Fotoğraf: csgorselarsiv.org
Türkiye uzun zamandır, Gazeteci Timur Soykan’ın ortaya çıkardığı Hiranur Vakfı’ndaki sistematik çocuk istismarı davasını konuşuyor.
TIKLAYIN-Bakanlık tarikattaki çocuk istismarı davasına müdahil oldu
TIKLAYIN-İBB Hiranur Vakfı'nın binasını mühürledi
Altı yaşındayken ebeveynlerinin zorla evlendirdiği H.G.K., yetişkin bir kadın olarak bugün hakkını arıyor.
Sevgili H.G.K., senin cesaretine hayran kalan binlerce insanız ve 30 Ocak Pazartesi günü Anadolu Adliyesi’ndeki davanda kadınlar da olacak. Dava hepimiz açısından önemli.
Yargı açısından da bir sınav.
Yargı, kadının beyanı ile birlikte ortaya koyduğu kanıtları mı dikkate alacak, yoksa cemaat baskısı ile davayı sürüncemede mi bırakacak?
Endişemiz: Cezasızlık
Böylesi davalarda, cezasızlık meselesi, hemen herkesin aklına ilk gelenlerden. Türkiye'de yaşayan büyük bir kesim bu davada da “ya faillere ceza çıkmazsa” endişesi taşıyor.
Öyle bir endişeki ana muhalefet partisi CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu Adalet Bakanlığı önüne yürütüyor.
Elbette çocuk istismarı ve erkek şiddeti siyasi partilerin ötesinde bir mesele. “Bu siyasi partide olmaz”, “Bu partide mutlaka olur” demek yanlış, erkek şiddetinin boyutları sınırsız, her yerde aklınıza hiç gelmeyecek her ortamda olabilir.
Olmaması için yükseliyor işte tüm bu adalet çağrıları ve cezasızlık endişeleri.
Cezasızlık endişelerinin bir nedeni de erkek şiddeti davalarıyla birlikte ülkede hemen herkesimden gelen adalet çağrısı. Hatta adalet çığlığı!
İşçiler hakları için, gazeteciler tutuklu meslektaşları için Urfa’da Emine Şenyaşar eşi ve çocukları için, Trabzon’da Metin Lokumcu ailesi “Metin Hoca” için adalet istiyor.
Peki adliye saraylarından adaletli kararlar ne kadar çıkıyor? Özellikle çocuk istismarı davalarında yargının cezasızlıkla mı daha yakın bağı var, yoksa adaletli kararlar mı öne çıkıyorlar?
Şunu da hatırlatayım, hukuk uygulansa failler cezasız kalmayacak fakat avukatlar allem ediyor kallem ediyor, yasalardaki boşlukları buluyor, sanıklar eril mahkeme heyetlerinin de fail odaklı bakışıyla ya cezasız bırakılıyor ya da “iyi hal” indirimi alıyor.
Şimdi, 2022’ye gidelim birlikte, ay ay bakalım. Kaç davada ceza çıkmış, kaç davada “delil yetersizliği” bahane edilerek, sanıklar tahliye edilmiş.
Ocak’ta basına 5 çocuk istismar davası yansıdı.
Mesela İzmir’de üvey kızı A.B.B.’yi (16) istismar eden E.O.’ya (40) iyi hal indirimi verdi yerel mahkeme, istinaf mahkemesi de bu kararı onayladı.
Samsun’da mesela.
H.B. isimli erkeğe 15 yaşındaki kız çocuğuna istismarda bulunduğu gerekçesiyle 33 yıl hapis cezası verildi. Erkek “yaşı ve hastalıkları” gerekçe gösterilerek “ev hapsi” şartıyla tahliye edildi.
Şubat’ta üç dava var. İki davada failler ceza alırken, Uşak’ta 11 yaşındaki bir kız çocuğunu istismar ettiği gerekçesiyle yargılanan C.K. 24 Şubat’ta beraat ettirildi. Gerekçe, “delil yetersizliği”
Mart’ta 5 çocuk istismarı davası yansımış basına. Ordu’da judo antrenörü Y.Ç.’nin öğrencisi olan 4 kız çocuğuna istismarda bulunduğu gerekçesiyle 18 yıl 8 ay hapis cezası kesinleşti. Ancak, “tutuksuz yargılanırken kaçan erkek” kaçtı.
Nisan’da yine 4 çocuk istismarı davası basına yansıdı Birinde yine “delil yetersizliğinden” tahliye var. Evet, Denizli’de 9 yaşındaki torununa 15 gün boyunca istismarda bulunduğu gerekçesiyle 22,5 yıl hapis cezası alan H.S. (58), tekrar yargılandığı davada “yeterli delil” olmadığı gerekçesiyle beraat ettirildi.
