Yakın zamanda oldu Ankara’da Mülkiyeliler Birliği seçimi. Olduysa oldu, diyebilir kimileri, hatta eklerler de; bize ne!
Bir sürü yerde bir dolu örgütün seçimi sessiz sedasız, ya da gürültülü patırtılı olur biter. En fazla seçimlerden sonra birkaç çatlak ses çıkar, akabinde de yeni seçilen yönetim, kalınan yerden yoluna devam eder.
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, namı diğer Mülkiyenin, 1974 Siyaset ve İdari Şube girişli ve 1978 mezunu bir Mülkiyelisi olmama rağmen hâlâ Mülkiyeliler Birliğine üye ol(a)mayanlardanım. Bunda herhangi bir önyargı(m) yok. Örgütlü bir sivil toplumcu ve de öğrenci iken Siyasal Bilgiler Fakültesinin Öğrenci Derneği SBF-DER’e üye olmama rağmen, ihmalimden olsa gerek bir türlü Mülkiyeliler Birliğine üye ol(a)madım.
Eh diyeceksiniz ki, bu da doğal. Bu mevzudan da bizi ilgilendiren bir şey çıkmaz. Doğrudur, çıkmaz. Ama eminim bundan sonrasındakinden sizi ilgilendiren kimi şeyler çıkacak. Birliğe üye olmadığım için benim de haberim yoktu. Ta ki, seçimlerin yapılmasından bir gün sonra eski okul arkadaşım Hasan Hüseyin Özkan’ın aşağıda sizinle paylaşacağım mektubunu alıncaya kadar.
Ya Öcalan da başvurursa!
Mülkiyeliler Birliğinin 30 Mart 2008'deki 41. Genel Kurulunda divan başkanlığına bir değişiklik önergesi verilir. Önergenin meramı özetle şudur: 1980 öncesi Mülkiyeye kaydolmuş, ancak politik nedenlerle mezun olamadığı halde daha sonra ön lisans diplomasını almış veya almaya hak kazanmış kişilerin darbecilere mesaj olsun diye derneğe asıl üye olabilecekleri doğrultusunda genel kurulca bir karar alınması.
Eminim şimdi diyeceksiniz ki bu da doğal. Mülkiye gibi bu "canım ülkeye" güzide şahsiyetler yetiştirmiş bir mektebin olağanüstü dönemlerde akamete uğramış / uğratılmış duyarlı eski öğrencilerini birlik adına künyeye katmasından daha doğal ne olabilir ki! Demek ki daha doğal olamıyor. İşin içine "derin politikalar" giriyor.
Bu satırlar yazılana kadar hâlâ bilmeyeniniz varsa öğrensin. Dokuz yıldır İmralı’da yatan Abdullah Öcalan da eski bir Mülkiyeli. 1971'de Mülkiyeye 893 numaralı öğrenci olarak kayıt yaptırmış ve 1978'de son sınıfta iken okulla ilişkisini kesmiş bir eski mülkiyeli.
Anlaşılan 30 Marttaki Mülkiyeliler Birliği Genel Kurulunda önergenin kabul edilme ihtimali kimilerini telaşlandırmış! 1980 darbesi sonrası Mülkiyedeki öğrenciliği kesintiye uğrayanlar sonra okulu bitirmeyi hak edip de ellerindeki kapı gibi diplomaları ile Mülkiyeliler Birliği kapısına üye olmak için dayanırlarsa ne olur bu "canım ülke"nin hali!
Hele bırakın diğer tüm üye olamamışları bir tarafa, ya Öcalan da Mülkiyeliler Birliğine üye olmak için başvurursa…
İşte buna eski sınıf arkadaşım, kendisi de politik nedenlerle Mülkiyeyi bitirememişlerden. 1974’te girdiği Siyasal Bilgiler Fakültesini, 1978–79'da Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğrenci Derneği (SBF-DER) Başkanlığı da yaparken, Devrimci Yol Ana Davasından (Dev-Yol) aranırken bitirememiş ve 80 darbesi sonrası yurt dışına kaçmak zorunda kalmış.
15 sene terki diyar edip yaban ellerde, İsveç’te yaşamış. Geçen yıllarda ülkeye dönüş yapabilmiş eski bir Mülkiyeli arkadaşım Özkan ironik üslubu ile yazmış. Bu yazımı buncacık girizgahtan sonra "konuk kalem" olarak sevgili Hasan’ın yazdıkları ve benimle paylaştıklarına, iznini alarak, okurların da affına sığınarak yine okurlarımla paylaşmak istiyorum.
Hasan'ın mektubu
"Mektebi Mülkiye Mağduru (MMM), arkadaşa;
Senin de çok yakından takip ettiğin, her sabah sana ulaştırılan kimi gazetelerde öncelikli olarak adını aradığın, belki bir haber duyarım diye sadece FM kanalı olan radyonda kulak kabarttığın, onunla ilgili haberleri izlemek için uykundan fedakarlık ettiğin, ülke, dünya ve halkının sorunlarından öncelikli olarak yer verdiğin Mekteb-i Mülkiyenin genel kurulu yapıldı. Genel kurula bir öneri sunuldu.
