Fotoğraftaki asker İspanya İç Savaşı'nda faşistlere karşı savaşıp ölen bir Amerikalı. İspanya hükümeti bu askerin kimliğini tespit etmeye çalışıyor. Hükümet yetkilileri bu askerin kim olduğunu ortaya çıkartabilirlerse, fotoğrafını gelecek sene İspanya'yı ziyaret edecek olan Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Barack Obama'ya hediye edecekler.
Bu siyah beyaz fotoğraf çekildiğinde yıl 1937, aylardan şubattı. İspanya'da cumhuriyetçilerle faşistler arasında bir savaş çoktan patlak vermiş, dünyanın dört bir yanından gönüllüler Uluslararası Tugaylar altında faşistlere karşı çarpışmak için ülkeye akın etmeye başlamıştı. Barcelona'ya o gün ayak basanlar arasında Amerikalı gönüllüler de vardı. Abraham Lincoln Tugayı'na "teslim olmadan" önce kentin sokaklarında bir geçit gösterisi yaptılar. Koca bir okyanus aşıp gelen bu askerleri çevredekiler sevinç ve heyecanla karşıladı. Karşılayanlar arasında cumhuriyetçi fotoğrafçı Agusti Centelles de vardı.
Yıllar sonra üne kavuşacak olan bu fotoğrafçı o gün sekiz dokuz kere deklanşöre bastı. Kameranın objektifine Abraham Lincoln Tugayı'nın 90'dan fazla Afrikalı Amerikalı üyesinden biri olan bu sert bakışlı asker de takıldı. Bu fotoğraf çekildikten beş ay sonra Brunete çarpışmasında hayata gözlerini yumacaktı. Tıpkı adı bilinmeden ölüp giden binlerce Cumhuriyetçi gibi... Ancak İspanya'da son dönemde başlatılan bir çalışma onu yeniden gündeme getirdi.
İspanya'da hükümet 2007 yılında Tarihi Bellek Yasası'nı kabul etti. Bu yasa kapsamında İç Savaşta faşistlere karşı savaşarak ölen ancak mezarlarının yerleri bilinmeyen meçhul askerlerin kimlik tespiti çalışmalarına başlandı. Bunun üzerine Agusti Centelles'in oğlu Sergi bu çalışmalara katkı olsun diye babasının çektiği fotoğrafları hükümete verdi. Hükümet eline geçen fotoğraflardan özellikle bu askere ait olan fotoğrafı önemsedi. Yetkililer "iki ülke arasındaki dostluğa hizmet etsin" diye askerin hayat öyküsünü ortaya çıkarmak ve fotoğrafını Barack Obama'ya hediye etmek istedi. New York'taki Abraham Lincoln Tugayı Derneği ve New York Üniversitesi Tamiment Kütüphanesi'ndeki arşivler tarandı. Yapılan araştırmalarda şimdilik iki isim üzerinde duruluyor. Bu isimlerden ilki Milton Herndon. Milton Herndon, 1932 yılında Atlanta'da siyah sanayi işçilerini örgütlediği için "ayaklanmaya teşvik" suçundan tutuklanan Angelo Braxton Herndon'un kardeşi. İkinci isim ise pilot Paul Williams.
Fotoğrafı kamuoyuyla paylaşan Sergi Centelles bu asker hakkında şunları söylüyor: "İç Savaşta Afrikalı Amerikalı gönüllülerin olduğunu biliyoruz ve bunlar evlerine döndüklerinde komünist oldukları için kötü muamelelere maruz kaldılar. Aklımızda dört beş isim var ama ailesini henüz bulamadık."
Centelles'in fotoğrafları
Fotoğrafı çeken Agusti Centelles'in hikayesi de bir hayli ilginç. Gerek 30'larda gerekse de İspanya İç Savaşı sırasında yaklaşık 7 bin fotoğraf çeken Centelles, üstteki fotoğraf da dahil olmak üzere bu fotoğrafların negatiflerini bir bavulda saklıyordu. Fotoğrafçı, bu bavulu hep yanında taşıyor, faşistlerin eline geçmemesi için yanından ayırmıyordu. İç Savaş faşistlerin zaferiyle sonuçlanınca Centelles birçok Cumhuriyetçi gibi Fransa'ya iltica etti. Kaldığı mülteci kampında bile bavulunu yanından ayırmadı, uyuduğu zaman başının altına yastık yaptı.
Aynı kampta kalan bir Fransız aile ile birlikte güneydeki Carcassonne kentine taşındı. Ancak burada da huzur bulamadı, çünkü İkinci Dünya Savaşı çoktan patlak vermişti. Naziler Fransa'yı işgal ederken Centelles de Fransız direnişçileriyle temas kurdu. Nazi kuvvetleri Centelles'in direnişçilere sahte pasaport yapmaları için fotoğraf çektiğini öğrendi ve adı Gestapo'nun arananlar listesine geçti. Bunun üzerine Centelles, Pirene dağları üzerinden geçerek tekrar soluğu ülkesinde aldı. Fransa'yı terk etmeden önce negatiflerle dolu bavulunu yanlarında kaldığı Fransız aileye bıraktı ve bu bavulu kendisinden başka kimseye vermemelerini tembihledi. Her yılbaşında aileye hediyeler göndererek hayatta olduğunu belli etti. Aile de vefalı çıktı. Bavulu sakladılar. Centelles 1962 yılında bavulunu almak üzere tekrar Fransa'ya gitmeye niyetlendi ancak faşist General Francisco Franco hükümeti kendisine pasaport vermedi. Franco'nun ölmesini beklemek gerekecekti. 1976 yılında faşist general öldükten bir yıl sonra gidip bavulunu aldı ve böylece fotoğraflarına kavuştu. Bunlar arasında yazar George Orwell'ın uluslararası gönüllülerle birlikte çekilmiş bir fotoğrafı da vardı. Bu fotoğraflar ortaya çıkınca fotoğraf dünyası Centelles'in ismiyle tanıştı.