Mayıs’ta da durum benzer, basına yansıyan 3 çocuk istismarı davası var. Birinde “delil yetersizliğinden” beraat var. Kocaeli’de S.N.R. isimli kız çocuğuna istismar ettiği suçlamasıyla yargılanan Ö.K. hakkında “delil yetersizliği” gerekçesiyle beraat kararı verildi.
Haziran’da basına 14 çocuk istismarı davası yansıdı. İkisinde cezasızlık kendisini gösterdi. Kocaeli’de 14 yaşındaki kız çocuğunu istismar ettiği için tutuklanan O.T. (31) serbest bırakılırken, İzmir'de 5 yaşındaki çocuğunu istismar eden R.Y. tutuksuz yargılandığı davada beraat etti. Dava, üst mahkemeye taşındı.
Temmuz’da cezasızlık hayaleti mahkemelerde gezdi. Mesela Maraş’ta engelli oğlan çocuğu B.U.’yu (16) istismar eden A.D (69) isimli erkeğin “geleceğini düşünerek” "iyi hal" indirimi uygulayan mahkeme, 16 yıl 8 ay hapis cezasına ve failin tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Ağustos’ta basına 4 çocuk istismarı davası yansıdı. İzmir'de komşusunun kızı Y.B.'yi (16) istismar ettiği öne sürülen Y.T. (42) isimli erkek hakkında mahkeme, “mesafe belirtilmeden” uzaklaştırma kararı verdi.
Eylül’de basına yansıyan 7 istismar davası var. Birinde çıkan karar yine “eril yargı” denilen noktadan kararı veriyor, sonuç olarak istismar edilen çocuk iki kez intihar girişiminde bulundu.
İzmir’de Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesi, V.T. (17) isimli çocuğa istismar suçundan yargılanan N.C.A. isimli erkeğe 12 Eylül’de çocuğun “rızası olduğu” ifadesini kullanarak 2,5 yıl hapis cezası verdi. Mahkeme suç vakfını “reşit olmayanla cinsel ilişki” olarak değiştirdi, cezayı “sanığın geleceği üzerindeki etkileri” için altıda bir oranda indirdi. Çocuk iki kez intihar girişiminde bulunuyor. V.T.’nin avukatları karara itiraz etti.
Ve Ekim’de bakalım durum değişecek mi? Basına yansıyan dokuz davada yine şöyle dikkat çeken bir karar var. Ankara'da 3,5 yaşındaki İ.E.D. isimli kızını istismar ettiği suçlamasıyla tutuksuz yargılanan S.D. (30) isimli babanın davası 14 Ekim’de devam etti. Erkek, delil yetersizliğinden serbest bırakıldı.
Kasım’daysa basına yansıyan 9 çocuk istismarı davası var. Diyarbakır'da bir çocuğa “zincirleme cinsel istismar” suçundan yargılanan siyasi parti il başkanı C.K. isimli erkek beraat ederken, İzmir'de, 2020 yılında 16 yaşında olan işitme ve zihinsel engelli kız çocuğunu istismar ettiği ve seks işçiliğine zorladığı iddiasıyla yargılanan H.K. isimli erkeğin 20 yıl hapis cezası istinafta bozdu beraatine karar verildi.
Aralık’ta da 10’u aşkın çocuk istismarı davası basına yansıdı. Diyarbakır'da olay gerçekleştiğinde 16 yaşında olan Z.M. isimli çocuğu istismar eden korucular F.B., F.M., İ. M., minibüs şoförü H.M, hastanede temizlikçi olarak çalışan H.M, köyde yaşayan M.T. isimli erkeklerin, “çocuğa cinsel istismar” ve “cinsel taciz” suçlamasıyla yargılandığı dava 6 Aralık’ta devam etti. Mahkeme, “iyi hal” indirimi uygulayarak sanıklara 12 yıl hapis cezası verdi.
Gördüğünüz gibi, Türkiye yargısında şüpheliler, failler için “iyi hal indirimleri” uygulanırken, “geleceği etkilenir” denilerek cezaları düşürülürken, bir istismarın çocuğun geleceğini nasıl etkileyeceği konusu mahkeme heyetinin gündeminde dahi olmamış.
İşte, tüm bu ve bundan çok daha ötesi bir cezasızlık, faillerle özdeşlik kurma hali olduğu için Pazartesi günü görülecek H.G.K.’nin davasında da adalet konusunda endişeler yükseliyor.
Ancak mahkemelerin hatırlaması gereken bir şey var. Tüm Türkiye'nin gözü Pazartesi günü bu davada olacak. Türkiye'nin gözü bir tarafa, belki bür gün onlarla olacak fakat kendi vicdanları hayat boyu onlarla olacak.
Herkesin, cemaatler dışındaki herkesin diyeyim, bu davadaki beklentisi, yıllar sonra da olsa sağlanan adalettir. Geç gelse de adalet!
Eşitlik mücadelesinin yükseldiği yeni bir hafta dileğiyle…
TIKLAYIN - bianet erkek şiddeti çetelelerinin tamamı
(EMK)