Neşeli neşeli ıslık çalarak, ellerim cebimde yürürken unutulan ve geçip giden 20 Kasım 2009 tarihinden söz edelim...
20 Kasım 1989 tarihinde Çocuk Hakları Sözleşmesi kabul edildi.
İki saniyede bir çocuk ölüyor dünyada ama kimin umurunda!
Bu Sözleşme kendisinden önce oluşturulan diğer bildiri ve sözleşmelerin evrimidir. En önemlilerinden ilki seksen beş yıl önce yazılmış olan Milletler Cemiyetinin 26 Eylül 1924 tarihli "Çocuk Hakları Cenevre Bildirisi"dir. Birleşmiş Milletler 20 Kasım 1959 tarih ve 1386 (XIV) sayılı kararı ile Çocuk Hakları Bildirisi'ni kabul etti. Başlangıç bölümünde 1924 tarihli Cenevre Bildirisine ve 10 Aralık 1948 tarihli Evrensel İnsan Hakları Bildirisi'ne atıf yapılan ve on ilkeden oluşan bu belgede, çocuğun Bildirge'de düzenlenen bütün haklardan hiçbir "farklılık gözetilmeksizin ve ayrımcılık yapılmaksızın" yararlanması kuralı birinci ilke olarak yer almıştır. (Gemalmaz, Semih. Ulusalüstü İnsan Hakları Hukukunun Genel Teorisine Giriş 6. Bası. Legal. İstanbul. Sayfa 592 ve sonrası) Daha sonra Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989 tarih ve 44/25 sayılı kararla kabul edilerek, imza onay ve katılıma açılmış olan Çocuk Hakları Sözleşmesi 2 Eylül 1990 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
İki saniyede bir çocuk ölüyor dünyada ama kimin umurunda!
Türkiye, Sözleşmeyi yürürlüğe girdiği tarihten sonra 14 Eylül 1990 tarihinde imzalamıştır. 9 Aralık 1994 tarih ve 4058 sayılı "Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun"u çıkarmıştır. (RG.11.12.1994 s. 22138). Daha sonra Bakanlar Kurulunun 23.12.1994 tarih ve 94/6423 sayılı kararı ile Sözleşmenin çekinceyle onaylanması kabul edilmiştir. (27.01.1995 tarihli ve 22184 sayılı RG) Türkiye onay belgesini 4.4.1995 tarihinde depo etmiş ve bu Sözleşme Türkiye bakımından 4 Mayıs 1995 tarihinden itibaren yürürlük kazanmıştır. (Gemalmaz.age. sy 598)
Dünyada 1 milyar 100 milyon sağlıklı beslenemeyen çocuk var. Evsiz sayısı 760 milyon... Hiç okula gitmemiş 170 milyon çocuk yanında, annesiz, babasız olan çocuk sayısı bilinmiyor. Yoksulluk sınırının altında 380 milyon çocuk yaşıyor ve 6 milyon çocuk sokakta. Bunlar 20 Kasım 2009 günü "ıslık çalan çocukların mektubu"nda yazılı...
İki saniyede bir çocuk ölüyor dünyada ama kimin umurunda!
17 Kasım'da Roma'da yapılan "Dünya Gıda Güvenliği Zirvesi"ne dünyanın en zengin ülkeleri sayılan G-8'lerden hiçbirisi katılmadığı gibi, Türkiye'nin içinde bulunduğu G-20'ler de toplantıda yoktu. Ama dünya kaynaklarını tüketen ve kendine mal edinerek zenginleşen ülkeler insanlığın açlığına, açlıktan insanların ve çocukların ölmesine aldırmıyorlar...(21.11.2009 Dünya Gıda Günü Zirvesi Ardından. Sadık Çelik Cumhuriyet)
Birleşmiş Milletlerin 1946 yılından beri uzman kuruluşu olan ve merkezi Roma'da bulunan Gıda ve Tarım Örgütü (Food and Agriculture Organisation, FAO) dünyada açlığı yok etmek ve beslenme şartlarını iyileştirmek amacıyla 1943'te kurulmuştur. Zirvede FAO'nun yıllık raporu bir kez daha vurgulanmış. Rapora göre; Asya ve Pasifik'te yaklaşık 642 milyon, Güney Afrika'da 265 milyon, Latin Amerika ve Karayipler'de 53 milyon insan açlıktan ölmemek için yaşamaya çalışıyor. Doğu ve Kuzey Afrika'da 42 milyon insan aç... Gelişmiş ülkelerde ise, 15 milyon insan açlık sınırında yaşıyor. Aç çocuk sayısı ise 40 milyon. Günde 30 bin çocuk açlıktan ölüyor...
