14 Ocak 2010'da hükümetin açıklamasıyla başlayan emeklilik yasa tasarısı tartışmaları, 10 ay sonra, 9 Kasım'da yasanın cumhurbaşkanı tarafından imzalanmasıyla şimdilik son buldu.
23 Kasım salı günü, yerel -işyerleri düzeyinde yeni bir eylem günü çağrısı yapıldı ama bu çağrı daha çok yasanın bazı maddelerinin uygulamaya girmesiyle ilgili. 1 Temmuz 2011'de uygulanmaya başlayacak bazı maddeler üzerine yeni görüşmelerin açılmasını hedefliyor.
Cumhurbaşkanı Sarkozy ile sendikalar ve muhalefet partileri arasında süren 10 aylık bilek güreşini kim kazandı? Sol bu direnişten politik bir yarar sağlayabilecek mi? Bu soruların yanıtını bugüne bakarak vermek zor ama yasa kabul edildiğine ve uygulamaya girdiğine göre Cumhurbaşkanı Sarkozy'inin birinci raundu kazandığı söylenebilir. İkinci raund 2012 yılında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri.
Mücadele içinde mücadele
10 aylık direniş boyunca sendikalar arasındaki birlik neredeyse hiç bozulmadı. Tabanın yasaya duyduğu tepkinin boyutu, yoğun adaletsizlik duygusu bu konuda önemli bir rol oynadı. Sendikal rekabet de birleştirici bir işlev gördü. Kimse gemiyi terketmeyi göze alamadı. Sendikalar, şimdi, girdikleri bu mücadeleden çok yara almadan çıkmaya çalışıyorlar.
Politik planda ise sorular çok. Emeklilik yasasına karşı direnişin politik etkileri ne olacak? Direniş sosyal sorunları ve zenginliklerin yeniden paylaşılması konusunu ön plana çıkardı ama bu durum kalıcı olacak mı? Sosyal sorunlar üzerinden yürütülecek tartışma kalıcı hale getirilebilecek mi? Sol bu çatışmadan kazançlı çıkabilecek mi? 2012 yılında yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerini nasıl etkiliyecek?
Sarkozy için her şey çok açık. Emeklilik yasa tasarısının kabulu onun için bir dönüm noktası. Hedefi "Reformlara devam ederek", gündemi kendisi belirleyerek önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yeniden seçilmek. Seçimin biçimi -iki turlu ve ikinci turda iki kutuplu- gözönüne alınırsa, bu o kadar da zor değil. Ayrıca hoşnutsuzların, genel olarak karşı oy kullanmak yerine, oy kullanmama eğilimi gösterdikleri, politikadan uzaklaşan bir tavır içine girdikleri düşünülürse, Sarkozy'nin oyunu tutabilir.
Sarkozy'yi yenmek zor, üstelik sol, yasaya muhalefetini karşı projeyle de besleyemedi. Sarkozy'nin yasa tasarısı fransızlar tarafından kabul görmemişti ama ortada çözülmesi gereken de bir problem vardı. Bu süreçte sosyalistler sol içinde kaybettikleri prestijlerini kısmen yeniden kazandılarsa da, sosyalist parti içindeki liderlik mücadelesi, partinin toplumun tümüne yönelik mesajının net ve anlaşılır olarak aktarılmasının önünü kesti.
Partinin alternatif önerileri ise toplumun farklı kesimlerinin istemlerinden çok parti içi dengelerden esinleniyordu. Solun solunun rekabeti de onları köşeye sıkıştırdı. Bu nedenle, sol partilerin, özellikle de Sosyalist Parti'nin 10 aylık bu sürecten güçlenerek çıktığını söylemek kolay değil.
Avrupa Ekoloji tartışmaya ağırlığını koymak istiyor
Bugüne kadar «yaratıcı» pozisyonunu koruyan Avrupa Ekoloji, emeklilik yasası konusunda da ağırlığını koymaya çalışıyor. "Süratle politik bir açılım gösteremezsek, durum umutsuzluğa kayacak" saptamasıyla, Daniel Cohn-Bendit "krizden çıkabilmek için sendikaların ve sol partilerin alternatif, ortak bir yasa taslağı sunmalarını" öneriyor.
Ama, bu öneri daha çok, neyin olamayacağını sergilemeyi amaçlıyor. Çünkü sendikaların bile ortak bir projede birleşmeleri mümkün değil. Ayrıca Avrupa Ekoloji, yeniden yapılanma sürecini tamamlayamamış durumda. Yeşiller ve Avrupa ekoloji'nin birleşme ve yeniden yapılanma süreci 2011 ilkbaharına kadar sürecek.
Solun solu-radikal sol, sosyalistlerle ne yapacağınıbilemiyor
Solun solunda, Sol Parti'nin lideri Melechon yine "solun solunun birliğininin gerekliliği"ne vurgu yaparken, Yeni Antikapitalist Parti sözcüsü Olivier Besancenot "hareket partilerin birliğinden daha ileri düzeydeyken, sorunun çözümünü partiler arası ilişkilerde arayamayız" açıklamasıyla olası bir birlik grişiminin önünü şimdiden kesiyor. Ama her ikisi de eylemliliğin devamından yana. Attac ve Copernik ise, ocak ayından başlıyarak, 6 ay sürecek, "sosyal ve ekolojik dönüşüm forumları" düzenleyerek, solun solunun öneriler dizisini oluşturmaya çağırıyor. Ele alınacak konullar ise şöyle : sosyal güvenlik, vergilendirme ve bölgesel adaletsizlik.
Sosyalistlerle ilişkiler ne olacak sorusuna gelince işler karışıyor. Sol parti, ilişkiye sıçak bakmazken, komünistler, sosyalistlerin birlikte sokağa döküldüklerini, onların görmezden gelinemeyeceğini söylüyor. Sonuçta herkes önümüzdeki seçimlerdeki olası ittifaklara göre tavrını belirlemeye çalışıyor. (SŞ/EÜ)