Türkiye'nin içine girmiş olduğu değişimden payını alan İzmir'de Ege Üniversitesince düzenlenen 6. Ege Belgesel Film Günleri kaliteli yapımlardan oluşan geniş yelpazesiyle seyircileri doyurdu. En başta artık yüzleşilmesi gereken Kürt realitesi olmak üzere, emek sömürüsü ve işçi cinayetleri, polis şiddeti ve işkencesi, çevre ve kültür katliamı birbirinden değerli tanıklıklarla Sinema Kampus’un perdesine yansırken ifade özgürlüğüne tahammülü olmayan otoriter devlet baskısı sokaklarda her zamanki araçlarla sürüyordu.
EÜ İletişim Fakültesi ve İletişim Çalışmaları Topluluğunun mütevazı ama yetkin organizasyonunda Ermeni komünist Sarkis Çerkezyan'ı anlatan belgesel sayesinde de geçmişin hayaletleriyle yüzleşme şansına bir kez daha nail olduk.
Kürt olmanın ağır bedeli
Hindistan'dan Mezopotamya'ya göç etmiş olan Romanlar'la akraba olduğu söylenen Dom'lar Halil Aygün'ün 6. Documentarist çerçevesinde İstanbul'da da gösterilecek belgeselinde "ötekilere” uygulanan ayrımcılığın âlâsını hissetmemizi sağladılar. Varlığı bir şekilde inkâr edilen ve sadece düğünlerde çalgıcılık yapmak üzere hatırlananlar, Kürdistan coğrafyasının acı manzaralarından birini teşkil ediyor.
Bukên Binxetê (Sınırın Ötesindeki Gelinler) ise Türkiye ile Suriye arasındaki sınır evliliklerine odaklanırken yönetmen Mustafa Uluç kadının bazen “değersiz bir mal gibi” pazarlık konusu yapılabildiğini gözümüze sokuyordu.
Saîre Dersîmî: Sılo Qız’ın (Dersimli Halk Ozanı: Sılo Qız) kahramanı ilerlemiş yaşında muhafaza ettiği sempatik ve samimi tavırlarıyla seyircileri büyüleyen ünlü bir müzisyen. Bülent Boral'ın belgeselinde beş yaşından itibaren çalmayı öğrendiği kemanıyla coğrafyasında yaşanan acıları ve sevinçleri doğaçlamanın gücüyle yansıtan usta, Ferhat Tunç'un bir klibinde de rol almıştı.
Min Rastî Nivîsand-Deftera Lîceyê (Gerçekleri Yazdım-Lice Defteri) adlı belgeseli seyrederken1945 yılından beri tutulan bir günlüğün tanıklığında Diyarbakır yöresinin tarihine göz attık. Yönetmen Ersin Çelik kamerasını 83 yaşındaki Ahmet Tektaş'a yönlendirirken gerçeklerin baskı rejimlerini ne kadar korkutabildiğini de teyit ediyordu.
Ez Firîyam Tu Ma Lı Cıh (Ben Uçtum Sen Kaldın) adlı yapım gerilla babasının izini süren yönetmen Mizgin Müjde Arslan'ın kendi hikâyesi. İstanbul'dan başlayıp Mahmur Mülteci Kampına kadar varan uzun yolculuk Mizgin'in hem kendini hem de aile fertleriyle ilişkisini sorgulamasına sebep olur...
Karanlık yıllar
Geçtiğimiz kış İstanbul'da Documentarist ekibinin düzenlediği Hangi İnsan Hakları? festivalinde ilgiyle karşılanan Faîlî Dewlet (Faili Devlet) adlı etkileyici belgeselde Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı, Tansu Çiller Başbakan, Mehmet Ağar da İçişleri Bakanıyken Cizre'de infaz edilen insanların başına gelenleri, kayıp ailelerinin ve katliamda bilfiil bulunmuş bazı itirafçıların ağzından dinliyoruz. Yönetmen Veysi Altay yanlı enformasyon tekelini yırtarcasına gerçekleri ortalığa saçıyor ve örnekleri medeni ülkelerde görülebilen hesap verme mekanizmalarının Türkiye'de de işlemesi gerektiğini hatırlatıyor.
