Bu yıl da kadınlar namus/töre bahanesiyle öldürüldü, bu yıl da kadınlar kadın oldukları için şiddete maruz kaldı, yılbaşı kutlamalarında, evde, partide, sokakta, okulda taciz edildi...
Bugünse kadınlar yine meydanlarda olacaklar.
Peki kadın hareketi serüveninde ne gibi kazanımlar oldu? Bu soruyu toplumun değişik kesimlerinden kadınlara "kendi hayatları üzerinden" sorduk.
Kadınlar bu konuda umutsuz olsa da ortaya çıkan sonuç kadın hakları adına farkındalığın yükselmiş olması oldu. Gençler merak edip 8 Mart'a katılmayı planlıyor, yaşça büyük olanlar "Bizim zamanımızda başvuracak kadın derneği azdı" diyor. Başörtüsünü de evlenmeden birlikte yaşamayı da kazanım olarak gören kadınlar var.
"8 Mart'ı adını hatırlayamadığım bir kadın önermiş"
16 yaşındaki lise öğrencisi Sezen İleri: "8 Mart'ı derste işledik. New York'da fabrikada çıkan bir yangında kadınlar ölmüş. Sonra kadınlar eşit haklar talebiyle grev, protesto başlatmış. Ama Dünya Emekçi Kadınlar Gününün olmasını adını hatırlamadığım bir kadın (Clara Zetkin) önermiş. Ben de bu yıl 8 Mart mitingine katılmayı düşünüyorum."
28 yaşındaki Nisa: Başlarını örtmeyi tercih eden kadınların başları açık olanlar gibi okumaya, çalışmaya, yaşamaya hakları var. 'Baş örtüsü kadın hakkıdır' demiyorum, başı örtülü kadınların da aynı haklardan yararlanmaları gerekir" diyorum.
Ev kadını 43 yaşındaki Seher: Valla 10 yıldır yoksulum, değişen bir şey yok hayatımda. Belki bizden geçti ama kızlarım okurlarsa kazanırlar. 8 Mart diyince aklıma bir şey gelmiyor.
"Hukuk adına olumlu değişiklikler var ama zihniyet aynı"
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Kadın Komisyonundan Avukat Çiğdem Hacısoftaoğlu: Hâlâ kadının evlilik içi yükümlülüklerini yerine getirmemesinin boşanma sebebi kabul edilen yasalar varsa da hukuk adına olumlu değişiklikler var ama zihniyet değişmedi. Kadınların kazanımları yasalarla daha çok öne çıkıyor. Bazı mal paylaşımı, aile içi şiddette şikayet aranmaması gibi somut olumlu gelişmeleri kendi adıma görüyorum. Ama yetmiyor."
Avukat Pınar Saraçoğlu: Bir kadın olarak hayatımda olumlu somut bir kazanım olmadı. Değişen tek şey farkındalığımın yükselmiş olması."
Emekli öğretmen Ayşe: Kadın haklarında ilerleme var. Kendi adıma artık bir sorunla karşılaştığımda nereye başvuracağımı, ne yapmam gerektiğini biliyorum. Eskiden bu kadar çok dernek yoktu. Bir Mor Çatı bilinir ama aslında başvurulacak çok yer var. Hani ben de çoğu kadının yaşadığı sorunları yaşamışımdır, başvurmadım bir yere ama çok ciddi bir sıkıntıda yardım istemekte çekinmem.
"Savaşlar sürdükçe kadınlar adına kazanım olamaz"
İnsan hakları savunucusu Eren Keskin: 11 yıldır cinsel şiddet mağduru kadınlara hukuki yardım veriyoruz. Savaşların olduğu her yerde ne insanlar ne kadınlar adına kazanımdan söz etmek mümkün değil. Kadınlar savaşta ganimet olarak görülüyor. Savaşın her iki tarafında da kadınlar var. Türk ya da Kürt fark etmiyor. Savaş acı demek, acının göz yaşının rengi olmaz.
Üniversite öğrencisi Gökçen: Aslında kazanım mı bilmem ama son yıllarda erkekler kadın mücadelesinin güçlendiğini içselleştiriyorlar. Örneğin benden 8 yaş büyük bir ablam var. O benim yaşlarımda aileden daha çok baskı görürmüş. Ben daha rahatım. Ablam üniversiteyi başka bir şehirde okumak için mücadele etmiş. Bense evlenmemek, sevgilimle birlikte yaşamak için babamla tartışıyorum. Bu bir kazanım olabilir mi?
İsmini vermek istemeyen temizlik işçisi bir kadın: Kadınları bir gün hatırlamakla hiçbir şey değişmez. Çocuğum hem okula gidiyor hem mendil satıyor. Eşim iş bulamıyor. Çok zor geçiniyoruz. Kadın hakkı zengine var, yoksula hiçbir hak yok.
Kadınlar günü kutlu olsun. (EZÖ/GG)