“Bir entelektüel, gemisi battıktan sonra karada değil karayla birlikte yaşamayı öğrenen birisine benzer; amacı küçük adasını sömürgeleştirmek olan Robinson Crusoe değil, olağanüstü şeyler yaşadığı duygusunu hiç kaybetmeyen ve bir bedavacı, fatih ya da yağmacı değil de her zaman bir gezgin, geçici bir misafir olan Marko Polo’dur.”[1]
Mariam C. Said, Metis Yayınları ve Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümünün Mayıs 2017’de düzenlediği konferansta, Edward Said’i “yirminci yüzyılın en büyük kamusal entelektüellerinden biri,” olarak tanımlar ve şöyle devam eder: “Son nefesine dek günlük olayları takip etmekten vazgeçmedi.”
Öğrenme arzusu
Edward Said’in bilgi edinmeye, öğrenmeye duyduğu arzu, Mariam C. Said’in küçük anısıyla “Barbarları Beklerken” okuru için doğrudan somutlaştırılır: “Edward’ın anısını onurlandırmak için İstanbul’dan daha iyi bir yer bulunamazdı. Şu an konuşurken, Edward’ın heyecanlı jestlerde bana şunu söylemesini zihnimde canlandırabiliyorum: ‘Auerbach’ın Mimesis’i İkinci Dünya Savaşı sırasında İstanbul’da sürgündeyken yazdığını biliyor musun? Kafasından yazmış. Düşünebiliyor musun, kafasından!’ Edward bunu sık sık söylerdi ve her seferinde ilk kez keşfetmiş gibi heyecanlanırdı.”
Said’i “Entelektüel ve Çifte Sürgün” olarak tanımlayan Elias Khoury ise Said’in yaşamından izleklerle tam bir Said tanımı yapmaya çalışır “Genç adam iki kere doğmuştu,” diyerek. Khoury, Said’in yaşamını 1935’te Kudüs’te, 1967’de ise New York ile Beyrut arasında doğduğu tarihlere sabitler ve ekler: “İngilizce yazan, Arapça ve başka dillerde okuyan bir Filistinli, Mısırlı, Lübnanlı ve Amerikalı’ydı; Lübnan, Mısır ve Filistin aksanıyla Arapça konuşan, aradığı sözcüğü bulamayınca İngilizceye dönen bir Fransız entelektüel; Filistinli bir militan ve New Yorklu bir akademisyendi.”
Entelektüel, Sürgün ve Şarkiyatçılık
Fırat Mollaer tam da bu izlekler üzerinden, Edward Said’in düşünce sistematiğinde “başlangıç”ların da yerini işaret ederek bir derlemeyle karşımızda: “Edward Said’le Yeniden Başlamak: Entelektüel, Sürgün ve Şarkiyatçılık”.
Kitabın girişinde bizi karşılayan yine Edward Said. Entelektüelin tanımını bu sefer ondan dinliyoruz: “Bence entelektüelin görevi krizi evrenselleştirmek, belli bir ırkın ya da ulusun çektiği acıları daha geniş bir insani bağlama oturtup bu deneyimi başkalarının acılarıyla ilişkilendirmektir.”
Said’le yeniden başlamanın imkânları dahilinde şarkiyatçılık ile beraber sürgün olma hâli, entelektüelin tanımı, sorumluluk ve görevleri, Said’in herkes tarafından belki de en çok bilinen tutkularından biri olan müzik ve onunla kurduğu ilişki, nihayetinde de madun tartışmaları ve postkolonyalizme dair düşünceleri irdeleniyor.
“Eleştiri, başlamayı, yeniden başlamayı, sürekli tekrar tekrar deneyimlemeyi sağlar,” diyen Said alıntısıyla neden Said’le yeniden tanışılması gerektiğini aktarıyor, Fanon gibi Said’in de yeniden başlamayı seçtiğini söyleyen Mollaer.