Aynı devlet erkânının hüküm sürdüğü dönemde bir diğer katliam 24 Eylül 1996 tarihinde, Diyarbakır Cezaevinde gerçekleştiriliyordu. Askerin polis ve gardiyanlarla işbirliği içinde 10 tutukluyu öldürdüğü, 23'ünü ağır yaraladığı insanlık dışı olay devletin kısa bir süre önceki çatışmada verdiği kayıpların intikamı olarak tarihe geçti. Mazgal adlı eserde gördüğümüz kadarıyla çivili kalas, sopa ve coplarla öldüresiye dövülen tutukluların kapatıldığı Amed zindanı o dönem sindirilmiş gibi görünen Kürt hareketinin direnen son kalesi sayıldığından devlet ibret olacak bir hareketin peşindeydi. Tutuklulardan yönetmen Cemil Oğuz İrlanda'yla ilgili Kanlı Pazar filminin bazı hukuki süreçleri tetiklemiş olmasından yola çıkarak belgeseli çektiğini söylerken, bu ve buna benzer vahşet tezahürlerinin cezasız kalmaması için adaletin harekete geçmesini diliyor.
Prömiyeri İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV) 32. İstanbul Film Festivali kapsamında, Suna ve İnan Kıraç Vakfına ait Pera Müzesinde yapılan Bûka Baranê de Ege Belgesel Günlerinde yer alan iddialı yapımlardandı. Hafıza Merkezinden Murat Çelikkan'ın yapımcılığındaki eserin gösterimi sonrasında yönetmen Dilek Gökçin ve yazar İrfan Aktan seyircilerle buluştu. Hakkâri'nin Yüksekova ilçesinin Befircan köyündeki ilkokul öğrencilerinin yıllar içinde hayatlarının nasıl değiştiğini görmek isteyenler 1-6 Haziran tarihleri arasında düzenlenecek 6. İstanbul Belgesel Günleri Documentarist'in programına göz atabilir.
İşkence ve polis şiddeti
Bir zamanlar ekalliyetin tercih ettiği mahalle olup Anadolu'daki ilk banliyö hattının 1865'te açıldığı Bornova'ya artık hızlı ve etkili bir metro hattı sayesinde kolaylıkla ulaşılıyor. Üniversite kampusunda seyrettiğim ve Türkiye'nin en saygın belgesel platformu konumundaki Documentarist'te gösterilecek bir diğer eser de Cenk Örtülü ve Zeynel Koç'un yönettiği İşkenceyi Gördük. İşkence mağdurlarının katıldığı sinema atölyesinde mağdurlar şahsi anlatım dillerini kullanarak kendi filmlerini çekiyor ve bu onur kırıcı icraatın yeryüzünden silinmesi için mücadeleye devam etmemiz gerektiğini hatırlatıyor.
Eylem Şen'in Metropolis adlı yapımı ise şiddet dozu resmen artmakta olan güvenlik politikalarını sorgularken konu yargı, siyaset ve polis bürokrasisi üzerinden masaya yatırılıyor. 6 Kasım 2012 tarihinde Ege Üniversitesi kampusundaki YÖK karşıtı eyleme yönelik polis şiddeti, akabindeki polis baskısı, Eğitim-Sen 3 Nolu Şube'nin eylem görüntüleri de belgeselde yer alıyor.
Yapımın gösterildiği 15 Mayıs 2013 Çarşamba'nın ertesi günü de zaten Reyhanlı saldırısını İzmir'de protesto edenlere biber gazıyla saldırıldı. Öğrenci Kolektifleri ve Gençlik Muhalefeti'nden öğrenciler yürüyüş yapmak isterken polis şiddete başvurmuş ve 29 kişi gözaltına alınmıştı.
Çevreye saygı
Yönetmenliğini Todd Southgate'in yaptığı Damocracy adlı belgesel medeniyetler beşiği olan Mezopotamya ve gezegenimizin akciğeri sayılan Amazon'a bir an önce yardım elini uzatmamız gerektiğini aynı kaderi paylaşan coğrafyalar ve toplumlar üzerinden hatırlatıyor. Ilısu barajının çevreye ve Hasankeyf kültür mirasına verdiği zararın Türkiye'nin dünya çapında rezil olmasına yol açması bir yana, bölgede asırlardır yaşayan halkın mağdur edilmesi Kürt açılımından önceki yıkım politikasının bir kalıntısı mı?
Zamanında topraklarından sökülüp kamplarda yaşamaya zorlanan Xingu yerlilerinin tepkisine sebep olan Belo Monte baraj projesi de ümit verici değişimlerle gönlümüzde taht kuran Güney Amerika rejimlerinden Brezilya'ya kara bir leke sürerken Dilma Rousseff'in gözümüzden düşmesine sebep oluyor.
Doğaya reva görülmeyen saygının sonuçlarına fazlasıyla katlanmaya mecbur kaldığımız son zamanlarda iktidara sırtını dayayarak yoluna hırsla devam edenleri ancak acilen örgütlenerek durdurabiliriz mesajı belgesele hâkimdi.
