Pandemi yaşam tarzımızı temelden değiştirdi, işletmeler kapandı, çalışma kalıplarımız değişti.
Covid-19’a gösterdiğimiz doğal tepkilerden biri iletişimimizde bir nebze de olsa teselli bulabilmek. Zira kullandığımız dilin bizi iyileştirici özelliği olmasa bile, sorunlarla baş etmemize yardımcı olma şansı var. Geleneksel medya, - güç veya yetki sahibi olanların - politikacılar, tıp uzmanları, halk sağlığı görevlileri- uyarılarını, önerilerini bizlere aktarıyor, bizler de onların dilbilimsel liderliğine bazen direnerek ama çoğunlukla da itaat ederek ayak uyduruyoruz.
Yeni kavramlar
Çok kısa bir süre içinde, virüsü bizim için anlaşılır kılmak için yeni kavramlar keşfettik: Evde kalmak, sosyal mesafeyi sağlamak, eğriyi düzleştirmek, kilitlenme, karantina, kendi kendine izolasyon gibi. Bu yeni kelime dağarcığı, birdenbire günlük hayatımızın bir parçası haline gelen değişiklikleri anlamamıza yardımcı oldu.
Birmingham City Üniversitesi'nde bir dilbilimci olan Robert Lawson, Covid-19 ile yaşadığımız dilsel değişimin hızının emsalsiz olduğunu ifade ederken, bunu birden fazla etkene bağlıyor: Virüsün yayıldığı baş döndürücü hız, medyanın özellikle de sosyal medyanın gücü ve uzaktan iletişimin çok elzem olduğu bir dönemde küresel iletişim.
Terminoloji yeni değil
Şu anda kullandığımız kelimelerin ve terminolojinin çoğu aslında daha eski. Örneğin, ilk olarak 1957'de kullanılan sosyal mesafe, başlangıçta fiziksel bir terimden ziyade bir tutumdu, bir yabancılaşma ya da kendini sosyal olarak başkalarından uzaklaştırmak için kasıtlı bir girişime atıfta bulunuyordu. Halbuki şimdilerde bunu enfeksiyondan kaçınmak için kendimizle başkaları arasında fiziksel bir mesafe tutmak olarak anlıyoruz.
WFH-Work from home (Evden çalışma) daha önce de belirtildiği gibi 1995 yılına dayanırken, bu kısaltma çoğumuz için bir yaşam biçimi haline gelmeden önce çok az kişi tarafından biliniyordu. PPE (Personal Protective Equipment)-KKD (Kişisel Koruyucu Donanım) neredeyse 1977'den kalma bir kısaltma, ancak daha önce bilinirliği sağlık profesyonelleri ile sınırlıydı.
Kendi kendini izole etmek 1800'lerde kendilerini politik ve ekonomik olarak dünyanın geri kalanından ayırmayı tercih eden ülkeler için kullanılırdı.
Salgın ve pandemi her ikisi de 17. yüzyılda ortaya çıktı. Kara veba ilk olarak 1600'lerin başında kullanıldı, kara veba ile eşanlamlı olan Kara Ölüm ise şaşırtıcı bir şekilde, 1755'e kadar kullanılmadı. Kendi kendini karantina alma İngiltere’de Eyam köyü sakinlerinin, 1665-1666 yıllarındaki veba salgını sırasında, karantina kararı alarak, altı ay boyunca kendilerini izole etmesi ile gerçekleşti.
Koronavirüs tür ilk olarak 1960’larda keşfedildi, 1968'de Nature gazetesinde ilk kez tanımlandı, ancak 2020'den önce, bu terimi bilim insanlarının dışında pek az insan duymuştu.
Covid-19 neolojizmleri
Son zamanlarda doğal olarak "Kendi kendini izole etme", "salgın", "karantina", "kilitlenme" gibi yerleşik terimler kullanımında artış oldu. Diğer yandan, geçtiğimiz altı ayda karşılaştığımız metaforların, neolojizmlerin (söz türetme-yeni kelime kullanma) ve sözcüksel yeniliklerin adeta dolup taşması sonucu, dilsel yaratıcılığın, dilin önemli bir parçası olduğuna ve dünyayla ilişki kurma yollarımızı yeniden biçimlendirdiğine de tanık olduk.
Bunlar arasında Birleşik Krallık'ta sağlık ve sosyal mesafe kurallarını gözardı edenleri tanımlamak için “covidiots” kullanılıyor. "Covideo partisi" (Zoom veya Skype üzerinden çevrimiçi partiler) ve "covexit" (kilitlenmeden çıkma stratejisi) yer aldı.
Yeni popüler terimlerin çoğu aslında bugünlerde insan ilişkisinin mesafeli doğasıyla ilgili. Bu popüler terimlerin bazıları şöyle:
Coronapocalypse: Koronavirüs sebebiyle dünyanın son bulması, Coronacation: Morona döneminde ucuz uçak biletlerini ve otel fiyatlarını fırsat bilip yapılan tatil.
