Pınar Öğünç Hocalı Katliamının 20. yıldönümünün Taksim'deki malum "anmasının" ardından yazdığı yazıda, 26 Şubat'ı bir kenara yazalım diyordu. Evet, bence de bir kenara yazmalı.
Dün Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde yaşanan olayları da bir kenara yazmalı ama... Çünkü Taksim'de yaşanan "anmanın" ve İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in yaptığı konuşmanın bir eseridir dün Siyasal Bilimler Fakültesi'nde (SBF) yaşananlar.
Şahin'in "Terörü besleyen arka bahçe var, propaganda var. Terörü masum ve haklı gösterme gayreti var. Resim yaparak tuvaline yansıtıyor. Hızını alamıyor. Görev alan askeri, polisi doğrudan çalışmasına, sanatına konu yaparak demoralize ediyor" sözünü hatırlayın önce. Ardından Ankara'da gözaltına alınan şair ve fotoğrafçı Mehmet Özer ile İstanbul'da gözaltına alınan yönetmen Mizgin Aslan gelsin aklınıza.
Sonra Şahin'in Hocalı Katliamı "anmasında" yaptığı şu açıklamayı hatırlayın:
"Cephedeki düşmanına su ikram etme erdemine gösteren sadece Türk askeri ve milletidir. Türk milletinin yüreği ve gönlü sevgi doludur, ama yüreği bir olan Türk milletinin aynı zamanda gerektiğinde yumruğu birdir... İnancımız, kültürümüz, yolumuz, aşkımız ve sevdamız bir. Azerbaycan'da akıtılan kan bizim kanımızdır."
Salı günü Hacettepe'de dün SBF'de yaşanan olaylar bu açıklamanın eseridir bir nevi. Kendinizi dün SBF öğrencilerine saldıran Azeri öğrencilerin yerine koyun. "Hepimiz Türk'üz", "Ermeni piçleri, yıldıramaz bizleri" sloganlarını attığınızı düşünün. Rahatça atmaz mısınız sahiden? Arkamda "İçişleri Bakanı" var nasıl olsa diye düşünmez misiniz? Düşünürsünüz, çünkü o sloganların aynıları İçişleri Bakan'ın yanında da atılmamış mıydı?
Sonra bu rahatlıkla hızınızı alamayıp "1 Mart'da Türkiyə vaxtı ilə saat 12-də Ankara Üniversitesi'nin Siyasal Fakultəsi önünə güclü heyətlə yığılacağıq və olanları protesto edəcəyik" diye uzunca bir metni internette dolaştırmaz mısınız?
Hacettepe yönetimi Hocalı Katliamını anacağını söyleyip daha sonra ırkçı söylemlerde bulunan öğrencilere, tepki gösteren öğrenciler hakkında soruşturma açacağını bildirmiş. Büyük ihtimalle SBF yönetimi de bir soruşturma açarsa aynı tavrı sergileyecektir.
Irkçı olduğu açık sloganlar atacaksınız, taşla, sopayla saldıracaksınız, küfürler edeceksiniz, sonra ne gözaltına alınacaksınız, ne de üniversite yönetimi hakkınızda bir soruşturma açacak. Hatta belki kahraman bile ilan edileceksiniz. Ne "parıltılı" bir dünya değil mi sahiden? Kim bilir belki de bu parıltı gözlerini alıyordur ve insanlığı görmüyorlardır... (SK/HK)
Hacettepe ve SBF, Sırada Neresi Var?
Salı günü Hacettepe'de dün SBF'de yaşanan olaylar bu açıklamanın eseridir. Kendinizi dün SBF öğrencilerine saldıranların yerine koyun. Rahatça atmaz mısınız o sloganları sahiden? Arkamda "İçişleri Bakanı" var nasıl olsa diye düşünmez misiniz?
ilgili haberler
Hak odaklı, çok sesli, bağımsız gazeteciliği güçlendirmek için bianet desteğinizi bekliyor.
ilgili haberler
diğer yazıları
Barış Ünlü: 14 Mayıs Seçimleri liberal demokrasinin ölümünü sembolize ediyor
25 Haziran 2023
Viyana 27. Onur Yürüyüşü: Birlikte güçleniyoruz
18 Haziran 2023
VİYANA PARLAMENTOSU MİLLETVEKİLİ
Siyasetçi Aslan: Erdoğan'ın seçilmesi Türkiye'nin AB üyeliğini imkânsız hale getirdi
10 Haziran 2023
Seçimi “AKP’nin küçülme stratejisi” mi etkiledi?
23 Mayıs 2023
SERHAT KORKMAZ YAZDI
23 Nisan: Neşeyle Dolmuyor İnsan!
23 Nisan 2015