Dünyayı Kurtarmaya Çalışanlar'da ise tohum, tarım ve biyoçeşitlilik gibi konulara eğilen üç kişiyi hayranlıkla seyrederken Anadolu toprağının eski zenginlik ve tatlarına adeta nostaljiyle bakıyoruz. Yönetmen Akile Nazlı Kaya lezzeti kalmamış domateslerden epey etkilenmiş olsa gerek, her şeye rağmen iyimserliği elden bırakmayan yapımda, polardan imal edilmiş maskot domatesler Ege'nin yeşil tepelerinin, Seferihisar sırtlarının dekorunda Muppet Show kuklaları misali seyircileri tebessüm ettiriyordu.
İzmir Fuarının yeşil alan olarak değerlendirilmesi de en büyük ümidimiz; Batıdaki çoğu şehrin medeni sosyalizasyon alanlarında görüldüğü üzere, fuar alanının nefes alıp vermeye devam etmesi şart!
Emek sömürüsü ve işçi cinayetleri
Adana'nın Karataş civarındaki mevsimlik tarım işçilerinin eğreti yaşamlarından bir kesit Zahide, Tahir, Hanım ve Diğerleri adlı belgeselde sunuldu. Gül Büyükbeşe Muyan'ın hassasiyetle yönettiği yapım erken yaşta okuldan alınmış Zahide'nin kendini hapisteki kadar çıkmazda hissetmesine odaklanıyor. Köyde karnını doyuramayıp çadır kentlere göç eden Zahir ve köyünü yangın sonucunda terk etmek zorunda kalan yaşlı Hanım da aynı çadır kentler aracılığıyla köleleştirilmiş iş gücünün ve savrulmuş hayatların acı bir portresini çiziyor.
Ayten Başer Davutpaşanın Külleri'yle Türkiye'de bile bile ölüme yollanan işçilerin durumunu bir kez daha teşhir ederken Davutpaşa'da hayatını kaybedenlerin aileleri tarafından dirayetle sürdürülen hukuk mücadelesine destek veriyor. Sorumluların yargılanmasını talep eden mağdur yakınları yıllardır Taksim'de her hafta eylem yaptıkları gibi Bursa Kemalpaşa, OSTİM ve Zonguldak'ta ölen işçilerin aileleriyle de dayanışma içindeler; insana ve emeğine zerre kadar önem verilmeyen ülkede herkesin örgütlenmesi gerektiğinin altını çiziyorlar.
Tarihle yüzleşmek
Alevi olmanın bile "ötekileştirme” için yeterli olduğu bir memlekette, hem Ermeni hem de komünist olmak katmanlı azınlık hali diyebileceğimiz en ağır durumlardan olsa gerek. Oysa ebeveyni tehcire tabi tutulmuş, askerliğini Amele Taburunda yapmış, Varlık Vergisi hukuksuzluğunu, 6-7 Eylül rezaletini, Yunan uyrukluların '64 sürgününü ayrıntılarıyla hatırlayan marangoz Sarkis Çerkezyan 94 senelik ömrünün sonuna kadar parlak zekâsını ve berrak bakış açısını yitirmemiş. "Her şey değişti ama iktidardaki İttihatçi kafa hiç değişmedi" diyen muzip ustaya hak vermemek mümkün mü?
Deniz Koçak'ın yönettiği ve kahramanını layıkıyla betimleyen Yaşam Marangozu isimli belgesel, bir zamanlar yoldaşlarının bile milliyetçi söylemlerini idrak etmelerini sağlayan Çerkezyan'ı hepimize sevdirip karşısında saygıyla eğilmemize sebep oluyor. Sarkis Usta filizlenen her türlü solcu hareketin faşist dürtülerle yok edildiği yurdumuzda komünist idealleri insan haklarıyla harmanlayarak sonuna kadar savundu. Türkiye Cumhuriyetinin muhafaza edemediği İstanbullu adabını Kumkapı jargonuyla birleştiren Çerkezyan'ın damıtılmış bilgelik aurası hayranlık uyandırıyor; insan devletlerin birer iç mihrak olarak en çok da azınlıklarından korkmasında onların objektif bakış açılarının payı yüksek herhalde diye düşünmeden de edemiyor.
Umudumuz, memleketteki muhafazakârlara göre kendini azınlıkta hissetmeye başlayan, Akdeniz'de artık esamisi okunmayan son kozmopolit merkezlerden olmanın avantajıyla İzmir'in de parlak bir mücadele örneği sergilemesi, örnekte görüldüğü üzere üniversite misali bilim yuvalarının da itici gücü benliklerinde barındırmaya devam etmeleri… (MT/AS)