Tartışmalar
Mollaer’den sonra Yusuf Ekinci’nin “Edward Said’in Sürgün-Entelektüel Olarak Portresi” yazısı başlıyor. Ekinci burada “dünyalar arası bir sürgün” olarak tanımladığı Said’in kamusal bir entelektüel olarak rolünü, Filistin davasının haklılığının dünyaya duyurulmasındaki payını ve entelektüel praksis’i ele alıyor. Tuğba Ekinci, gerilimli bir ilişki olarak tanımladığı postkolonyalizm ve Said ilişkisine değinerek Said’in müdahalelerinden bahsediyor ve ekliyor:
“Said’in entelektüel konumunun iktidar felsefelerinin hilafına, aşağıdan aydınlanma arayışında bir karşı söylem inşa ettiği rahatlıkla söylenebilir. Entelektüel faaliyeti, iktidar lehine ideolojik bir bilim cemaati görevi gören azınlığın elinden alarak kavrama bir anlamda iade-i itibar kazandıran Said, entelektüel konumlanışı, ezilen halklara karşı sorumluluk olarak ‘madunların tanıklığı’ bağlamına taşımıştır.”
İçerik
Amerikan oryantalizmi, Türk oryantalizmi, Said’in entelektüel evreni ve Filistin, mekân-politik perspektifi, madun çalışmaları, müzik ve politika ile kurduğu ilişki ve finalde bir Tuncay Birkan’ın Said’le yaptığı, bir de de Said hakkındahızlı bilgiler içeren anket-söyleşi yer alıyor. Kitaba yazı ve söyleşileri ile katkıda bulunan isimler:
Mete Akbaba, Güneş Ayas, Tuncay Birkan, Yücel Bulut, Esra Can, Tuğba Ekinci, Yusuf Ekinci, Umut Kaya, Rumeysa Köktaş, Fırat Mollaer, Özge Özkoç, R. Radhakrishnan, Pınar Yurdadön.
Mollaer ile birlikte kitaba katkı sunan isimlerin Said hayranlığı konusunda birleştiğini söylemek hatalı olmayacaktır; ancak yazarların çalışmalarını zevkle ele aldığını unutmamak gerekir. Göze çarpan tespitlerden biri ise kitabın girişinde yer alan, Mollaer’in Said’i kimlerin doğru ve/veya yanlış anladığı konusundaki fikirleri. Said’in İsrail devletine attığı taş çoğumuzun hafızasında entelektüelin militanlaşması açısından hayli kıymetli bir yer edinse de Mollaer özellikle Türkiye’deki bazı kesimlere dikkat çekiyor. Mollaer, “Batı düşmanlığı yapmayalım” kaygısıyla Said’i anlama konusunda uç noktalarda gezinenlerden bahsederek, bu muhafazakâr cephenin “yarım bilgisiyle, Said’i İsrail’e taş atan Doğulu bir Müslüman olarak sunmaya çalışan manipülatif ve hegemonik” bir hatta konumlandığını söylüyor.
Her ihtimalde kitap, Said’in düşünce sistemini ve bize öğrettiklerini yeniden düşünmek için esaslı bir kaynak olarak karşımıza çıkıyor.
Edward Said’le anket-söyleşi Politik inançlarınız üzerinde en fazla etki yapan kitaplar ve yazarlar hangileri? Frantz Fanon’un Yeryüzünün Lanetlileri, Marx ve Engels’in Alman İdeolojisi, György Lukacs’ın Tarih ve Sınıf Bilinci, Antonio Gramsci’nin Hapishane Defterleri, George Antonious’un Arap Uyanışı, Anouar Abdel-Malek’in Mısır: Askeri Toplum’u, C. L. R. James’in Siyah Jakobenler’i, Aimé Césaire’in Anavatanıma Dönüş Defteri ve Mahmud Derviş’in Şiirleri. En hayran olduğunuz politik figür -yaşayan ya da vefat etmiş- kim? Gramsci ve İntifada’nın kadınları. Eğer bir yasa geçirebilseydiniz bu ne olurdu? Filistin halkına dönüş hakkı veren bir yasa. |
(TY/TP)
[1] Edward Said, Entelektüel: Sürgün, Marjinal, Yabancı, çev. Tuncay Birkan, Ayrıntı Yayınları, 1995.
* Edward Said'le Yeniden Başlamak: Entelektüel, Sürgün ve Şarkiyatçılık
Editör: Fırat Mollaer
İthaki Yayınları
2021
s. 528