Avrupa Birliğini sarsan krizlerden Yunanistan'ın siyasi ve iktisadi çıkmazı çeşitli önlemlerle aşılmaya çalışılırken ülke sosyal çatışmalarla da çalkalanmaya devam ediyor.
Özellikle Almanya boyunduruğunun bir uzantısı olarak algılanan kurtarma operasyonu aynı zamanda teslimiyetin de teyidi gibi yorumlandığından mı ne, komşunun Altın Şafak partisi, geçmişte Nazilerce çektirilen zulüm inkar edilircesine akıl almaz boyutlarda güç kazandı. AB'nin ve tüm Batı medeniyetinin temelini oluşturan ilkelerin kaynağı payesiyle yüceltilen ama aynı zamanda bir diğer Akdeniz ülkesi komşu İtalya tarafından bile "küçük bir ülke" yakıştırmasına maruz bırakılan Yunanistan'da bazı kesimler iktidarsızlık ve ezikliklerini faşizan tavırlara bürünerek bertaraf etmeye çalışıyor sanki.
Kendilerinden farklı düşünenlere tahammülü olmayan agresif neo-naziler geçtiğimiz Eylül ayında militan rap sanatçısı Pavlos Fyssas'ı öldürmüşlerdi. Akabinde söylemleriyle eylemlerindeki öfke ve şiddetle tanınan Altın Şafak partisinin liderleri gözaltına alındı, hatta tutuklandı.
Bu ve buna benzer olayların aslında yalnız Yunanistan'ın değil, yaşlı kıtanın tümünün yaşadığı kültür ve kimlik krizinin sonucunda vuku bulduğunu düşünenler yok değil.
Neyse ki bu sene 54'üncüsü düzenlenen Selanik Uluslararası Film Festivali gibi etkinlikler kendi imajının ve narsisizminin esiri olup dış dünyayla iletişim ve ilişkilerinde kısırlaşan Avrupa'nın gezegendeki farklı akım ve kültürlerle bütünleşmesi için yeni fırsatlar tanımaya devam ediyor:
Türkiye'den de çeşitli film ve sinemacıların katılacağı Festival 1-10 Kasım tarihleri arasında.
Diren Yunanistan
Bir polisin 2008 yılında 15 yaşındaki Aleksandros Grigoropoulos'u katletmesiyle başlayan Yunanistan halkının direnişi o gün bu gündür sürüyor. Fakat ne gariptir ki komşuda da halk yönetime yakın medyadan ve adalet sisteminden muzdarip.
Midilli doğumlu Kostas Vaksevanis cesur bir gazeteci. İsviçre bankalarında hesabı olan 2.059 adet Yunanlının listesini (Lagarde Listesi) afişe etmekten dolayı hakkında açılan dava sürerken halkın ağır ekonomik bedeller ödemek zorunda bırakıldığı ülkedeki çürümüşlüğü ifşa etmeye devam ediyor.
Basın ve medyanın büyük bir kısmının siyasi iktidar ve bankalar tarafından rehin tutulduğunu haykıran bağımsız gazeteci söz konusu listeyle ekonominin, siyasetin, yayın dünyasının ve offshore şirketleri ekabirlerinin yolsuzluğunu görünür hale getirdiğini söylüyor. Vergi kaçakçılarını ihbar etmeye çalışırken hakkında yürütülen dava sürecinde evine zorla girmeye çalışan beş kişinin devlet ajanları olduğuna inandığından çalışma ortamına yüksek güvenlikli mekan özelliği kazandırmak mecburiyetinde kalmış.
Kendisine meslektaşları dahil olmak üzere çeşitli kesimlerden çamur atılması da gecikmemiş ve sol parti Syriza'nın maşası olmakla suçlanmış. Sebebi, herhangi bir oluşumla bağlantısını inkar etse de Kostas listeyi ortalığa saçtığı anda yeni bir kemer sıkma paketi açıklanmak üzere olduğundan durumun doğal olarak Syriza'nın işine yaramasıymış.
Davanın heyecanla beklenen sonucu demokrasinin beşiği sayılan ülkenin basın özgürlüğü konusunda yeni bir sınavı mahiyetinde.
Şarap deyince...
Selanik'in köklü ailelerinden şarap üreticisi Yannis Boutaris şehrin ateistliğini ve eskiden alkolik olduğunu inkar etmeyen olağan dışı belediye başkanı.
Büyük bir kakofoninin yaşandığı ülkede bağımsız tavrı ve çevreci icraatlarıyla Selaniklileri ne kadar tatmin ediyor bilinmez ama kentin kiliseyle işbirliğinden yıllarca imtina etmeyen sağcılarının yerine hedonizmden nasibini almış biri tarafından yönetilmesi Osmanlı'nın kozmopolit limanının medeni imajını kesinlikle perçinliyor.
