellikle genellikle diğer bir ulus, bütün milliyetçi-ırkçı ideolojilere nüfuz etmiş anti-semitizmde ise "Yahudiler"dir. Bundan sonra düşünme süreci, ya olgusal desteklerle, ya da tamamen tümdengelimci bir şekilde şöyle bir indirgemeye varır: "Dünyada ne kadar şeytanlık varsa,o Yahudilerin işidir."
Al sana, her derde deva açıklama. gerçekte ise, devasa bir indirgeme...
Yalçın Küçük'ün İhtiyarlık Belirtileri
Sentetik ve analitik düşünmenin eklemlenerek bu tür yanlış kullanımının popüler bir örneğini de Yalçın Küçük verdi. Küçük, önce sentetik bir önerme attı ortaya: "Türkiye'de egemen elit Sebatayist kökenlidir." Sonra da bunu kanıtlamak için isimbilim adını verdiği analitik bir yönteme başvurdu. Egemen elit o kadar geniş bir kavramdı ki, ve o kadar çok kişinin Sebatayist olması gerekiyordu ki, çoğu kez isimbilim de bunu kanıtlamaya yetmedi ve Küçük,isimbilim dolaylarında hoş fanteziler, ya da akıl yürütmeler kurdu.
Her yılanlığın altında Yahudileri aramaya meyilli zihniyet dünyamızda da Küçük'ün karşılık bulmadığı söylenemez. Fakat asıl ilginç gelişme, Enis Baturdan Ertuğrul Özkök'e uzanan bir yelpazede Küçük'ün aydın olarak itibarını tazeleyen yankılar bulmuş olmasıydı. Gerçi Özkök, Küçükün söylediğinden çok, aydın tutumunu övmekle yetindi ama, bu gerçekten de ilginç bir tesadüftü. Burada Küçük'ün Stalin'den aktararak kullanmayı çok sevdiği, gerçekte, komplo üretmeye yarayan soruyu sormadan edemeyeceğiz maalesef: "Bu bir tesadüf mü, yoldaşlar?" Cevabını herkes biliyor:"Bu bir tesadüf değildir."
Küçük, isimbilim dolaylarında bir ara Bedirhanların da Yahudi kökeninden olduğunu keşfetmişti. Demek ki,Güler Kömürcü'nün satır arasında ortaya attığı sorun,Küçük mentalitesinde kapsamlı bir Yahudilik ve Kürtlük analizi muhtevası kazanabilir.
Bunları yazmamızın nedeni, kendisinden çok şey öğrendiğimizi hiç bir zaman inkar etmeyeceğimiz Küçüke, dünyayı ve Türkiye'yi sınırlı olarak izleyebildiğimiz penceremizden görebildiğimiz kadar yanlışı işaret etmektir. Bu tutum ve yaklaşım,aşağıdakilerin değil, egemenlerin işine yaramaktadır çünkü, anti-semitizmi yeniden ve yeniden üretmektedir.
AKP'nin Yolunu Açmak...
Türkiye'nin kuzey cephesini şu ya da bu şekilde açacağı muhakkak. Fakat bunun bir dizi ideolojik gerekçesine bir de Yahudi parmağına karşı ulusal refleks şeklinde özetlenebilecek yeni bir gerekçeklemenin AKP'nin yolunu açmaktan başka ne anlamı olabilir.
Kamuoyu oluşturucular, elde etmek istedikleri nihai sonuç için, insan beynini dumura uğratan öyle düşünme yolları geliştirmekteler ki, gerçekte, sermayenin şuya da bu fraksiyonunun çıkarına ideolojik örtüler geçirmekten ibaret eylemleri, birer hakikat görüntüsü kazanmaktadır.
Washington Post'ta yazan, muhtemelen ajan bir İsraillinin, İsrail hükümetinin A.B.D. politikaları ile uyumlu çıkarlarını "tarihsel hak" nosyunu ile yeniden üretmekten ibaret yazısından, her memleketin egemenlerinin kendilerine, kendi tutumlarını meşrulaştıracak söylemler üretebilmeleri ve bunun insanlarda "bak sen bu işe" tepkisi yaratacak kadar derin hakikatler imiş gibi sunulması karşısında,aklımıza sahip çıkmanın ne kadar da önemli olduğunu vurgulama ihtiyacı hissediyoruz. Ötesi ise tümüyle kolaycılık, hatta köstebeğin gözü hikayesi...(SE/EK)