Dünyada tam bir milyar insan açlık yüzünden ölümle burun buruna. Zirvenin yapıldığı gün dünyada 17 bin çocuğun öleceği açıklandı.
İki saniyede bir çocuk ölüyor dünyada ama kimin umurunda!
Dünya Çocuk Günü'nde Çocuk Vakfı, dünya çocuklarının sorunlarına dikkat çekmek için bir çocuk mektubu yayınladı ve 20 Kasım 2009 günü 24 saat boyunca dünya ile dalga geçmek için "Islık Çalma" çağrısı yaptı.
İşte dünya ile ıslık çalarak dalga geçen çocukların mektubunun bazı bölümleri...
"Lütfen bizi dinler misiniz? Bana annem hiç ninni söylemeden büyüdüm. Annem çalıştığı için okula da gidemedim, kardeşlerime baktım evde. Anlayacağınız, benim gibi binlerce abla, annelik yapıyor kardeşlerine. Babamın hiç bir güvencesi olmadan çalışıyor, çalışıyor. Komşumuzun evinde hiç eksik olmuyor ağlayan çocuk sesleri. En çok duyduğum üç kelime: Kulağımı çekme baba! . Türkiye'nin Malatya şehrinde bir çocuğun yanağına tokat atmıştı bakıcısı. O tokat bütün çocuklara atıldı diyenlerin seslerini de duyan olmadı. Hani dünya küçülmüştü? (...)
İki saniyede bir çocuk ölüyor dünyada ama kimin umurunda!
Bana birinin anlatmasını istiyorum: Bu dünyada doğru hangisi, yanlış hangisi?
Anlayamadığım bir şey daha var: Dünya bu kadar eğlenceli bir yer mi? Havai fişeklerin parıltısı gökyüzünün anlamını öğrenmemi engellemekle kalmıyor, yoksulların ekmeğiyle eğleniyor dünyalılar. (...)
Dahası da var: Bakalım 20 Kasım Dünya Çocuk Günü'nde ne yazacak gazeteler? Televizyonlarda hangi çocuk haberleri duyurulacak? Arkadaşlar, tamam anladık, değişen bir şey olmayacak. En iyisi 20 Kasım'da kardeşlerimiz için 24 saat ıslık çalarak dünyayla dalga geçelim. Nefeslerimizi tutalım ve Cuma sabahı ıslıklarımızla dünyayı uyandıralım bu bitmeyecek uykusundan. Aramıza, çocuk safında durmayı bilen büyükler de katılabilir. Ama hiç bir ünlü uğramasın yanımıza. Evlerinde ıslık çalmalarına ise engel yok. Hey, DÜNYA, hazır mısın ıslıklarımızı dinlemeye !"
Dünya ile hiç olmasa bile yılda bir gün, 24 saat ıslık çalarak dalga geçen çocuklar...
Neşeli neşeli ıslık çalarak ellerim cebimde yürürken birden durdum. 20 Kasım 2009 tarihinde çocuklar için ne yazdım diye sordum kendime... Hiçbir şey... Hemen ıslık çalmayı kestim. 20 Kasım Dünya Çocuk Günü'nde çocukların ıslıklarını bile duymamışım...Geçmiş, gitmiş bir gün. Bir daha evde bile, asla ıslık çalmayacağım...Ya da tam tersi; artık ıslık çaldıkça çocuklar aklıma gelecek
Çünkü iki saniyede bir çocuk...(Fİ/EÜ)