İspanya iç savaşında siyahlar
Fotoğraftaki askerin de içinde yer aldığı Abraham Lincoln Tugayı İspanya İç Savaşı'na katılmak için Amerikan gönüllülerin oluşturduğu iki tugaydan biridir. Diğeri de George Washington Tugayı'dır. Lincoln Tugayı 1936 yılında Amerikan Komünist Partisi, çeşitli sosyalist ve anarşist örgütlenmeler, Dünyanın Sanayi İşçileri adlı uluslararası sendika tarafından oluşturuldu. Savaş boyunca 3 binden fazla gönüllü bu tugayda yer alarak faşistlere karşı çarpıştı ve bunların üçte birinden fazlası bu savaşta hayatını kaybetti.
Abraham Lincoln Tugayı resmi olmasa da, Batı dünyasında siyahların ve beyazların birlikte yer aldıkları ilk ordu birliğiydi. Bununla birlikte bu tugayın komutanlığını yine siyahî bir asker, Oliver Law yapmıştı. Denilebilir ki Oliver Law tarihte beyaz askerlere kumanda eden ilk siyah askerdi.
Fotoğraftaki asker Brunete cephesinde Oliver Law komutası altında çarpıştı belki de onun yanında hayatını kaybetti. Onun hayat hikayesini henüz bilmiyoruz ancak Oliver Law'un hayat hikayesinden yola çıkarak bu askerin başından geçenleri tahmin etmek zor değil.
Oliver Law
Oliver Law 9 Temmuz 1899 tarihinde Texas'ta dünyaya geldi. 1919-1925 yılları arasında altı yıl ABD ordusunda görev yaptı. Çok yetenekli bir asker olmasına karşın orduda Afrikalı Amerikalıların üst kademelerde yer almasına izin verilmediği için terfi edemedi. Bunun üzerine kırgın bir şekilde Indiana eyaletine taşındı ve bir çimento fabrikasında çalışmaya başladı. Orada dikiş tutturamayınca Chicago'ya taşınarak taksi şoförlüğüne başladı. Tersanelerde çalıştığı sırada Uluslararası Dok İşçileri Birliği'ne katıldı. 1929 ekonomik buhranı gelip çatınca işsizlerin saflarına geçti. 1932 yılında Amerikan Komünist Partisi'ne üye olan Law kısa sürede katıldığı siyasal faaliyetlerde sivrildi. O dönem sendikacılar, komünistler ve anarşistler için özel olarak teşkilatlandırılmış olan Chicago Polisi Kızıl Takımı (bugünkü Terörle Mücadele diyelim) tarafından sık sık takip edildi ve bir seferinde çok kötü dövüldü. İşçi haklarının tutkulu bir savunucusu olan Oliver Law, Ağustos 1935'te Habeşistan'daki İtalyan işgalinin protesto etmek için bir mitingin örgütlenmesini sağladı. Bu gösteride kitleye dönük yaptığı konuşmadan ötürü tutuklandı.
Oliver Law 7 Ocak 1937 tarihinde üyesi olduğu Amerikan Komünist Partisi militanlarının da içinde yer aldığı Abraham Lincoln Tugayları saflarında çarpışmak üzere pasaportunu alıp Fransa üzerinden İspanya'ya gitti. İspanya'da cumhuriyetçiler için Law'un liderlik nitelikleri ve sahip olduğu askerlik tecrübesi bulunmaz nimetti. Önce bir mitralyöz birliğinde bölük komutanı oldu. Kumanda ettiği askerler arasında sessiz, ciddi, saygılı ve cesaretlendirici bir kumandan olarak tanındı ve sevildi. Law 27 Şubat 1937 tarihinde Jarama Vadisinde gerçekleşen ünlü savaşta yer aldı. Bu savaş Marksist yazar Christopher Caudwell'in de düştüğü savaştır. Oliver Law'un Jarama Savaşı'ndan sonra komutasındaki askerlere şu sözleri söylediği iddia edilir: "Buraya faşistleri yok etmek için geldik. Bu görevi yaparken bazılarımız ölmek zorunda. Ama İspanya'da verdiğimiz bu savaşla belki de Amerika Birleşik Devletleri'nde faşizmi de durdurmuş olacağız."
Law, savaşta gösterdiği cesaretten ötürü bölük komutanı olarak terfi etti, Jarama cephesinde süren siper savaşı boyunca çeşitli terfiler almaya devam etti ve önce ikinci tabur komutanı, ardından yüzbaşı oldu. 6 Temmuz 1937'de Cumhuriyetçilerin 80 bin kişilik ordusu Madrid'i kurtarmak için bir saldırı başlattı. Madrid'in batı cephesindeki Brunete yakınlarında faşistlerle karşı karşıya geldiler. Kavurucu İspanyol sıcağında Uluslararası Tugaylar büyük kayıplar verdi. Oliver Law Mosquito Bayırı'nda bir saldırıyı yönettiği sırada düştü. Birliğin ulağı Harry Fisher kendisi hakkında şöyle demişti: "En üst kademedeki adam oydu. Göğsüne bir faşist kurşunu alıp öldüğünde en üst pozisyondaydı."(EC/EÜ)