Bu sene Mevlit Kandili 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'ne denk geldi ve kandil mesajları ile ilgili ilginç bir haber okuduk ertesi gün gazetelerde.
Trabzon Belediye Belediye Başkan Adayı Dr. Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu 8 bin Trabzonlu'nun cep telefonuna Kandil tebriği mesajı gönderip isminin başına Belediye Başkan Adayı titrini eklemeyince kutlama mesajı aile içi tartışmalara neden oldu.
Bir Belediye Başkan Adayı'nın kişisel ve dolayısı ile özel olan cep telefonu numaralarına ulaşıp mesaj atıyor olması, özel bir bilgi olan cep telefonu numarasına ulaşılabilirliğin kolaylığı,cep telefonuna gün içinde gelen onlarca tanıtım, reklam mesajının can sıkıcılığı bir başka yazı konusu. Eşlerinin telefonuna bir erkek tarafından mesaj geldiğini gören kocalar ve yaşanan tartışmalar ise ciddi bir toplumsal ilişkiler-kadın sorgusu.
Yurdumun mizah sever insanları konu ile ilgili olarak bir çok “şaka ” üretmekte geç kalmadılar. Nedense pek sevildi bu hadise. Ve yine nedense kadınların cep telefonuna gelen mesajı neden kocasının açtığı, sadece kutlama içerikli mesajın kimi ailelerde neden tartışmaya yol açtığı sorgulanmadı pek.
Olaydan bir kaç gün sonra kadın, cep telefonları, aile kavgaları üzerine haddinden fazla latife duymuş halde evime gitmek üzere dolmuşa biniyorum. Hemen önümde ki koltukta oturan iki adam koyu bir sohbete dalıyorlar yüksek sesle, minik ve kalabalık bir dolmuşta olmanın getirisi zoraki kulak misafiri oluyorum ben de diğer yolcular gibi aralarında ki muhabbete.
Genç olan elinde ki gazeteyi gösterip soruyor:
- Ağabey duydun mu haberi? Başlıyor anlatmaya. Bir süre gülüyorlar. Ekliyor genç olan:
- Sen ne yapardın, hani senin hanıma tanımadığın bir adamdan mesaj gelse?
Trabzon Belediye Belediye Başkan Adayı Dr. Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu 8 bin Trabzonlu'nun cep telefonuna Kandil tebriği mesajı gönderip isminin başına Belediye Başkan Adayı titrini eklemeyince kutlama mesajı aile içi tartışmalara neden oldu.
Bir Belediye Başkan Adayı'nın kişisel ve dolayısı ile özel olan cep telefonu numaralarına ulaşıp mesaj atıyor olması, özel bir bilgi olan cep telefonu numarasına ulaşılabilirliğin kolaylığı,cep telefonuna gün içinde gelen onlarca tanıtım, reklam mesajının can sıkıcılığı bir başka yazı konusu. Eşlerinin telefonuna bir erkek tarafından mesaj geldiğini gören kocalar ve yaşanan tartışmalar ise ciddi bir toplumsal ilişkiler-kadın sorgusu.
Yurdumun mizah sever insanları konu ile ilgili olarak bir çok “şaka ” üretmekte geç kalmadılar. Nedense pek sevildi bu hadise. Ve yine nedense kadınların cep telefonuna gelen mesajı neden kocasının açtığı, sadece kutlama içerikli mesajın kimi ailelerde neden tartışmaya yol açtığı sorgulanmadı pek.
Olaydan bir kaç gün sonra kadın, cep telefonları, aile kavgaları üzerine haddinden fazla latife duymuş halde evime gitmek üzere dolmuşa biniyorum. Hemen önümde ki koltukta oturan iki adam koyu bir sohbete dalıyorlar yüksek sesle, minik ve kalabalık bir dolmuşta olmanın getirisi zoraki kulak misafiri oluyorum ben de diğer yolcular gibi aralarında ki muhabbete.
Genç olan elinde ki gazeteyi gösterip soruyor:
- Ağabey duydun mu haberi? Başlıyor anlatmaya. Bir süre gülüyorlar. Ekliyor genç olan:
- Sen ne yapardın, hani senin hanıma tanımadığın bir adamdan mesaj gelse?
Daha bir "erk"ek olanı yanıtlıyor:
- Gelmez benim başıma böyle bir şey, bizim hanımın cep telefonu yok. Yahu hanıma cep telefonu almanın ne lüzumu var? Gerekirse evden arıyorum zaten.
Genç olan hafif büküyor boynunu:
- Benimki çalışıyor ya ağabey, kendi param deyip çıkıyor işin içinden.
Mevzuları çabucak kavrayan, iş bitirici ağabeyimiz bu meseleyi de mutlak çözüme kavuşturuyor hemen:
- Yahu sen dururken ne lüzumu var? Çalıştırmayacaksın kadını!
Gülüyorlar...Dolmuşta ki bir kaç erkek de katılıyor, gülüşüyorlar, kadın yolcular tepkisiz...
- Gelmez benim başıma böyle bir şey, bizim hanımın cep telefonu yok. Yahu hanıma cep telefonu almanın ne lüzumu var? Gerekirse evden arıyorum zaten.
Genç olan hafif büküyor boynunu:
- Benimki çalışıyor ya ağabey, kendi param deyip çıkıyor işin içinden.
Mevzuları çabucak kavrayan, iş bitirici ağabeyimiz bu meseleyi de mutlak çözüme kavuşturuyor hemen:
- Yahu sen dururken ne lüzumu var? Çalıştırmayacaksın kadını!
Gülüyorlar...Dolmuşta ki bir kaç erkek de katılıyor, gülüşüyorlar, kadın yolcular tepkisiz...
Düşüncelere dalıyorum dolmuşun camından akıp giderken sokaklar, arabalar... Ne garip şu Dünya... Bir yanda Vatikan 8 Mart açıklaması yapıyor ve çamaşır makinesinin icadının kadın için devrim niteliğinde olduğundan dem vuruyor, çamaşır yıkamanın kadın görevi olduğunu vaaz ederek. Öbür yanda ise İngiltere ev kadının yılda 80 bin TL'ye tekabül eden iş gücünden bahsediyor, harcanan emeğin karşılığı olmalı diyor. Az ötede kadınlar taşlanıyor. Onun az berisinde kadın ve erkek yolcuların seyahat etmekte olduğu bir dolmuşta “çalıştırmayacaksın” diyor bir erkek, kadının eylemde bulunma halinin bir erkeğin rızasına tabi olduğuna tüm varlığı ile inanarak.
Bir soru geliyor aklıma yanıtını hevesle beklediğim:
Hey Türkiyeli:
Kadının insan olduğunun fark edildiği,
Bir yer var mı bildiğin?(SÖ/EÜ)