Bajar grubunun üç yıl evvel yayınladıkları Nebze (Yaklaş) albümlerinin bizde bıraktığı tortu hala duruyor.
Kentin içinde kentli ya da kentli olmayan herkese bir davet niteliğindeki bu ilk albüm bize çok mühim mesajlar veriyordu, en önemlisi yanyana yaşayan ve birbirini tanımayan bu coğrafya insanlarına. Şimdi o mesajı verdiği insanlara B'xêr Hatî (Hoşgeldin) diyorlar.
Kürtçe rock yapan ama yaptıkları müzikle herkese ulaşmaya çalışan Bajar'ın ilk albümünün hikayesi 90'lı yıllarda İstanbul'a göçmeye başlayan Kürtlerin müzikal serüveninin izdüşümünü göstermeye dayanıyordu.
Grup zaten yakaladıkları sound'a paralel olarak, Kürtlerin dengbej geleneğiyle rap, funk, elektronik ve gelenekseli harmanlıyor.
Vedat Yıldırım ve Burak Korucu'nun vokallerde yer aldığı Bajar'da, gitarda Cansun Küçüktürk, bas gitarda Ari Hergel, klavyede Ferhat Güneş, davulda ise Erdem Göymen kendini gösteriyor.
Coşku ve hüzün
Vedat Yıldırım'ın özellikle Kardeş Türküler geleneğinden gelen çokdillilik ve çokkültürlülük deneyimi ile grubun diğer müzisyenlerinin yetenekleri birleşince ortaya bir füzyon çıkmış, zaman zaman insanı neşelendiren, bazen hüzünlendiren ama illa ki düşündüren bir altyapı ortaya çıkmış.
Bajar projesinin amacı da insanları bu ellerde yaşanan olaylara bir nebze olsun dikkat çekmek, eleştirel bir pencereden bakılmasını sağlamak neticede. Bunu da gayet iyi yaptıklarını düşünüyorum, temas ettikleri insanlara sorunca.
Albümde 13 eser yer alıyor. Sözü ve bestesi Vedat Yıldırım'a ait Dervişin Heybesi, Betbeyaz, Son Göç, müziklerini Cansun Küçüktürk'le birlikte kotardıkları Hoşgeldin ile albümün müzikal seyrine dair sağlam ipuçlarını görmüş oluyorsunuz.
Beşinci şarkı ise bu ülkenin utanç sayfalarından birine ait, sene-i devriyesine yaklaştığımız Roboski katliamına dair Sezai Sarıoğlu'nun 34 adet şiirinden bestelenen şarkı bu acıyı bir kez daha hatırlatıyor: "Kaçak çayla sarhoşum, beyaz kar koca bir kefen, sarıyor yanmış bedenini, evet orada, kızıl kar eriyor..."
İki ustaya selam
Albümün diğer öne çıkan şarkılarından biri de Yaşamak İsyandır.
"İsyandır dağlarda, zindanlarda direniş, gençlerin sesleri yankılanıyor, isyan et, diren, yaşamak isyandır, yaşamak direnmektir."
Sözü ve bestesi Şiwan Perwer'e ait ve onun sesinden dinlediğimiz bu türkü Bajar'ın dilinde de başka oluyor, dokunuyor.
Ve Ahmet Kaya, yine bir haksız kayıp, yine bir büyük usta, Bajar'la sesini bir kez daha dokunduruyor kalbimize; Yalan da Olsa: " Yalan da olsa mutluyum ya, bu da bana yetiyor..."
Sonra Uğur Kaymaz'ı, Ceylan Önkol'u, Serap Eser'i selamlıyoruz albüm sayfalarında, kayıpları, erkenden yitip gidenleri... İsyan etmeye takatimiz kalmamış ama... Sesimizi yükselterek Bajar türkülerine eşlik edebiliriz belki.
Sezai Sarıoğlu'ya bu kez Fırtına'ya dalıyoruz: "Mecburiyet caddemizdi, devlet renkli koridorlar, sınıflar bize dar gelirdi, müfredatlar ve kitaplar..."
Ve her yer Dersim, Festus Okey, kayıplar, telafisi mümkün olmayan insan yokoluşları, haksızlıklar, allahsızlıklar, manzarasızlıklar... Yalan da olsa avunuyoruz işte hayata karşı, elimizden geldiğini esirgediğimiz için belki de şarkılara sığınıyoruz yine... Hoşgeldin Bajar. (UB/YY)
* Bajar/ Hoşgeldin/ B'xêr Hatî/Kalan