Bu öneri ve gerekçesi şöyleydi; '12 Eylül faşist darbesinden sonra hapsedilmeleri, kaçak duruma düşmeleri nedeniyle okulla ilişkileri kesilen, ön lisans diploması almaya hak kazanmış arkadaşların mülkiyeliler birliğine üye olma hakkının kazandırılması.'
Darbe sonucu 1402 sayılı yasayla öğretim üye kadrosunun tırpanlandığı bir okulun mezunlarının darbecilere vereceği güzel bir cevap olarak algılanması gereken bu öneri ne hikmettir bilinmez divan başkanının allem kulem etmesi sonucu reddedilir oldu. Ret oyu verenlerin bir bölümünün gerekçesi senin de bu haktan yararlanıp hasretini duyduğun mülkiye üyeliğini kazanacağındı.
'Apo da gelir, üye olur' dediler, hem de açık açık. Hatta ve hatta seçim listesinin başına adını yazdıran aday bu önerinin çıkmaması için elini kaldırdı. Sadece o değil, eski solcular(!), devrimciler(!) önerinin aleyhine oy kullandılar. İçlerinden birisi vardı ki, belki adını söylesem tanıyacaksın ama boş ver dedikodu olur diye söylemeyeceğim. Sadece hacca gitmişlerden farkının kalmadığını belirtmem yeterli olur sanırım. Bulunduğun yerden 'yaaa ben nelere kadirim' demeye gerçekten de hakkın var.
Mektebi Mülkiye Mağduru Arkadaşım, ne yazık ki rüyan gerçekleşemedi. Senin de içinde yer alacağın bir mezunlar cemiyetinde bulunmak ve o okulda okuduğun gerçeğinin gözardı edilmesi, çok çok alçaltıcı bir şey olmalı. Aslında bizim gibi 'hainler' belki de hiç okumamalı. Hatta ve hatta aynı devletin vatandaşı dahi olmamalı.
Bildiğim kadarıyla sen TC vatandaşısın. Bir ara atılmıştın, ama atılma kararın sonradan geri alındı ve mahkeme zabıtlarında bu ülkenin vatandaşı olduğun yazılı. Şimdi seninle aynı ülke vatandaşı olmak istemeyenlerin vatandaşlıktan ayrılma dilekçelerini vermeleri gerekmez mi? Hatta senin okuduğun ilkokulun, ortaokulun, lisenin ve tapu kadastro okulunun mezunları birer dilekçe vererek senin bilumum diplomalarının iptalini isteseler ne kadar haklılar(!) değil mi?
Biliyorsun bu ülkede üç okulun kıymet-i harbiyesi vardı: Mülkiye, Tıbbiye, Harbiye. Bu üç okulun mezunu olmak çok çok önemli. Bu üç okulun mezunları derneğine üye olmak da hayati öneme haiz. Yıllardır 'Ahhhh şu üç okuldan birinin mezunlarının derneğine üye olsam da gözüm açık gitmesem!' der dururdum.
Senin de bunu ölüm kalım meselesi yaptığını duydum. Üye olma hakkını kaybetmen karşısında üzülme. Ben Mülkiye olmasa da Tıbbiye veya Harbiye mezunları cemiyetine üye olmanın yollarını araştırmaya şimdiden başladım. Bu araştırmaların sonucunu sana bildireceğim. Bulduğumuz çözüm yolu veya yollarını hayata geçirmemiz için gerekli çalışmaları bu mezunlar cemiyetlerindeki muhtemel 'hain' arkadaşlarımız sayesinde gerçekleştirebileceğiz belki...
Bunları niye yazıyorum? Paylaşayım. Mülkiye genel kurulundan sonra, birliğe senin üye olma tehlikesine karşı huruç hareketiyle engellenen önerge durumunu protesto etmek için açlık grevine başladığını duydum. Açlık grevini ileri götürüp ölüm orucuna yatabileceğini bile belirtmişsin ya içim cız etti.
Her halükarda Mülkiyeliler binasına girmenin yolunu da ayrıca araştırıyorum. Kızılay metrosuna ait tünelden Sakarya caddesine doğru 77, sonra sağa doğru 23 metre kazılacak bir tünel sayesinde Mülkiyeliler Birliği Binasının içine girme olanağı var. Sende oradan bu tarafa kazılacak bir tünelin uzunluğunu bildir belki yardımım olabilir. Mülkiyelilikte dayanışma vardır bilirsin. İz üzerindeyim haberin olsun, baki selamlarımla.
Mektebi Mülkiye Mağduru bir arkadaşın" (ŞD/GG)