Geçenlerde fiyakalı oluşum TEDx Academy'nin konuğu sıfatıyla samimi ve alçakgönüllü tavrını cilalarken aslında 15.Selanik Belgesel Festivalinde alkışlanan seçim kampanyasıyla ilgili One Step Ahead'den fazlasını ifşa etmiyordu. Türkiye'yle ilişkilerin geliştirilmesine de bir işadamı motivasyonuyla özen gösteren Boutaris yılların festival yöneticisi Dhimitris Eipidhes'in mutfağında pişen ve gezegenin tüm görüntülerine kucak açmış Selanik'teki sinema şenlikleriyle prestijini artırıyor. Komşuda ayrımcılık, ırkçılık ve insanlık dışı muamelelere tabi tutulan yabancıların ve son zamanlarda bilhassa Suriye'deki savaştan kaçan göçmenlerin kabulü ve entegrasyonunda da aynı hassasiyetin gösterilmesi umudumuz…
Festival
20 senedir festivalde önemli yer tutan Balkanlar’a ayrılmış bölüm vesilesiyle Selanik'te misafir edilecekler arasında Reha Erdem de var. Geçenlerde Avustralya'daki Adelaide Festivalinde en iyi film ödülüyle de taçlandırılan Jîn dışında ayrıksı sinemacı Erdem'in Beş Vakit adlı eseri de aynı bölümün retrospektifinde gösterilecek.
Aynı bağlamda Romanya'dan Corneliu Porumboiu ve Cristi Puiu, Hırvatistan'dan Vinko Brešan ve Bulgaristan'dan Ludmil Todorov etkinliğin diğer konukları.
Deniz Akçay Katıksız'ın İzmir'deki bir aileye ve aynı zamanda genel olarak toplumun kodlarına eğilen zarif ve cüretkâr incelemesi Köksüz ve Onur Ünlü'nün Sen Aydınlatırsın Geceyi adlı yapımı da Selanik için Türkiye'den seçilen ve geçerliliğini uluslararası arenada da koruyan filmler olarak dikkat çekiyor.
Onur Ünlü'nün adı yönetmenliğini Ülkü Oktay'ın yaptığı ve Agora Industry'nin Crossroads bölümünde destek almak üzere gösterilecek A History of Women (Kadınların Tarihi) projesinde de geçiyor.
Kısalar arasında Bulgaristan Kırcaali doğumlu Mumin Barış'ın imzasını taşıyan Almanya-Türkiye ortak yapımı Nasnameyek Heşin (Mavi Kimlik) ve İzmit doğumlu Aydın Ketenağ'ın Ağıt'ı var.
1994-2013 Balkan retrospektifinde Zeki Demirkubuz'un Masumiyet'i, Nuri Bilge Ceylan'ın Kasaba'sı ve Semih Kaplanoğlu'nun Süt adlı yapımları da Türkiye sinemasını özlem ve hararetle takip eden komşudaki sinemaseverleri tatmin edecek gibi duruyor.
Agora Works in Progress bölümünde ise Erol Mintaş'ın yönetmenliğinde Aslı Erdem'in prodüktörlüğünü yaptığı Annemin Şarkısı (Song of my Mother) adlı Türkiye/Fransa/Almanya ortak yapımı yer alıyor.
Gey cinselliğinin hoyrat doğasına pervasız ama soğuk bir bakış atan Göldeki Yabancı (L'inconnu du Lac) etkinlikte altı eseriyle onurlandırılan Alain Guiraudie'nin son yapıtı. Claire Simon ise dört eseriyle festivalde yer alacak.
Arjantin ve Yunanistan sinemalarına ayrılan kategoriler dışında Açık Ufuklar (Open Horizons) bölümü dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen filmleri kucaklayacak.
Her ne kadar sansasyonel olmaktan çok sinema sanatının gelişimine ve esasen gezegende olan bitene yönelik siyasi bir duruşun geliştirilmesine kendini adamışa benzese de 54.Selanik Film Festivali açılışını Jim Jarmush'un ta kendisiyle yaptı. Tilda Swinton, Mia Wasikowska, Tom Hiddleston ve Anton Yelchin dışında John Hurt'ün de rol aldığı ABD'li ustanın 2013 yapımı vampir filmi Sadece Âşıklar Hayatta Kalır (Only Lovers Left Alive) ciddi ve prestijli olduğu kadar sıcak ve zarif olan festivale, dirayetli ekibine ve Selanik'e pek bir yakıştı… (MT/ÇT)