Doom-scrolling: Dünyanın sonu gelmiş gibi davranıp devamlı twitter ve haber sitelerinde gelişmeleri takip etme eylemi.
Quaranteens: 2020'nin sonlarında beklenen doğum patlamasından sonra ergenliğe 2033-34'te adım atacak olan ergenleri tanımlayan kelime.
Coronacoma: Uzun karantina uykusu.
Boomer remover: Gençler tarafından 56-74 yaş arasındakileri ifade etmek için kullanılıyor.
Coronials: Korona döneminde dünyaya gelen kuşak.
Covidivorce: Korona dönemi boşanmaları.
Başka terimler de var. "Blursday" pandemi döneminde zaman kavramını yitirmeyi belirtmek için kullanılıyor, hangi gün olduğunu bilmediğimiz gün, "zoombing" bir Zoom video görüşmesi esnasında ev halkından birinin, örneğin çocuğun ekrana yaklaşıp toplantının tüm ciddiyetini bozması adeta toplantıyı sabote etmesi anlamında kullanılıyor.
Ayrıca “sanny” (el dezenfektanı) ve “ıso” (izolasyon) BCV- Before Corona Virus (Koronavirüsten önce) vs. kısaltmalar da var. Öte yandan izolasyon sürecinde çoğumuzun günlerimizi geçirdiği yerlere “isodesk” ya da “isobar” gibi isimler veriliyor. Devam edelim:
Corona-cuts: Pandemi sırasında yeni saç modeli.
Arm chair virologist: Koltuk viroloğu, hiçbir şey bilmemesine rağmen uzman gibi davranan kişi.
Zoom-room: Evin video konferanslara ayrılmış köşesi.
Morona: Koronavirüs salgını nedeniyle veya sırasında aptalca davranan kişi. Corona ve moron’un birleşimi.
Quarantini: Karantinada içilen martini.
Mizahın rolü
Büyük pandemiler arasında sayabileceğimiz HIV, AIDS, İspanyol gribi, SARS, domuz gribinden farklı olarak koronavirüs senaryoyu tersine çevirdi ve sözlüğe yeni bir hastalık eklemenin ötesinde evrensel nitelikte etkili olan kamusal söylemi de etkiledi.
Neden yeni koronavirüsten esinlenerek bu kadar yeni kavram türetiliyor? Neden bu terimler hayatımıza nasıl bu kadar kolay ve çabuk girdiler? Sonuçta, her zaman yeni kelimeler ortaya çıkıyor, ancak bunlardan çok azı koronavirüs terminolojisinde gördüğümüz şekilde daha geniş kamu bilincine giriyor. Bu soruların yanıtı mizah olabilir.
Dilsel yaratıcılık ciddi sosyal kriz zamanlarında kendini mizah aracılığıyla ortaya çıkarıyor. Yaratıcı dil sadece dekoratif değil, aynı zamanda da pratik.
Mizah yalnızca eğlence olarak algılanmamalı. Stratejik bir iletişim türü olarak, bir başka deyişle, sosyal bağlantı kurmanın, uyum sağlamanın, empati göstermenin bir yolu olarak da düşünülebilir.
Mizahçılar, mizah yoluyla, dünyamızın çelişkilerine, gerilimlerine ve genel saçmalıklarına ışık tutan paralel bir gerçeklik yaratırlar. Aslında böylelikle mizah garip, tuhaf olanı aşina, aşina olduğumuz şeyi de tuhaf kılma özelliğine sahiptir.
Covid pandemisinden önce bile, mizah zaten ekonomik istikrarsızlık, sosyal atomizasyon ve politik kutuplaşma gibi belirsizlik normlarının panzehiri haline gelmişti.
Psikolog Meghan Reid, Columbia Üniversitesi'nden George Bonanno'nun çalışmalarına işaret ederek, esneklik gösteren ve göstermeyenler arasındaki en büyük farkın, travmatik bir durumu nasıl kavramsallaştırdıklarına dair algıları olduğunu belirtiyor. Bir şeyi kavramsallaştırmanın yolu, günlük yaşamınızda meydana gelen tüm küçük şeyleri nasıl algıladığımızla ilgili.
Koronavirüs ile ilgili olarak kullanılan kelimeler değişen bağlamlara, algılara ve endişelere dair bizlere ipuçları veriyor. Koronavirüs terminolojisinde tıbbi söylemden küresel söyleme doğru bir geçiş mevcut. Genellikle mizahi amaçlarla yaratılan bu dilsel oyun kısmen de olsa insanları korona günlerinde birbirlerine yakınlaştıracak ve hatta süreçle başa çıkmalarına bir nebze de olsa katkı sağlayacak.
(NÖ)